<CENTER>MALİYE BAKANLIĞI MUKTEZASI

Gelir İdaresi Başkanlığı
</CENTER>


Tarih : 01.02.2006
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.20.01/288-2434/1270
Konusu : Bir şirketin vergi borcundan dolayı başka bir tüzel kişiliğin mal varlığının haczedilemeyeceği ancak şirketin kar payına haciz konulabileceği Hk.
Muktezanın Özeti:
İlgi yazınızda; mükelleflerinizden ..... San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin vadesinde ödenmeyen vergi borcu dolayısıyla yapılan malvarlığı araştırması sonucunda anılan şirkete ait herhangi bir malvarlığına rastlanılmadığı, söz konusu vergi alacağının tahsili amacıyla Dairenizce şirket müdürü ....’ün, ortağı olduğu diğer bir şirket olan ..... San. ve Tic. Ltd. Şti.’ndeki her türlü hak ve hisselerine Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde haciz konulduğu ve keyfiyetin şirketin sicil dosyasına not edildiği,
..... San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Dairenize verilen 21.12.2005 tarihli dilekçe ile Dairenizce konulan haciz nedeniyle şirketin tasfiye sonu kararının tescil ettirilemediği belirtilerek, söz konusu hak ve alacaklara Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde konulan haczin kaldırılmasının talep edildiğinden bahisle konuya dair Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
Bilindiği gibi 6183 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde amme borçlusu ve borçlu teriminin amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahıslar ve bunların kanuni temsilcileri veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini kapsadığı açıklanmıştır.
Diğer taraftan aynı Kanunun 62’nci maddesinde de açıklandığı üzere amme alacağı için ancak amme borçlusunun malvarlığına haciz konulabilecektir. Farklı tüzel kişiliği olan şirketlerden birinin borcundan dolayı diğerinin malvarlığına haciz konulması yasal olarak mümkün değildir.
Bununla birlikte, Türk Ticaret Kanununun 145’inci maddesinde; “Bir şirket devam ettiği müddetçe ortaklardan birinin şahsi alacaklıları, haklarını ancak şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabilirler. Henüz bilanço tanzim edilmemişse alacaklı bilançonun tanzimi neticesinde borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine ihtiyati haciz koydurabilir.” denilmektedir.
Bilgi edinilmesini ve konunun yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilerek söz konusu amme alacağının tahsilinin sürüncemede kalmaması için gerekli önlemlerin alınmasını rica ederim.