İdari para cezalarında yargılama yeri karmaşası



<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=0>
<T>
<TR>
<TD =date vAlign=top>14/12/2005 09:04:27</TD></TR></T></TABLE>


SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU / İbrahim Işıklı


e-mail: ibrahimis@hotmail.com





4857, 4956 ve 4958 sayılı yasalarla çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatında değişiklik yapılmadan önce idari para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesinde dava açılması gerekiyordu.


Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2002 tarihli E:2001/225, K:2002/88 kararı ile 506 sayılı kanunun 140. maddesinde daha önce yer alan, "Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler "tümcesini Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmesi nedeniyle hem 4857 sayılı yeni İş Kanunu'nda hem de SSK ve Bağ-Kur mevzuatında değişiklikler yapan 4958 ve 4956 sayılı yasalarda idari para cezalarına itiraz mercii olarak idare mahkemesi gösterilmiştir. Ancak, Kabahatler Kanunu'nun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi ile idari para cezalarında yargılama yeri yeniden sulh ceza mahkemeleri olarak gösterilmiştir.


506 sayılı kanunun 140. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı ile ilgili konuyu esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararda; idarenin hizmetleri gereği gibi ve ivedilikle görebilmesi için, yaptırım uygulama yetkilerine gereksinimi olduğu, idarenin bu yetkilerle kamu düzeni ve kamu güvenliğini, kamu sağlığını, ulusal servetleri zamanında ve gereği gibi koruyabileceği, bu nedenlerle idareye geniş ve çeşitli yaptırımlar uygulama yetkisinin tanındığı, idari cezaların da idari yaptırımların en önemlilerinden birisi olduğu, idari cezalar arasında yer alan para cezalarını diğer cezalardan ayıran en belirgin niteliğin onların idari makamlar tarafından kamu gücü kullanılarak verilmesi olduğu, tarihsel gelişimine paralel olarak Anayasa'da adli ve idari yargı ayrımına gidildiği, Anayasa'nın 125. maddesi birinci fıkrasında "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır" denilirken, 140., 142., 155. maddeleriyle de idari-adli yargı ayrımının kurumsallaştırıldığı, kural olarak idarenin kamu gücü kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemlerinin idari yargı, özel hukuk alanına giren işlemlerinin de adli yargının denetimine tabi olduğu, itiraz başvurusuna konu olan idari para cezasının, kamu gücünün kullanılması ile ilgili ve yasada belirtilen kurallara uymayanlara idari bir yaptırım uygulanması niteliğinde olduğundan, çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde de idari yargının yetkili kılınması gerektiği, bu nedenle de itiraz konusu kural Anayasa'nın 2., 125. ve 155. maddelerine aykırı olduğundan iptalinin gerektiğine hükmolunmuştur.


Anayasa Mahkemesi'nin bu kararından sonra 4854 sayılı kanun ile birçok kanunda idari para cezalarına ilişkin değişikliğe gidilmiş ve yargılama yeri olarak da idare mahkemeleri gösterilmiştir.


Anayasa Mahkemesi, 17.02.2004 tarihli E:2003/72 ve K:222004/24 sayılı kararı ile de 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 41. maddesinin, "Verilen para cezalarına karşı cezanın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde yetkili Sulh Ceza Mahkemesi'nde itiraz edilebilir" biçimindeki dokuzuncu fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararında özet olarak, idari para cezasının, kamu gücünün kullanılmasıyla ilgili ve yasada belirtilen kurallara uymayanlara idari bir yaptırımın uygulanması niteliğinde olduğu ve çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde de idari yargının yetkili kılınması gerektiği dile getirilmiştir.


01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun birinci kısmındaki "Genel Hükümler" bölümünde yer alan 17. maddesinde idari para cezası açıklanmıştır. İdari para cezalarına karşı başvuru usulü ise 5326 sayılı kanunun 27. maddesinde yer almıştır. Kanun hükmüne göre, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.


Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir. Başvuru, bizzat kanuni temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir. Başvuru dilekçesinde, idari yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir.


Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin ve dolayısıyla idari para cezası ile ilgili hükümlerinin de diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Bu hükme göre, Kabahatler Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden itibaren, çalışma ve sosyal güvenlik alanına ilişkin kanunlar gereğince uygulanan idari para cezalarına karşı itiraz merci, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen, sulh ceza mahkemeleri olacaktır. Konunun bir an önce Anayasa Mahkemesi kararları da dikkate alınarak çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Aksi halde, özel kanunlardaki hükümlere uygun olarak itiraz eden mükelleflerin hak kaybına uğramaları kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda ortada uygulamanın nasıl olması gerektiği önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağına göre idari para cezalarına karşı başvuru merciinin neresi olması gerektiği konusunda farklılık meydana gelmekte olup, bunun çözümü gerekmektedir.


(Not: Konuyla ilgili ayrıntılı bilgiyi, Mali Pusula Dergisi'nin Ekim 2005 tarihli sayısında yayımlanan ve tam metnini "Vergi, Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Portalı, www.resulkurt.com"da okuyabileceğiniz Sigorta Müfettişi Özkan Bilgili'nin "İdari Para Cezaları Yargılama Yerinde En Son (?) Değişiklikler..." başlıklı makalesinde bulabilirsiniz.)