Toplam 10 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: ZARAR EDEN MESLEKTAŞTTAN NİSBİ AİDAT ALINIR MI?

  1. #1
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    18.Kasım.2005
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    1,432
    <TABLE width="100%">
    <T>
    <TR>
    <TD vAlign=center align=left></TD>
    <TD vAlign=center align=left>ZARAR EDEN MESLEKTAŞTAN NİSBİ AİDAT ALINIR MI? YARGI KARARLARI?
    <DIV =smalltext>« : Temmuz 03, 2007, 03:32:21 »
    <DIV =smalltext>Gaziantep forumuna da yazmış idim.
    <DIV =smalltext></TD>
    <TD style="FONT-SIZE: smaller" vAlign=bottom noWrap align=right height=20> </TD></TR></T></TABLE>
    <HR =hrcolor width="100%" SIZE=1>

    <DIV style="OVERFLOW: auto; WIDTH: 100%">Değerli Meslektaşlar,


    Elbette odalarımızın meslek örgütlerimiz olarak gelişip güçlenmesini, kendimizin de gelişip güçlenmesi olarak algılamalıyız. Ama, tüm bunlar hukuka uygun olabilmelidir.

    Sevgili Muammer Ağabeyimize de yazdığımız mesajdan kısaca alıntıyacak olur isek:

    " Sanırız her görüştüğüne önerdiği gibi, bize de önerdiği TANSİYON ALETİ alın, yanınızdan ayırmayın tembihi tamam doğru da, daha da önemlisi meslektaşlarımızın TANSİYONLARINI yükseltmeyecek çalışma ve yaşama koşullarının oluşturulması çok daha önemli hale gelmektedir.

    Sizi tam bilemem ama, görüştüğüm pek çok meslektaşlar, işlerin iyi gitmediğinden şikayet etmektedirler. Özellikle son 6 aydan bu yana tahsilat sıkıntısı çektikleri çoğunluğun görüşüdür.

    Eğer bu görüşler doğru ise, yarın hangimizin başına YÜKSEK TANSİYONdan kaynaklı hangi derdin geleceğini bilemeyiz.

    Bu anlamda hemen herkes, her zaman herşeye hazırlıklı olmalıdır gibi."

    Odalarımızın tahsialat yönetmelikleri taslakları oluşturmaya çalıştıkları ve oda aidatlarını toplamakta giderek zorlandıkları bir ortamda amacımız odalarımıza ve Birliğimize zarar vermek değildir.

    Ama, kredi kartı sliplerinin bile artık çoğunluğunun "karşılığı çıkmadığı" bu günlerde hukuka uygun davranmak için daha özenli olmalıyız.

    Bu anlamda, acilen, Odalarımızın (yeni açması ve tahsilat sıkıntısı vb. nedenlerle) zarar beyan etmiş meslektaşlarımızdan NİSBİ AİDAT alamayacaklarına ilişkin Danıştay ve/veya Yargıtay Kararlarına ihtiyacımız var.

    Aynı bağlamda, ücret tarifesi alacağı da istenmiş.

    Üstelik 6183 sayılı AATAUHK'na göre ?

    Bu konularda pek çok yerel mahkeme kararı olduğunu biliyorum. Ancak, Danıştay ve/veya Yargıtay'ın farklı kararlarına ihtiyaç duyuyoruz.

    Yardımcı olabilirseniz seviniriz.


  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    08.Ocak.2006
    Nereden
    Konya
    Mesajlar
    3,798
    Sayın ÖNDER ;

    Konu hakkında değerli meslektaşlarımızın gerekli duyarlılığı göstereceklerine ve konu hakkındaki danıştay yada yargı kararlarınınbulunması halinde, bizlerle paylaşacaklarına eminim.



    <font color=RED>Ahiret\'te Seni Kurtaracak Bir Eserin Olmadığı Takdirde Fani Dünyada Bıraktığın Eserlerede Kıymet Verme..!!! {Mesnev-i Nuriye}</font>

    <font color=BLUE>SMMM Mehmet DEMİRAYAK </font>

  3. #3
    Üye
    Üyelik tarihi
    05.Nisan.2007
    Mesajlar
    44


    SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI ÜYE AİDATLARI İLE BİRLİK PAYLARININ TESBİTİNE AİT YÖNETMELİK
    <TABLE =smaller cellSpacing=3 cellPadding=2>
    <T>
    <TR>
    <TD>Resmi Gazete No</TD>
    <TD>21066</TD></TR>
    <TR>
    <TD>Resmi Gazete Tarihi</TD>
    <TD>29/11/1991</TD></TR></T></TABLE>


    Nisbi Aidatın Tesbiti



    Madde 10- Fiilen mesleki faaliyette bulunan üyelerce bağlı bulundukları odalara ödenir/30' Mesleki faaliyette bulunan her üye, yıllık gelir vergisi beyannamesindeki mesleki kazancının, şirket olarak faaliyette bulunduğu takdirde dağıtılsın veya dağıtılmasın, beyan edilen kurum kazancından payına düşen tutarın % l'ini nisbi aidat olarak Öder. Şirket ortaklarının her birince ödenecek nisbi aidat, gelir vergisi mükellefi olan meslek men-suplarından en az nisbi aidat ödeyenden daha düşük olamaz.


    Tahakkuk ettirilecek miktar maktu aidat miktarlarının 1 katından az ve 20 katından fazla olamaz

  4. #4
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    18.Kasım.2005
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    1,432

    Aşağıdaki savunmayı yazılı olarak mahkemeye sunduk. Mahkeme yazılı lahiyaya cevap vermesi ve delillerini sunması için süre verdi. Bu açıdan acil yüksek yargı kararı gerekiyor idi.


    /////////////////////


    04.07.2007


    Esas Dosya No: 2007/….


    TC. ….. SULH HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE</font>



    SAVUNMA VEREN (DAVALI) :……………………
    …………………………………………………………………………………………………….


    DAVACI :…..SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
    DAVACI VEKİLLERİ :AV……………….


    DAVA KONUSU : Davacı odanın aleyhime ….. İcra Müdürlüğünde, 2006/….. takip sayılı dosya ile başlattığı 2005 ve 2006 yıllarına ait nisbi aidat borcuna ve ferilerine itirazımın iptali talebinin reddi ve borcun yokluğuna karar verilmesi talebimdir.


    DÖNEMİ VADESİ MİKTAR (YTL.) TÜRÜ
    200530.05.2005 62,50 Nisbi Aidat
    2005 30.10.2005 62,50 Nisbi Aidat
    2005 31.01.2005 30,00 Ücret Tarifesi
    2006 30.05.2006 65,00 Nisbi Aidat
    2006 30.10.2006 65,00 Nisbi Aidat
    2006 31.01.2006 30,00 Ücret Tarifesi
    TOPLAM 391,00


    SAVUNMALARIM:


    I. NİSPİ AİDAT BORCUM YOKTUR: 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 16. maddesinde Odaların Gelirleri yan başlığı altında Yıllık Üye aidatları oda gelirleri arasında sayılmıştır. “Odaların gelirleri aşağıda gösterilmiştir.
    a) Odaya giriş ücreti,
    b) Yıllık üye aidatları,
    c) Yardım ve bağışlar,
    d) Çeşitli gelirler. “ </font> Yıllık Üye aidatlarının neler olduğu ve Nisbi Aidat ile gecikme zammı mesleki Kanunda tanımlanmamıştır. Ancak, aynı yasanın 50/g hükmünce üye aidatlarının yönetmelikle düzenleneceği belirlenmiştir. Buna göre de, 29/11/1991 tarih ve 21066 sayılı Resmi Gazetede “SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI ÜYE AİDATLARI İLE BİRLİK PAYLARININ TESBİTİNE AİT YÖNETMELİK” </font> yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Odaya kayıtlı her meslek mensubunun zorunlu olarak ödediği, Maktu yıllık aidatın dışında Yönetmeliğin, “10. b) Nisbi Aidat: Çalışanlar listesinde kayıtlı meslek mensubundan alınan aidattır.” yıllık aidat türü olarak nisbi aidat tanımlanarak eklenmiştir. Aynı yönetmeliğin, “Nisbi Aidatın Tesbiti
    Madde 10- Fiilen mesleki faaliyette bulunan üyelerce bağlı bulundukları odalara ödenir. Mesleki faaliyette bulunan her üye, yıllık gelir vergisi beyannamesindeki mesleki kazancının, şirket olarak faaliyette bulunduğu takdirde dağıtılsın veya dağıtılmasın, beyan edilen kurum kazancından payına düşen tutarın % l'ini nisbi aidat olarak Öder. Şirket ortaklarının her birince ödenecek nisbi aidat, gelir vergisi mükellefi olan meslek mensuplarından en az nisbi aidat ödeyenden daha düşük olamaz.
    Tahakkuk ettirilecek miktar maktu aidat miktarlarının 1 katından az ve 20 katından fazla olamaz.”
    </font> yöntemi açıklanmıştır. Yukarıda altını çizdiğim “yıllık gelir vergisi beyannamesindeki mesleki kazancının, % l'ini nisbi aidat olarak Öder.”</font> yöntemine göre, nisbi aidatın kaynağı mesleki kazancın %1’idir. Eğer üye olarak benim mesleki kazancım yok, tam tersine zararım var ise, nisbi aidat istenmesi davamızın esas konusunu oluşturmaktadır. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde nispi “birbirine göre, göreceli” olarak tanımlanmıştır. Olmayan kazanca göre nisbi aidat alınamayacağından, yıllık maktu aidata göre nisbi aidat talep etmek, kazanca göre aidat almanın yorumlanması mantığıyla da çelişmektedir.


    Elbette odalarımızın meslek örgütlerimiz olarak gelişip güçlenmesini, kendimizin de gelişip güçlenmesi olarak algılamalıyız. Ama, tüm bunlar hukuka uygun olabilmelidir. Davacı oda ile mesleki kazanç üzerinden nisbi aidat hesaplanması konusunda bir uyuşmazlığımız yoktur. Aynı anlamda zarar ettiğim konusunda da bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Aynı yönetmeliğin aynı maddesinin son paragrafının yorumlanması ve uygulaması hatalıdır. “Tahakkuk ettirilecek miktar maktu aidat miktarlarının 1 katından az ve 20 katından fazla olamaz.“ </font>ifadesini az kazananların alt sınırını belirlemekten öteye ayrıca, zarar edenlerden de nisbi aidat alınmasına kadar genişleten yorumu nedeniyle açılan icrai takibata itiraz etmiş bulunmaktayım.


    Dava konusu 2005 ve 2006 yıllarında şahsi olarak mesleki faaliyetimi sürdürdüm ve 2005 yılında 773,56 ytl zarar 2006 yılında da 671,57 ytl mesleki kazancımdan 2005 yılına ait 773,56 ytl zararımı mahsubum nedeniyle yıllık gelir vergisi bayannamemde matrah oluşmamıştır. Ancak, zarar ettiğim halde aynı yönetmeliğin aynı maddesinin devamındaki “ Şirket ortaklarının her birince ödenecek nisbi aidat, gelir vergisi mükellefi olan meslek mensuplarından en az nisbi aidat ödeyenden daha düşük olamaz.“</font> ifadesine dayanarak, şirket ortaklarına getirilmiş asgari sınırı, benim gibi, şahsi mesleki faaliyet yürütmeye çalışanlardan zarar etmiş olsalar dahi, icra yoluyla takip etmeye çalışması davamızın uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır.


    Davacı oda ile mesleki kazancın tanımı konusunda da bir uyuşmazlığımızın olmadığı kanısındayım. Çünkü yönetmelikte adı geçen yıllık gelir vergisi beyannamesindeki mesleki kazanç 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65. maddesinde Serbest Meslek Kazancının Tarifi yan başlığı altında “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.


    Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…”
    </font>şeklinde tanımlanmıştır. SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR olarak, kanun kapsamında doğan kazançlarımı Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan ediyorum. Üstelik, Gelir Vergisi Kanunu’nun 67. maddesine göre, Serbest Meslek Kazancının Tespiti “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır</font>…” hükmündedir. Aynı Gelir Vergisi Kanununun Gelirin Toplanması ve Beyan yan başlıklı 85. maddesinin, 1. fıkrasınca “Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.”</font> Ekte sunduğum 2005 ve 2006 takvim yıllarına ait Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri ve tahakkuk fişlerinden görüleceği üzere 2005 yılında zarar ve 2006 yılında da zararımın mahsubu yoluyla kazancım olmamıştır.


    Yukarıdaki yönetmeliğin şirket ortakları için getirilmiş olan “gelir vergisi mükellefi olan meslek mensuplarından en az nisbi aidat ödeyenden daha düşük olamaz.” </font>ifadesine dayanarak, şahsi olarak serbest mesleki faaliyetini yürüten ve bu “faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır”</font> sonucunda zarar beyan eden üyenin doğmamış kazancından nisbi aidat istenmesi hukuka aykırı olduğu gibi, odaların varlık nedenine de aykırıdır. Çünkü 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun “Odalar, Nitelikleri ve Faaliyet Sınırı “ yan başlıklı 14. maddesince “Serbest muhasebeci malî müşavirler ve yeminli malî müşavirler odaları, bu Kanunda yazılı esaslar uyarınca meslek mensuplarının ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, bu mesleklerin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıyla kurulan, tüzelkişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.”</font> hükmündedir. Altını çizdiğim “meslek mensuplarının ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak,” </font>amacına aykırı olarak, Kanunda yer almayan ve yönetmeliği üyenin hak ve çıkarlarına aykırı olarak yorumlayan ve uygulayan oda yönetim kurulunun, dava konusu olayımda “ … zarar olsa dahi nisbi aidat ödenir” gibi bir yorum çıkarmasının ve icrai takibe geçmesinin maddi ve hukuksal dayanağı yoktur. O zaman aynı yönetmelikte ayrıca oda üyeliğinin bir gereği olarak YILLIK MAKTU AİDAT’ın düzenlenmesinin bir anlamı kalmaz idi. Zaten yıllık maktu aidat ödüyorum. Ayrıca zarar ettiğim yıllarda en azı “bütçe memur taban aylığı kat sayısının 200 rakamı ile çarpımı suretiyle bulunacak tutardan az olamaz.”</font> şeklinde yönetmelikte hesaplanması gösterilen, yıllık maktu aidat kadar olan bir aidatı nisbi aidat adı altında istenmesi yıllık Maktu aidatın mükerrerliğine yol açmayacak mıdır? Aynı meslek yasasına dayanarak, 21.02.1990 tarih ve 20440 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmış bulunan “SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİ”nin” Odanın Amacı
    Madde 4- Odanın başlıca amaçlan şunlardır:
    a) Mesleki alanda çalışmalar yapmak, mesleğin gelişmesini sağlamak,
    b) Meslek onurunu ve üye haklarını korumak,
    …..
    c) Mesleğin uygulanmasıyla ilgili normları geliştirmek, eğitim ve kamu kurumlarıyla işbirliği yaparak mesleki eğitimin gelişmesine katkıda bulunmak,
    d) Üyeler arasında dayanışmayı sağlamak ve haksız rekabeti önlemek.“
    </font> olarak tanımlanmıştır. Davacı odanın açtığı dava ve yaptığı icrai takip, yukarıdaki yönetmelik maddesinin b fıkrasındaki meslek onurumun ve üye haklarımın ihlali anlamındadır. Buradaki hukuksal haklarım saklıdır. Devlet bile zarar ettiğim için vergi istemez iken, kamu kurumu niteliğindeki odanın zarar eden de nisbi aidat talep etmesinin hukuksal açıklaması olamaz.


    Aynı anlamda, yasaya, yönetmeliğe, Odanın amaçlarına ve hukuka aykırı genel kurul kararlarının da bir hüküm ifade etmeyeceği açıktır.


    Aynı konuda aynı odaya karşı açılan pek çok dava olduğu gibi, yüksek yargı kararlarından biri (Danıştay Sekinci Dairesinin 14.02.2001 günlü, E.1999/2337 ve K.2001/523 sayılı kararı) “mesleki kazancı olmayandan nisbi aidat istenilmesine hukuka uyarlık bulunmadığına”</font> hükmedilmiştir ve savunmamın ekinde görüşlerinize sunulmuştur.


    II. ASGARİ ÜCRET TARİFESİ BORCUM YOKTUR: Öte yandan ne 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nda ücret tarifesi geliri adı altında bir oda geliri tanımlanmamıştır. Ücret tarifesi değil, Asgari ücret Kanunun 46. maddesinde “Ücret meslek mensuplarının hizmetlerine karşılık olan meblağı ifade eder. Ücretin asgarî miktarı tarife ile belirlenir. ..


    Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarifeyi aynen veya gerekli gördüğü değişikliklerle tasdik eder. Tarifeler Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girer.
    </font>” olarak tanımlanmıştır.


    Asgari ücret tarifesi Odaların Gelirlerine ilişkin yönetmelikte, Diğer Maktu Ödentiler başlığı altında” Madde 12- Adres değişikliği tescili, mesleki kimlik cüzdanı, oda üyelik belgesi, asgari ücret tarifesi ve benzeri işlemler karşılığı alınacak ödentiler olup, tutarları da oda genel kurulunca tesbit edilir ve odalarca tahsil edilir.”</font> şeklinde düzenlenmiştir. Ancak Odamızın yayımladığı için bedelini istediği tarife Kanunda tanımlanan “asgari ücret tarifesi” değil tavsiye niteliğindeki tarifedir. Kanundaki tarifeyi odamız yayımlamamaktadır. Asgari Ücret Tarifesi Maliye Bakanlığınca her yıl sonunda Resmi Gazetede yayımlanmaktadır. Ekte örneklerini sunduğum tarifeler ile Resmi Gazetede yayımlanmış tarifeler ve tutarları farklıdır. Bu neden ile odamız bir süreden beri üyelerine tavsiye niteliğindeki tarifeyi yıllık ajanda veya takvim vb. ile göndermektedir. Örneğin, İşçisiz en düşük Defter Tutma Ücretleri asgari ücret tarifesinde 51 ytl iken odamızın tarifesinde 67 ytldir. Yine 2006 yılı için aynı sıradaki asgari ücret 56 ytl iken, odamızın tarifesinde ise, 75 ytldir.


    Resmi Gazetede Maliye Bakanlığınca yayımlatılan ve uyulması zorunlu olan asgari ücret tarifesi budur. Odamız Resmi Gazetede Maliye Bakanlığınca yayımlatılan ve uyulması zorunlu olan asgari ücret tarifesini üyelerine dağıtmamaktadır. Oysa meslek yasamızın 46. maddesinde “Tarifedeki asgarî miktar altında ücret karşılığında iş kabulü yasak olup, aksine hareket disiplin cezasını gerektirir.”</font> Dolayısıyla hukuksal olarak uyulması zorunlu olmayan bir tarife için üyeden zorunlu bir bedel istemenin de hukuksal dayanağı bulunmamaktadır.


    III. GECİKME ZAMMI BORCUM DA YOKTUR: Son olarak da, 29/11/1991 tarih ve 21066 sayılı Resmi Gazetede “SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI ÜYE AİDATLARI İLE BİRLİK PAYLARININ TESBİTİNE AİT YÖNETMELİK” </font> te “ Ödenmeyen Aidatlar ve Paylar
    Madde 15- Aidatlarını belirtilen sürelerde ödemeyen üyelerden ve Birlik paylarını ödemeyen odalardan, borçları, genel hükümlere göre tahsil edilir.“
    </font> şeklinde düzenlenmiştir. Genel hükümlere göre tahsil edilir ifadesinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun değil, Borçlar Kanunun anlaşılması gerektiği açıktır. Ticaret ve Sanayi Odalarına getirilen, “aidatların ödenmemesi halinde AATUHK hükümlerinin uygulanması yönündeki düzenleme Anayasa Mahkemesi 'nin 20/09/1995 tarih ve E.1995/43, K.1995/46 sayılı Kararı ile). İptal edilmiştir. Anayasamızın 123. ve 135. maddelerince 3568 sayılı kanunla kurulmuş meslek odamız, hukuka uygun davranmakla sorumludur.


    SONUÇ VE TALEP: Yukarıdaki hukuksal nedenlerle, savunmalarımın ışığında itirazıma iptal davsının reddine, hakkımda açılan icrai takip dosyasına itirazlarımın kabulüyle, takipten kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini dilerim.


    EKLER:
    01. 2006 ve 2006 Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri ve Tahakkuk Fişleri Örnekleri
    02. Danıştay Kararı örneği
    03. 2006 ve 2006 Asgari Ücret Tarifeleri ve Odamızın Tarifelerinin Örnekleri


    NOT: İTALİK olarak yazılanlar ilgili mevzuattan alıntılardır.
    /////////////

  5. #5
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    16.Temmuz.2007
    Nereden
    Türkiye
    Mesajlar
    109


    Değerli meslektaşım Yalçın Ö N D E R,

    Üyesi olduğunuz meslek odasının hukuka aykırı işlemlerinden dolayı açtığınız idari davadan dolayı sizi kutluyorum.Benzeriki davayı 2001 ve 2002 yılları icin ben Antalya İdare Mahkemesinde açtım ve lehime sonuçlandı.Tutar olarak düşük olduğundan tek hakimlik bir dava olması gerekir.İYUK na göretaraflar bir üst mahkeme olarak ancak Bölge İdare Mahkemesine "itiraz" edebiliyor.Dolayısiyle bu davanın Danıştay'a "temyiz" başvuru yolu yok diye biliyorum.O nedenle Danıştay kararı bulamazsınız.Buna rağmen avukatınız dilekçenize nisbi aidat istenemeyeceğine ilişkin yine de bir Danıştay kararı eklemiş, iyi de olmuş. Konunun Yargıtay ile zaten ilgisi olamaz.

    Davanızı hem nisbi aidat hem de Ücret Tarifesi Bedeli için açmışsınız.Nisbi aidat matrahı olacak kazanç gerçekleşmediğinden davanın bu kısmını kazanacağınızdan emin olabilirsiniz.


    Öte yandan, Odaların Ücret Tarifesi Bedeli istemesi de hukuka uygun ancak Odanızın ilinizde geçerli olacak üçrete ilişkintarifeyi bastırıp size verdikten sonra bunun bedelini istemesi gerekirdi.Bildiğim bütün odalar tarifeyi bastırıp dağıtıyor ve bunun odaya göre değişen ücretini tahakkuk ettiriyor.Siz ise Odanızın böyle bir hizmette bulunmadığını öne sürmektesiniz. Sizin bu iddianıza karşı tarafın mutlaka cevap vermesi zorunlu, bunu özellikle talep etmelisiniz. Cevap vermez atlarsa, bu Odanızınbastırıp dağıtmadığını gösterir.

    Buhizmeti verdiğini ispata davet etmelisiniz.Dağıttığı tarifenin elinize geçmemesi gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Odanın üyelere böyle bir hizmeti ilgili yılda/yıllarda vermediğini bir şekildeispat ederseniz, verilmemiş hizmete bedel ödemeniz sözkonusu olmayacağından o konuda da haklı çıkabilirsiniz.

    Dava lehinize sonuçlanırsa lütfen burada yayınlayın tüm meslektaşların bilgisi olsun, çünkü herkesin başına gelebilir.Kesinleşmiş mahkeme kararı yayınlanabilir.




    Değerli meslektaşım, bizim haklarımızı korumak üzere korulmuş odalarımız ne yazık ki birer KİT haline geldi.TÜRMOBise onlardan da beter. Seçimle göreve gelenler atanmış gibi hareket ediyor ve üye olduklarını unutuyorlar.

    Benim davamda, uygulamanın doğru olduğunu kanıtlamak üzere odaTürmob'dan yardım istemiş,Genel Sekreterimzalı ve "yaptığınız uygulama doğrudur" anlamında bir faks yazısını Oda destekleyici delil olarak makemeye sunduysa da ben (avukat tutmadım) reddettim.Diyeceğim şu ki, bu seçilmiş krallar birbirine arka çıkıyor. Fakat mahkeme kaale almıyor bu tür belgeleri.

    ***
    Yukardaki hususlardan ayrı olarak; bizlerin Bağkurlu olması SSK lı olmaya göre dezavantajlı.Siz belki de Bağkur primini dahi ödemekte güçlük çekiyorsunuz, zarardasınız çonkü. 1970 ve 1972 de avukatlar ve noterlerin (ki konumlara bize çok yakındır) meslek örgütleri kendi kanunlarına geçici maddeler ekleterek, üyelerineSSK nın 86.m.deki TOPLULUK SİGORTASI avantajından yararlandırıp SSK dan emekli olma garantisini sağladılar.2008 başından itibaren bildiğiniz gibibirleşik Sosyal Güvenlik yasası yürürlüğe girecektir.Orada Topluluk sigortası yok. Şimdiden Topluluk Sigortalı olan kişiler müktesep hak sahibi olduklarından 2008 den itibaren yeni yasaya göre pirim ödeyecek bile olsalar sonunda SSK'dan emekli olacaklar, yani daha kısa sürede.

    TÜRMOB bu konuda gözle görülür birşey yapmadı, bu konudabizler meslek yasamıza geçici bir madde ekleterek Topluluk Sigortasından yararlanma hakkımızı kazanmalıyız.Önümüzde 5 ay var.

    Aşağıdaki imza kutusundaki ifadeden de anlayacağınız üzere, bu web sitesinde SSK ve Vergi Mevzuatı kısmında "Meslek Mensupları için Topluluk Sigortası"başlıklı bir mesaj yayınladım. Lütfen o yazıyaulaşın ve oradaki stratejileri uygulayın.Çevrenize bu konuyu anlatın her meslektaşın bu kampanyaya destek vermesi konusunda girişimlerde bulunun. 2008 e girmeden bu konuda somut sonuç alırsak bu hepimizin başarısı olacaktır.

    Sizin haksızlığı sineye çekmeye yatkın olmayan mücadeleci bir kişi olduğunuz ortada.Avukatlar, noterler hukuk orijinli oldukları için bir hukuk bilinci ediniyorlar.Biz de hukukla yakından ilgiliyiz, kendi mücadelemizi bizzat verebiliriz, vermeliyiz, bu konuda çevremizi harekete geçirmeliyiz, başkaları koştursun gerçekleşirse ben de yararlanırım diye bekleyen hımbıllar varsa onların üzerine gitmeliyiz.

    Değişik ünvanlar altında 70 bin çivarında meslektaşımız var, en az 25 bininin Bağkura prim ödediğini tahmin ediyorum. Ulaşmanızı istirham ettiğim yazımda belirttiğim kişilere bu 25 binkişinin 5 ay bonuycagünde iki kez e-posta atıldığını bir düşünün.Biz bu hareketi mutlaka lehimize sonuçlandırmalıyız.

    Sizi tekrar tebrik ediyorum. İyi çalışmalar.
    Edited by: seterisperibus
    \"Hışmım da yok hasmım da\"(O.G.)

  6. #6
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    18.Kasım.2005
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    1,432
    Sayın Er,

    İlginize teşekkür ederim.

    İlk olarak dava kendimle ilgili olmayıp, avukat tarafından takip edilmemektedir.
    Benim açtığım değil, meslektaşımızın icra takibine itirazı üzerine odanın açtığı davaya verilen yazılı cevaptır. Ben cevabın hazırlanmasına yardımcı oldum.

    Bu nedenle dava idari yargıda değil, adli yargıda görülmektedir. Sizinki gibi, İdari yargıda görülüp, rakamı yüksek olanlarının temyiz merci Danıştay olduğundan bir tane leyhte karar bulduk ve savunmanın ekine koyduk.

    Ama, bizdeki gibi adli yargıda görülen ve Yargıtay dan sonuçlanankarar örnekleri arıyoruz.Çünkü dali yargı bizim mevzuatımızı pek bilemediğinden farklı kararlar çıkabilmektedir.

    Öte yandan,savunma dilekçesini dikkatle okur iseniz, itiraz ettiğimiz asgari ücret tarifesi değildir. Odaların tavsiye diye dağıttığı ücret tarifesidir. Her ikisi farklıdır.Bizimhukuksal olarak odaların tavsiye niteliğindeki ücret tarifesini bedeli kanun ve yönetmeliklerimizde düzenlenmediğinden alamayacağını öne sürmemizdir. Yoksa, Bakanlığın yayımladığı ASGARİ ÜCRET TARİFESİ'ni odalarımız yayımlayıp dağıtmış olsalar idi, ancak o zamanodalar yönetmeliğinin 12. maddesindeki asgari ücret tarifesi bedelini isteme hakları vardır.

    Antalya İdare Mahkemesine açtığınız ve sonuçlandırdığınız kararlarınızı (bildiğim
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">ANTALYA [/B]<B style="mso-bidi-font-weight: normal">İKİNCİ İDARE MAHKEMESİ<?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />[/B]
    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">ESAS NO : 2002 / 1076 [/B]<B style="mso-bidi-font-weight: normal">KARAR NO : 2003/1082[/B])değilse, 0.232.486 16 07 ye fakslayabilir misiniz?



    Son olarak da, TOPLULUK SİGORTASI konusu özellikle odalarımızın ilk kurulduğu yıllarda çoca tartışılmış idi. Tabii emekliliği yaklaşanlar açısından bazı yönleri ile cazip görülebilir. Ama genç meslektaşlarımızın sağlık vb. diğer sigorta kollarından yararlanamayacağı bir sosyal güvenlik modelini desteklemeyeceklerini düşünüyorum.


  7. #7
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    25.Ağustos.2007
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    318
    Merhabalar;
    Aynı durum benimde başımda. Bu davanın sonucu ne oldu acaba bilgi alabilirmiyim.
    Allah\'a dayan, sa\'ye sarıl, hikmete ram ol. Yol varsa budur! Bilmiyorum başka çıkar yol!

    Mehmet Akif Ersoy

  8. #8
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    18.Kasım.2005
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    1,432



    Bizim meslektaşımızın davasının nisbi aidat ile ilgili kısmı sonuçlanmadan, oda genel kurulunun 3 yıl önceki toplantısında tüm grupların ortak imzası ile verdiğimiz önerge ile İzmir'de zarar beyan etmiş meslektaşlardan nisbi aidat alınmaması yolunda karar çıkarttık.<div></div>Bu anlamda üç yıldan beri İzmir'de zarar beyan edenler nisbi aidat ödemiyorlar. Ankara'dakiler de ödemiyorlar. Oda ücret tarifesini de alamıyorlar. İsmmo da geçen yıldan beri bu mahkeme kararı nedeniyle, ücret tarifesi bedeli almaktan vazgeçti.<div></div><div> </div><div>Sizinkisi hangi aşamada, odanın "nisbi aidat " alacak takibi, ne zaman nası tebliğ edildi?</div><div>Çünkü farklı aşamalarda, farklı kanun yolları uygulanmaktadır.</div><div></div>

  9. #9
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    25.Ağustos.2007
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    318


    Merhabalar Üstad;
    Teşekkurler açıklamalarınız için.Dava dilekçenizde danıştay ile alakalı bir dilekçeden bahsetmissiniz bununla alakalı karar örneginiyollamanız mümkünmüdür?
    Allah\'a dayan, sa\'ye sarıl, hikmete ram ol. Yol varsa budur! Bilmiyorum başka çıkar yol!

    Mehmet Akif Ersoy

  10. #10
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    18.Kasım.2005
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    1,432
    Değerli meslektaşlar,

    Odalarımızın tavsiye (önerilen) niteliğinde (oda) tarifelerinden, tarife bedeli (ücreti) alamayışlarının gerekçesi olarak 2008 krizi bahanesi olarak göstermeleriyerine dürüstçe, bizim çıkardığımız yargı kararının, yaygınlaşmasından ürktükleri için, oda tarifelerinin ücretleri ülke çapında kalkmıştır.

    Zarar beyan edenlerden nisbi aidat alınması genel kurul kararı ile dava sürecindedondurulmuştu. Fakat son yönetmeliklerle yeniden kondu ve biz de yeni yönetmelikleri de dava konusu yaptık.

    Zarar beyan eden meslektaşlardan istenecek aidatlarınkesinlikle dava konusu konusu yapılmasını öneriyorum. Çünkü, anayasaya ve insan haklarına aykırı bir durum. Bu durumları daha sonra kaynakçaları ve gerekçeleriyle daha ayrıntılı olarak yazacağım.

    Öte yandan anayasanın 35 ve 73 e göre bu tür ödemelerin (en azından çerçevesinin - matrahının vb.) belirlenmesi ancak kanun ile mümkün olabilir. Oda genel kurullarına bıkarılmış olması anayasaya ve hukuka aykırıdır.

    Ama 2013 Mayıs genel kurullarında YILLIK BÜTÇE HAKKIMIZ TALEP EDİLMELİDİR.

    25.12.2012 tarihli SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">“[/I]<B style="mso-bidi-font-weight: normal"><I style="mso-bidi-font-style: normal">MADDE 3 – [/I][/B]<I style="mso-bidi-font-style: normal">Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.<?: prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />[/I]
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">“Genel Kurul <B style="mso-bidi-font-weight: normal">üç yılda bir[/B] Mayıs ayının içinde başkanın daveti üzerine <B style="mso-bidi-font-weight: normal">bütçeyi[/B] ve gündemdeki diğer maddeleri görüşmek ve gereken seçimleri yapmak üzere toplanır.”[/I] şeklindeki düzenleme ve dayanağı, 3568 sayılı yasanın<I style="mso-bidi-font-style: normal">“[/I]Oda Genel Kurul toplantısı
    <I style="mso-bidi-font-style: normal">Madde 20 – [/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">Genel Kurul üç yılda bir Mayıs ayının içinde başkanın daveti üzerine bütçeyi ve gündemdeki diğer maddeleri görüşmek ve gereken seçimleri yapmak üzere toplanır.[/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">” [/I]hükmü,
    Anayasanın,<I style="mso-bidi-font-style: normal">“A. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması[/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">MADDE 161[/I]<I style="mso-bidi-font-style: normal">.– Devletin ve kamu iktisadî teşebbüsleri <B style="mso-bidi-font-weight: normal">dışındaki kamu tüzelkişilerinin[/B] harcamaları, <B style="mso-bidi-font-weight: normal">yıllık bütçelerle[/B] yapılır.”[/I] hükmüne göre <B style="mso-bidi-font-weight: normal"><I style="mso-bidi-font-style: normal">yıllık bütçe[/I][/B]<I style="mso-bidi-font-style: normal"> [/I]ilkesine açıktan aykırıdır.


Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •