<I style="mso-bidi-font-style: normal">[/I]<B style="mso-bidi-font-weight: normal"><?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
<H1 style="BACKGROUND: #333399; MARGIN: 0cm 0cm 0pt">T.C. DANIŞTAY – Üçüncü Daire</H1>


Esas No : 1996/6983
Karar No : 1998/542


<I style="mso-bidi-font-style: normal">Muhtasar Beyannameye Menkul Sermaye İradının Dahil Edilmemesi Nedeniyle Kesilen Kusur Cezası[/I]



Özeti: 1994 takvim yılı kurum kazancı üzerinden Gelir Vergisi Kanunun 75/4.maddesinde belirtildiği şekilde hesaplanan menkul sermaye iradının 1995/Nisan dönemi muhtasar beyannamesi ile beyan edilerek tevkifata tabi tutulması gerektiği hk.

Temyiz İsteminde Bulunan: ............... Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf: ............... San. Ve Tic. A.Ş.

İstemin Özeti: Davacı şirket tarafından verilen 1995/Nisan dönemi muhtasar beyannamesinde Gelir Vergisi Kanununun 75/4.maddesinde belirtilen menkul sermaye iradını dahil etmemesi nedeniyle vergi inceleme raporuna dayanılarak ikmalen salınan gelir (stopaj) vergisi ile bu vergiye bağlı olarak kesilen kusur cezasına karşı açılan davayı; Gelir Vergisi Kanununun 94/6-b maddesindeki hükmü ile tevkifat oranlarını belirleyen 93/5148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yürürlük tarihine ilişkin kuralın değerlendirilmesinden; Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin değişen hükümlerinin, hesap dönemi takvim yılı olan kurumlarda 1.1.1995, tasfiye veya özel hesap döneminin bulunması gibi nedenlerle hesap dönemi 1994 yılı içinde biten kurumlarda ise 1.1.1994 tarihinden itibaren uygulanacağı sonucuna ulaşıldığı, bu durum hesap dönemi takvim yılı olan ve Gelir Vergisi Kanununun 94/6-b maddesinin 3946 sayılı kanun ile değişik hükmü uyarınca 1.1.1995 tarihinden itibaren tavkifat yapmakla yükümlü olan davacı şirket adına hesap döneminin 1994 yılı içinde bittiğinden bahisle yapılan tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı kaldıran Kayseri Vergi Mahkemesinin 21.5.1996 gün ve E:1995/958, K:1996/514 sayılı kararının; vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi: Pelin AKÇA

Düşüncesi: temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Savcı: Cavit ZEYBEK

Düşüncesi: temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenler temyiz isteminin reddiyle vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun bazı maddelerinde 3946 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle, kurum kazançlarının iki aşamada vergilendirilmesi esası getirilmiştir.

Buna göre, daha önce kurum kazançlarının tek aşamada vergilendirildiği dönemlerde %46 olan kurumlar vergisi oranı, Kurumlar Vergisi Kanununun 25.maddesinin 3946 sayılı Kanununun 32.maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1994 tarihinde yürürlüğe giren 1.fıkrası hükmü ile %25 olarak belirtilmiştir. Ayrıca Gelir Vergisi Kanununun 75.maddesinin 2.fıkrasının 3946 sayılı Kanunun 16.maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4 numaralı bendinde; Kurumlar Vergisi Kanununun 8.maddesinin 1 ve 6 numaralı bentlerine göre kurumlar vergisinden istisna tutulan kazançlar ile yatırım tutarı hariç olmak üzere, kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmı menkul sermaye iradı sayılmış ve aynı kanunun 94.maddesinde yine 3946 sayılı kanunun 22.maddesiyle yapılan ve 1.1.1994 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikte de, 6.fıkrasının b alt bendinde; dağıtılsın veya dağıtılmasın 75.maddenin 2.fıkrasının 4 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından, halka açık anonim şirketlerde %10, diğerlerinde %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması benimsenmiştir.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 3946 sayılı kanunun 17.maddesiyle eklenen mükerrer 75.maddesinde “vergi alacağı” düzenlenmiş olup, kurumlardan elde edilen kar paylarının vergi alacağı sistemi içinde vergilendirilmesinin, başka bir ifadeyle vergi tevfikatına tabi tutulmasının başlangıcıyla ilgili düzenleme, 3946 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunla eklenen geçici 39.maddesinin 3 numaralı fıkrasının b ve c bentlerinde getirilmiştir.

Buna göre, 1994 takvim yılı içinde tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payları için Gelir Vergisi Kanununun 3946 sayılı Kanunla değişmeden önceki hükümleri, özel hesap dönemi 1994 yılı içinde biten kurumlardan aynı yıl içinde elde edilen kar payları ve vergi alacaklarının hakkında ise Gelir Vergisi Kanununun 3946 sayılı Kanunla değişen hükümleri uygulanacaktır. Kurumların 1.1.1995 tarihinden sonra dağıtacakları kar payları için de yine Gelir Vergisi Kanununun 3946 sayılı Kanunla değişen hükümleri uygulanacaktır.

Böylece, 3946 sayılı Kanunla kurum kazançlarının vergilendirilmesinde getirilen iki aşamalı sistemin uygulanmasının başlangıcı açık bir şekilde hükme bağlanmış olup, özel hesap dönemi 1994 yılı içinde biten kurumlardan aynı yıl içinde elde edilen kar payları hakkında 3946 sayılı Kanunla değiştirilen hükümlerin uygulanacağının belirtilmesiyle, normal hesap dönemi 1994 takvim yılı olan kurumlardan elde edilen ve 1995/Nisan beyan döneminde beyan edilen menkul sermaye iratlarının da, Gelir Vergisi Kanununun 75.maddesinin 2.fıkrasının 4 numaralı bendi ve 94.maddenin 6-b bendi hükümlerinin 3946 sayılı kanunla değiştirilen yeni hükümlerine göre tevkifata tabi tutulacağı öncelikle kabul edilmiş olmalıdır.

Kaldı ki, 1994 takvim yılına ilişkin kurum kazancının vergilendirilmesinde 1.1.1994 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik nedeniyle %25 oranında kurumlar vergisi uygulanmasına karşın, 1994 takvim yılı kurum kazancından elde edilen 1195/Nisan beyan döneminde beyan edilen ya da bu döneme ilişkin olarak ikmalen veya resen tarh edilen menkul sermaye iradının vergi tevfikatına tabi olmadığının kabul edilmesi, bu dönemde hasren kurum kazancının yalnızca %25 oranında vergilendirilmesi gerektiği anlamına gelir ki, kanun 3946 sayılı Kanunla yaptığı düzenlemelerle böyle bir amaç güttüğünü kabul etmek mümkün görülmemektedir.

Bu durumda, 1994 takvim yılı kurum kazancı üzerinden hesaplanacak menkul sermaye iradı üzerinden tevfikat yapmakla yükümlü olan davacı şirket adına ikmalen yapılan kusur cezalı gelir (stopaj) vergisi tarhiyatının, 1.1.1995 tarihinden itibaren tavfikat yapmakla yükümlü olan davacı şirket adına yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kaldırılması yolunda verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Kayseri Vergi Mahkemesinin 21.5.1996 gün ve E:1995/958, K:1996/514 sayılı kararının bozulmasına, 24.2.1998 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


AYRIŞIK OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar temyiz konusu vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ile karar katılmıyorum.








[/B]