YARGI KARARLARINDA

KESİLEN VERGİLERİN MAHSUBU

Danıştay 4. Dairesi, E: 2003/1478 K: 2004/555, T: 22.3.2004

Ortaklar, yıl içinde kesinti yoluyla ödedikleri vergilerden hesaplanan yıllık Gelir Vergisi'nin mahsup edilmesinden sonra kendilerine iadeleri gereken verginin, ortağı oldukları adi ortaklığın Gelir (stopaj) Vergisi ve KDV borçlarına mahsubunu talep etmişlerse de yasal düzenlemeye göre mahsup işleminin iade hakkı bulunan mükelleflerin kendi borçlarına yapılabilecek olması ve ayrı bir mükellefiyet kaydı bulunan adi ortaklığın vergi borçlarına mahsubuna olanak olmaması sebebiyle mahsup isteminin reddi yoluyla tesis edilen işlemde hukuka aykırılık yoktur.

Danıştay 4. Dairesi 2003/1348 K: 2004/309, T: 23.2.2004

2000 yılı Kurumlar Vergisi borcundan mahsup edemediği tevkif yoluyla ödenen vergilerini 2001/4. ayına ilişkin muhtasar beyannamesi ile birlikte mahsup dilekçesi veren davacı hakkında, mahsubun düzeltme fişiyle yapılması gerektiği gerekçesi ile yapılan tarhiyat; yükümlü tarafından Gelir(stopaj) Vergisi'nin zamanında tahakkuk ettirilmiş olması, beyannamede yer alan vergi alacağının mahsubunun vergi tahakkukunu değil ödenmesi gereken safhayı ilgilendirmesi ve dolayısıyla eksik bir tahakkuktan bahsedilemeyecek olmasından ötürü yasal değildir.

Danıştay 7. Dairesi E: 2001/118, K: 2001/1308, T: 16.4.2001

2000 Nisan dönemine ait KDV’nin, 1999 yılına ait Gelir Vergisi beyannamesinde tahakkuk eden Gelir Vergisi'nin aynı yıl stopaj suretiyle ödenen vergi ve fon tutarından düşük çıkması nedeniyle ortaya çıkan vergi alacağından mahsubu talebinde bulunan davacı adına, tevkif yoluyla kesilen ve iade hakkı doğuran vergilerin vergi dairesine yatırıldığına dair belge ibraz edilmediğinden bahisle talebi reddedilerek ödeme emri düzenlenmiştir. Ancak Devlet Harcama Yönetmeliği’nin 52. maddesinin 2/a, b fıkraları ile 169 seri no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin A/1 bölümündeki düzenlemelere göre ücret ve serbest meslek kazancı ödemelerine yönelik ret ve iadelerde tahakkuk yeterli bulunarak vergi sorumlularının vergiyi ödediklerine dair belge aranmadığından, bu bağlamda davacı tarafından 1999 yılı Gelir Vergisi beyannamesi ekinde sunulan kesintiyi yapanların adı-soyadı ile bağlı olduğu vergi dairelerinin, vergi hesap numaralarının ve kesinti miktarlarının liste halinde yer aldığı bilgilerin, mahsup yoluyla ret ve iadesi istenen vergilerin tahakkukunu belgelemeye yeterli olması ve vergi dairesinin bu bilgilerle tahakkuk işlemine her zaman ulaşabilecek olmasından dolayı düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekmektedir.

Danıştay 4. Dairesi E: 1999/5539, K: 2000/4674, T: 8.11.2000

KDV iade alacağı için Gelir (stopaj) Vergisi borçlarına mahsup talebinde bulunan mükellef şirket hakkında, emtia alışlarına ilişkin bir kısım faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğundan bahisle mahsup talebi reddedilerek ödeme emri düzenlenmişse de gerek Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliği'nin 52/3/c maddesi ve 70 sayılı KDV Genel Tebliği’nin 6 no’lu bölümündeki “...sorumlu sıfatıyla vergi dairesine nakden veya hesaben KDV ödeyenlerin bu işlemlerle ilgili iade ve mahsup talepleri, haklarında olumsuz rapor bulunan mükelleflerden mal ve hizmet alışları olsa dahi genel esaslara göre yerine getirileceği, bu hususların henüz kesinleşmemiş işlemlere de uygulanacağı...” şeklindeki düzenlemelere göre gerekse mükellef ile mal aldığı firmalar hakkında sahte veya yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı yolunda herhangi bir inceleme raporu olmadığından ve mal alımı yapılan şirket hakkında varsayıma dayanan sahte fatura düzenlediği iddiası somut delille ortaya konmamış olduğundan, mükellef şirketin mahsup talebi yerine getirilmeyerek düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet yoktur.