Güneşin yakıcı ve yıkıcı etkisinden kaçışta şapka, şemsiye, güneş koruyucu kremler, açık renk giysiler ve uygun dokumalı kumaşların bile tam bir koruma sağlamadığı bildirildi.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Memişoğlu, doğadaki tek ultraviyole kaynağı olan güneşin faydalarının yanı sıra zararlarının da olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.

Memişoğlu, vücudun D vitamini gereksiniminin büyük ölçüde güneş tarafından sağlandığını, kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi için bu vitaminin büyük önem taşıdığını vurguladı.

Güneşin zararlı etkilerinin başında ise cilt hastalıkları, ciltte lekelenme, erken yaşlanma ve güneş çarpması geldiğini vurgulayan Memişoğlu, güneş ışınlarının en etkili olduğu öğlen saatlerinde güneşe çıkılması halinde bu zararlı etkilere karşı tam bir koruma sağlamanın mümkün olmadığını belirtti.

Memişoğlu, güneşten korunma için herkesin kendince farklı yöntemlere başvurduğunu, bunlar arasında en yaygın olanın şapka, şemsiye, güneş koruyucu kremler, açık renk giysiler ve uygun dokumalı kumaşlar olduğunu, ancak bunların bile yüzde 6-20 koruma sağladığını bildirdi.

Güneşin yıkıcı etkisinden kaçmak, buna karşın olumlu etkilerinden yararlanmak gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, bunun için güneşe maruz kalınan sürenin dozunun iyi ayarlanması, nispeten de olsa koruma sağlayan faktörlere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

GÜNEŞ KREMİ BİLE YETERSİZ

Memişoğlu, beton, cam ve kar gibi deniz ve kumun da UV ışınlarını güçlü yansıttığını, bu nedenle güneşin yıkıcı etkilerini hızlandırdığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Çeşitli güçte güneş koruma faktörü (SPF) içeren ürünler, UV ışınlarını emen, kesen, filtre eden veya dağıtan maddeler içerir, ancak bu kremleri
kullananlar, bunun tam koruma sağladığını düşünüp güneşe rahatça çıkması sakıncalı. Ayrıca bu kremler güneşe çıkmadan en az 15 dakika ya da yarım
saat önce sürülmeli.''