<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay Dördüncü Daire
Karar Tarihi : 20.04.2006
Esas No : 2006/69
Karar No : 2006/888
Konusu : Kredi karşılığında teminat olarak gösterilen taşınmazın icra yoluyla kredi veren bankaya satışının katma değer vergisinden istisna olduğu Hk.
Davanın Özeti:
Kredi karşılığı teminat alarak gösterilen taşınmazın, icra yoluyla davacı banka tarafından alınması nedeniyle ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle dava açılmıştır. ....... 1. Vergi Mahkemesinin 24.09.2003 günlü ve E: 2003/278, K: 2003/730 sayılı Kararıyla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa 4684 sayılı Kanunun 18’inci maddesiyle 03.07.2001 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere eklenen geçici 29’uncu maddesinin 6’ncı bendinde, Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların aktifinde kayıtlı olan gayrimenkuller ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar ile bu bankalara doğrudan veya dolaylı olarak iştiraki bulunan tam mükellef sermaye şirketlerinin aktifinde kayıtlı olan gayrimenkuller ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançların, satışın yapıldığı yılda banka sermayesine ilave edilen kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu, vadeli satış halinde, satışın yapıldığı hesap dönemini takip eden ikinci hesap dönemi sonuna kadar banka sermayesine ilave edilen tutarların da bu istisnadan yararlanacağı, ilk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin olduğunun kabul edileceği, bent hükmüne göre vergiden müstesna tutulan kazançların, Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-ii) alt bendine göre vergi tevkifatına tabi tutulmayacağı, Türk Ticaret Kanununun 391’inci maddesinin bu suretle gerçekleştirilecek sermaye artırımına aykırı hükümlerinin uygulanamayacağı, bu bent hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu bent kapsamında yapılacak işlemler tapu ve kadastro harcından, düzenlenen kağıtlar damga vergisinden, lehe alınan paraların da banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu, bu hükümden yararlanan kurumların gayrimenkul ile iştirak hisselerinin satışından doğan kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddesinin son fıkrası hükmü uygulanmayacağı, bentte belirtilen istisna hükümlerinin yürürlük tarihi itibarıyla banka kayıtlarına göre, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara borçlu durumda olan tam mükellef sermaye şirketlerinin ve kefillerinin, bu Kanunun yayımı tarihinde sahip oldukları ve bu borçlara karşılık bankalara devrettikleri gayrimenkul ve iştirak hisselerinden doğan kazançları içinde uygulanacağı, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 10’uncu maddesi uyarınca da Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 29’uncu maddesinin 1/6’ncı fıkrası kapsamındaki tesliminin vergiden müstesna tutulacağı hükmüne yer verildiği, dosyanın incelenmesinden davacı bankanın şubesinden ...... Aluminyum firmasının kredi aldığı kredi karşılığında taşınmazını teminat gösterdiği, adı geçen firmanın borçlarını ödeyememesi sonucu taşınmazın davacı bankaya icra yoluyla satılması üzerine satış bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin istisna kapsamında bulunduğu ileri sürülerek dava açıldığının anlaşıldığı, sözü edilen Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 29/6’ncı maddesinde Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bankalara borçlu olan tam mükellef sermaye şirketleri ve kefillerinin sahip oldukları gayrimenkul ve iştirak hisselerinin borca mahsuben bankalara devri halinde maddede belirtilen istisnaden yararlanacakları, aynı şekilde Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 10’uncu maddesine göre de katma değer vergisinden istisna olduğu açık olup, bu maddelere de borçlu şirketlerin ellerindeki gayrimenkul ve iştirak hisseleri devirlerinin rızaen veya icra yoluyla yapılması konusunda bir ayrım yapılmamış ve yasa metninde icra yoluyla yapılan devirlerde istisna hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin düzenlemeye de yer verilmediği, bu nedenle bankaya olan kendi borcu nedeniyle tam mükellef kurumun adına kayıtlı taşınmazın icra yoluyla satılarak davacı bankaya devri istisna kapsamında olduğundan katma değer vergisi tahakkukunda yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle tahakkukun iptali ile ödenen verginin iadesine karar verilmiştir. Davalı İdare, tahakkukun Kanuna uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Kararın Özeti: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, vergi mahkemesi kararının onanmasına oybirliğiyle karar verildi.