<CENTER>DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
</CENTER>


Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu
Karar Tarihi : 28.09.2006
Esas No : 2006/1258
Karar No : 2006/804
Konusu : Yargı kararları ve bu nedenle çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı ile kıyı bankalarındaki hesapları yurt içi mevduat hesaplarına dönüştürülen hak sahiplerinin hukuki durumları, tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki hesap sahiplerinin hukuki durumları ile eşitlendiğinden bu yeni hukuki durum değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerektiği Hk.
Davanın Özeti:
Danıştay Onüçüncü Dairesinin 16.01.2006 günlü, E: 2005/2031, K: 2006/37 sayılı Kararının temyizen incelenerek bozulması taraflar tarafından istenilmektedir.
Kararın Özeti: Dava, 03.01.2004 günlü, 25335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 29.12.2003 günlü, 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 3’üncü maddesinin (a) fıkrasının 1’inci bendinin iptali, 10.500,00 YTL. mevduat tutarının vade tarihine kadar mevduat faizi, vade tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi 16.01.2006 günlü, E: 2005/2031, K: 2006/37 sayılı Kararıyla, 5021 sayılı Yasanın 1’inci maddesinin son paragrafında yer alan kuralla, kıyı bankalarında hesap açtıran, ancak Türkiye’deki bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten itibaren geriye doğru bir ay içinde bu hesaplardaki paraların karşılıkları muhabir banka ya da bir başka banka aracılığıyla Türkiye’deki bankada karşılıksız olarak açılan mevduat hesaplarının Fon tarafından ödenmeyeceği belirtilerek kıyı bankalarındaki hesapların Yasa kapsamı dışında bıraktığı; bu kuralın, 23.06.2005 tarih ve 25854 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 04.05.2005 tarihli, E: 2004/4, K: 2005/25 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararıyla, BDDK.’nun bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten geriye doğru bir ay içinde kıyı bankalarındaki hesaplarında bulunan mevduatı, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına muhabir banka veya diğer bankalarca karşılığı nakden ödenmeksizin aktarılan mevduat sahiplerinin, söz konusu mevduatlarının Türkiye’deki muhatabı olduğu bankaya ödenip ödenmediğini takip etme zorunluluklarının bulunmadığı, muvazaalı olduğu Fon tarafından tespit edilen hesaplar için Fonca herhangi bir ödeme yapılmayacağı, bu konuda uyuşmazlık çıkması durumunda da konunun yargı organlarınca karara bağlanacağının kuşkusuz olduğu, bu nedenlerle, mudinin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten geriye doğru bir ay içinde karşılığı ödenmeksizin aktarılan hesaplarının Fonca ödenmeyeceğinin kurala bağlanmasının hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesiyle bağdaşmadığı, kıyı bankalarındaki hesaplarından bankacılık işlemi yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına karşılığı nakden ödenmeksizin aktarılan mevduat sahipleriyle aynı bankanın diğer mevduat sahipleri arasında Fondan yararlanma açısından bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dışında ayırım yapılmasının eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu gerekçeleriyle, Anayasanın 2’nci ve 10’uncu maddelerine aykırı bulunarak iptal edildiği; Dairenin 08.07.2005 günlü E: 2005/3760, K: 2005/3421 sayılı Kararıyla da, 5021 sayılı Yasanın verdiği yetki uyarınca ve Yasa hükmüne koşut olarak Bakanlar Kurulunca düzenlenen dava konusu kararın 3’üncü maddesinin (a) fıkrasının 1’inci bendinde yer alan kuralın, dayanağı Yasa kuralının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi sonucunda hukuki geçerliğini yitirdiği gerekçesiyle iptal edildiği gerekçesiyle davacının Bakanlar Kurulu Kararının 3/a-1’inci bendi yönünden karar verilmesine yer bulunmadığı; davacının kıyı bankasındaki hesabından mevduat hesabına dönüştürülen tutarın ödenmesi istemi hakkında ise; Anayasanın 125’inci maddesinin son fıkrasında yer alan hüküm uyarınca idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutulduğu, buna göre, idarenin hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanmış bir işlemi sonucunda bir hakkın ihlaline neden olması durumunda sorumlu tutulması hukuk devleti ilkesinin gereği olduğu, davacının kıyı bankasındaki hesabının, Bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılmasından önce, Bankanın yurt içi hesabına aktarılarak mevduat hesabına dönüştürüldüğünün dosyada bulunan mevduat cüzdanı örneğinden anlaşılması ve bu işlemin muvazaalı olduğunun idarece kanıtlanamaması nedeniyle davacının zararının mevduat hesabındaki tutar karşılığı, iptal edilen düzenleyici işlemi tesis eden Bakanlar kurulunu temsilen Başbakanlık ve yasal düzenleme uyarınca tasarruf mevduatını ödemekle yükümlü bulunan Fon tarafından tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın davacının, Bakanlar Kurulu Kararının 3’üncü maddesinin (a) fıkrasının 1’inci bendinin iptali istemine ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tazminat isteminin kabulüyle mevduat hesabındaki 10.500,00 YTL.’nin Başbakanlık ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından davanın açıldığı 23.02.2004 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, karar vermiştir.
Davalı idareler, 5021 sayılı Yasaya dayalı olarak düzenlenen Bakanlar Kurulu Kararının mevzuata uygun olduğu, bu işlemin iptalinin davacının kıyı bankasındaki hesabının mevduat tutarına dönüştürülen tutarının ödenmesi sonucunu doğurmayacağı; ayrıca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kararda hasım konumunda yer almaması gerektiği ve harçtan muaf olduğu, dolayısıyla yargı harcının kendisine yükletilemeyeceği; davacı ise faizin başlangıç tarihine davanın açıldığı tarih değil mevduatın açıldığı veya idareye başvuru yapıldığı tarihin esas alınması gerektiği savıyla kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.
Daire Kararında belirtilen Danıştay Onüçüncü Dairesinin 08.07.2005 günlü, E: 2005/3760, K: 2005/3421 sayılı Kararı temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca incelenmiş ve 17.11.2005 günlü, E: 2005/2399, K: 2005/2641 sayılı Kararı ile onanmış olup, bu Kararın düzeltilmesi istemi de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 28.09.2006 günlü, E: 2006/2216, K: 2006/794 sayılı Kararıyla reddedildiğinden Daire Kararının, Bakanlar Kurulu Kararının 3/a-1’inci maddesinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın, davacının tazminat isteminin kabulü ile kıyı bankasındaki hesabından mevduat hesabına dönüştürülen tutarın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine ilişkin kısmına gelince;
Anayasanın 138’inci maddesinde, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları, bu organların ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükmüne yer verilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28’inci maddesinde de idari yargı yerlerince verilen kararların uygulanma zorunluluğu belirtilmiştir.
İdarenin yargı kararlarına uyması ve bu kararların gereklerine göre işlem ya da eylemde bulunmak zorunda olması, aynı zamanda Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin de bir gereğidir.
Olayda, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının 3/a-1’inci maddesinde yer alan ve İmar Bankasının Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten geriye doğru bir ay içinde (03.06.2003 tarihi dahil) kıyı bankalarındaki hesapları Fonca sağlanan mevduat güvencesi kapsamına almak amacına yönelik olarak Bankanın yurt içi kayıtlarına muhabir bankaca karşılığı nakden veya Bankanın dışındaki bir başka banka aracılığıyla ödenmeksizin aktarıldığı tespit edilen hesaplar için Fonca herhangi bir ödeme yapılamayacağına ilişkin kuralın, Danıştay Onüçüncü Dairesince iptal edilmesi üzerine, 03.08.2006 günlü, 26248 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03.07.2006 günlü, 2006/10727 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 03.01.2004 günlü, 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklikler yapılmıştır.
Yeni düzenlemede, yukarıda belirtilen hesapların hak sahiplerine ödeneceği belirtilmiş, ödeme usul ve esasları açıklanmıştır. 03.08.2006 günü itibariyle yürürlüğe giren 2006/10727 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile; Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, 2003/6668 sayılı Kararın 6’ncı ve 7’nci maddeleri uyarınca hesaplanacak ödeme tutarları ile 8’inci madde uyarınca hesaplanacak faiz ödemeleri tutarları toplamının müracaatta bulunmuş haksahiplerine 1 ay içinde ödeneceği, kalan tutarın ise yine 2003/6668 sayılı Kararın 7’nci ve 8’inci maddelerinde belirlenmiş olan usul ve esaslar ile bu Kararda belirtilen esaslar çerçevesinde ödeneceği kuralı getirilmiştir. Dolayısıyla getirilen bu düzenleme ile Danıştay Onüçüncü Dairesinin anılan iptal kararı uygulanmak suretiyle kıyı bankalarındaki hesapları yurt içi mevduat hesaplarına dönüştürülen hesap sahipleri ile anılan 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki hesap sahipleri arasındaki farkın ortadan kaldırıldığı, diğer bir ifadeyle belirtilen hesap sahiplerinin hukuki durumlarının eşitlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda kıyı bankalarındaki hesapları yurt içi mevduat hesaplarına dönüştürülen hak sahiplerinin hukuki durumları, 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki hesap sahipleriyle yukarıda belirtilen yargı kararı uyarınca çıkarılan 2006/10727 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca eşitlenmiş olduğundan, oluşan bu yeni hukuki durum Dairesince değerlendirildikten ve bu arada ana paranın tamamının ilgilisine ödenip ödenmediği de belirlendikten sonra karar verilmesi, ayrıca göndermede bulunulan 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının öngördüğü faiz hesaplama yöntemine karşı açılmış davaların sonucununda dikkate alınması gerektiği açıktır.
Dairesince, davacının mevduat hesabına dönüştürülen hesap tutarının faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin istemi hakkında yeniden bir karar verileceğinden, davacının temyiz istemi ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun yargı harcının kendisine yükletilmemesi gerektiği yönündeki temyiz istemi bu aşamada incelenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine temyize konu Danıştay Onüçüncü Dairesinin 16.01.2006 günlü, E: 2005/2031, K: 2006/37 sayılı Kararın karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının ONANMASINA Kararın davacının mevduat hesabının tamamının def’aten tazminat olarak ödenmesine ve yasal faiz uygulanmasına ilişkin kısmın BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi.