KDV'de mahsup ve iade talebi


BİZE GÖRE / Veysi Seviğ





Katma Değer Vergisi Yasası'nın 32'nci maddesi hükmü gereği olarak; ihracat, araç, petrol aramaları ve teşvik belgeli yatırımlar, taşımacılık ve diplomatik istisna nedeniyle yüklenilen katma değer vergisi yükümlülerin hesaplanacak katma değer vergisinden indirim konusu yapılabilmektedir. Bu bağlamda vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisi Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen ilkelere göre bu işlemleri yapanlara iade edilmesi söz konusu olabilmektedir.


Konuya ilişkin olarak 39 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğ ile yapılan yönlendirme uyarınca da bu tür işlemlerde yükümlülere indirim konusu katma değer vergisini mahsup edebilme veyahut da daha sonra iade isteminde bulunabilme hakkı verilmiş bulunmaktadır;


Bir başka anlatımla bu tür işlemlerde girdi vergisi için yükümlünün mutlaka nakdi iade isteme zorunluluğu yoktur. Bu nedenle indirim hakkını da kullanabilir. Dolayısıyla, başlangıç tercihinin sonradan değiştirilmesi mümkündür.


Uygulama bu şekilde sürdürülürken, Maliye Bakanlığı görüş değiştirerek katma değer vergisi yükümlülerinin iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle yüklendiği katma değer vergisini indirim yoluyla gidermek şeklinde tercihlerini kullananların bilahare düzeltme yoluyla bu alacaklarını iade olarak talep etme yolu kapatılmıştır.


Görüş değişikliğini ifade eden idareye göre "Katma Değer Vergisi Kanunu'na göre iade hakkı sahibi olan mükelleflerin, söz konusu işlemlerle ilişkili olarak yüklendikleri vergilerin iadesini istemeyip indirim mekanizması çerçevesinde telafi etmeleri mümkündür. "Bu nedenle "Katma değer vergisi mükelleflerinin iade hakkını doğuran işlemler nedeniyle yüklendiği katma değer vergisini indirim yoluyla gidermek şeklinde tercihlerini düzeltme beyannamesi vererek iade talebi olarak değiştirmeleri mümkün bulunmamaktadır."


Maliye Bakanlığı tarafından oluşturulan bu görüş başta ihracatçılar olmak üzere ilgilileri zora sokmuş ve bu durum DÜNYA Gazetesi'nde kısa bir süre önce tüm boyutlarıyla irdelenmiş olup, bu köşede de konunun eleştirisi yapılarak durumun bir tebliğ ile yeniden düzenlenmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.


Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 96 seri numaralı KDV Genel Tebliği'nin 6'ncı bölümünde yapılan açıklama uyarınca "39 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin (D) bölümünde de açıklandığı üzere, iade hakkı doğuran işlemleri bulunan mükelleflerin bu işlemler dolayısıyla yüklendikleri vergileri nakden veya mahsuben iade olarak talep etmek yerine" indirim yoluyla giderme" tercihlerinde bulunmaları mümkündür." (18.11.2005 gün ve 25997 sayılı Resmi Gazete)


Tercihlerini bu yönde kullanan mükellefler tarafından iade hakkı doğuran işlem bedelleri Katma Değer Vergisi Beyannamesi'nin 8 ve 9 numaralı tablolarında beyan edilecek, ancak tabloların "Yüklenilen KDV" veya "İadeye Konu Olan KDV" sütunlarına "0" (Sıfır) yazılacaktır.


Bu şekilde beyanda bulunan mükelleflerin, iade için istenenler hariç, iade hakkı doğuran işlemi tevsik eden belgeleri beyanname ekinde ibraz etmeleri gerekmektedir.


Öte yandan, katma değer vergisi alacağını indirim yoluyla giderme tercihinde bulunan mükelleflerin daha sonra bu tercihinden vazgeçerek nakden veya mahsuben iade talep etmeleri halinde aradaki dönemler için düzeltme beyannameleri vermeleri gerekmektedir. Tercih değişikliğinin yapıldığı dönemde iade için istenilen belgelerin de beyannameye eklenmesi zorunludur.


Ancak indirimli orana tabi işlemlerle ilgili katma değer vergisi alacakları için süresinde iade isteminde bulunmayan mükelleflerin daha sonra düzeltme beyannameleri vererek iade isteminde bulunmaları bakanlıkça uygun görülmemiştir. Bu mükelleflerle ilgili olarak 85 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin A/4 bölümünde belirlenmiş ilkeler çerçevesinde işlem yapılacaktır.


Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 96 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile indirimli oranlı işleme tabi olan talepler hariç olmak üzere, daha önce indirim hakkını kullanmayı tercih eden yükümlülerin eskiden olduğu gibi tercihlerini değiştirebilme olanağı sağlanmış bulunmaktadır.