<B style="mso-bidi-font-weight: normal"><?:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />[/B]
<H1 style="BACKGROUND: #333399; MARGIN: 0cm 0cm 0pt">T.C. DANIŞTAY – Üçüncü Daire</H1>

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Esas No : 1996/5998[/B]
<B style="mso-bidi-font-weight: normal">Karar No : 1998/573[/B]

<B style="mso-bidi-font-weight: normal">SERBEST MESLEK KAZANCINDAN KESİLEN VERGİ ALACAĞI[/B]



Özeti: Serbest meslek kazancından kesilen (stopaj) vergisi alacağının, katma değer vergisi borcuna mahsubu için mahsup dilekçesinin verilmesinin ve dilekçeye kesilen vergilerin kesintiyi yapan sorumlu adına tahakkuk ettirildiğine ilişkin belgenin eklenmesinin yeterli olduğu, gelir (stopaj) vergisinin ödendiğine dair belgenin eklenmesinin şart olmadığı hk.

Temyiz İsteminde Bulunan: ..............

Karşı Taraf: .............. Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: Muhasebecilik yapmakta olan davacı adına, 1995 takvim yılının Nisan ve Temmuz dönemlerine ait katma değer vergisi borcunun, 1994 takvim yılında tevkif suretiyle ödenmiş olan gelir (stopaj) vergisi alacaklarından mahsup edilmemesi nedeniyle düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davayı; davacının ibraz ettiği listelerin, 1994 yılında serbest muhasebecilik faaliyeti nedeniyle düzenlediği serbest meslek makbuzlarına ilişkin bilgileri içeren ve ilgili vergi dairesi müdürlüklerince vergi kesintisi ile ilgili tahakkuk kayıtlarına uygunluğu saptanarak onaylayan belgeler olduğunun anlaşıldığı, ancak tahakkuk yapılan bu verginin ödendiğine dair herhangi bir belgenin vergi dairesi müdürlüğüne ibraz edilmediği, dosyadaki evrakın incelenmesinden de, vergi kesintilerinin yapıldığının, tahakkuklarının verildiğinin fakat vergi sorumlusu tarafından bunların vergi dairesine yatırılmadığının anlaşıldığı, tevkif suretiyle kesilen vergilerin iadesi hususunda, konuyu düzenleyen gelir vergisi genel tebliğlerinin yanı sıra, yeniden düzenlenerek 14.10.1991 tarihli ve 21021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Devlet harcama Belgeleri Yönetmeliğindeki esasların da dikkate alınması gerektiği, bu itibarla, Gelir Vergisi Kanununa göre yıllık beyanname ile beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, tevkif yoluyla kesilen vergilerin mahsuplarından sonra kalan kısmın nakden veya mahsuben iadesine hak kazanabilmek için tevkif yoluyla kesilen vergilerin vergi sorumlusu tarafından ilgili vergi dairesine yatırılmasının gerektiği, geçici vergi tahakkuk tutarından da yıl içinde tevkif yoluyla ödenen vergilerin terkin edilmesi suretiyle mahsupların yapılması ve beyana göre hesaplanan gelir vergisinde de, bu suretle düzeltme sonucu kalan geçici vergi miktarının mahsup edilmesi gerektiği, bu bakımdan olayda, davalı vergi dairesince Nisan 1995 ve Temmuz 1995 aylarına ilişkin katma değer vergisi borçlarının mahsuben ödenmesi isteminin kabul edilmemesinde ve bunun sonucunda dava konusu ödeme emirlerinin düzenlenmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden İçel 1.Vergi Mahkemesinin 30.5.1996 günlü ve E:1996/131, K:1996/298 sayılı kararının; iade veya mahsubun yapılabilmesi için vergilerin yatırılmış olması şart olmayıp sadece tahakkukunun yapılmasının yeterli olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Tetkik Hakimi: Müzeyyen ÇOLAK

Düşüncesi: Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 52. ve 169 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğindeki düzenlemeler karşısında, katma değer vergisi borcuna gelir (stopaj) vergisi alacağının mahsubunun mahsup dilekçelerinin ve tarih itibariyle vergi dairesi tarafından yapılması gerektiğinden mahsubun yapılmaması sonucu düzenlenen ödeme emirlerini onayan kararda isabet görülmemiştir.

Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Savcı: Cavit ZEYBEK

Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir, nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8.maddesinde, “vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir” hükmüne aynı kanunun 11.maddesinde de, “yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar” hükmüne yer verilmiş olması karşısında, vergi sorumlusunun kestiği vergiyi ilgili vergi dairesine yatırmamış olması halinde bu durum verginin mükellefi olan davacının değil vergi sorumlusunun takibini gerektireceğinden yükümlünün hukukunu menfi yönde etkilemesi düşünülemez.

Kaldı ki, 14 Ekim 1991 tarihli ve 21021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 52.maddesinin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına Göre Yapılacak İadelere İlişkin Esaslar başlığını taşıyan ikinci fıkrasının ikinci bendinde; beyannamesinde ücret ve/veya serbest meslek kazancı bulunan mükelleflere yapılacak red ve iadelerde, sadece bu gelir unsurlarından kesilen vergilerin saymanlığa yatırıldığına ilişkin yazının aranmasına gerek olmadığı, kesilen vergilerin kesintiyi yapan sorumlu adına tahakkuk ettirildiğine ilişkin ilgili saymanlığın yazısının ödeme belgesine bağlanmasının yeterli olduğu hükme bağlanmıştır. Benzer yöndeki bir düzenlemede 169 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer almaktadır.

Olayda; serbest muhasebeci olan davacının veri dairesinden, serbest meslek kazancından kesilen gelir (stopaj) vergisi alacağı olduğu, bu alacağından 1994 takvim yılı gelir vergisi beyannamesi ile beyan ettiği gelir vergisini ve geçici vergiyi mahsup ettikten sonra kalan ve iadesi gereken miktarın, 25.5.1995 ve 25.8.1995 tarihli dilekçelerle Nisan ve Temmuz 1995 dönemlerine ait katma değer vergisi borçlarına mahsup edilmesini istediği, mahsup dilekçesine, gelir (stopaj) vergisinin sorumlu adına tahakkuk ettiğine dair ilgili vergi dairesinden alınan onayı da eklediği ihtilafsızdır.

Bu durumda, vergi dairesince, yukarıda bahsedilen düzenlemelere göre, mahsup dilekçelerinin verildiği tarih itibariyle mahsup işleminin yapılması gerekirken gelir (stopaj) vergilerinin ödendiğine dair belgelerin ibraz edilmediğinden bahisle katma değer vergisi alacağının tahsili amacıyla ödeme emirlerinin tanzim ve tebliğ edilmesinde uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile İçel 1.Vergi Mahkemesinin 30.5.1996 günlü ve E:1996/131, K:1996/298 sayılı kararının bozulmasına, 26.2.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.








<B style="mso-bidi-font-weight: normal">[/B]