Halk arasında "kunduracı göğsü" olarak bilinen göğüs kafesindeki çöküklük, artık çok kolay bir operasyonla düzeltilebiliyor.

Göğüs çöküklüğü, kısaca kıkırdak kaburga kemiklerindeki şekil değişikliğinden dolayı sternumun (göğüs kemiği) omurga kemiklerine doğru arkaya çökmesi olarak tanımlanabilir ve en sık görülen göğüs duvarı deformitesidir. 400 canlı doğumda bir görülen kunduracı göğüs hastalarının %37'sinin ailesinde, göğüs duvarı deformitesi öyküsü bulunmaktadır.

Göğüs duvarı deformiteleri, doğumsal olup çoğunlukla hayatı tehdit edici lezyonlar değil ve nadiren kısıtlı fonksiyon bozukluklarına neden oluyor. Erkeklerde 3-4 kat daha fazla görülen hastalığa ortalama dört yüz canlı doğumda bir rastlanıyor. Kunduracı göğsü olarak da bilinen göğüs çöküklüğü, hayatın ilk yılları ortaya çıkıyor ve okul çağı ile birlikte belirginleşiyor. Ergenlik döneminde ise deformite artma eğilimi gösteriyor.

Hastalığın psikolojik etkileri ve hastanın sosyal hayatla ilişkisi göğüs çöküklüğüne sahip hastalar, deformitelerinden ötürü kendine güvensiz ve son derece içe kapanık oluyorlar. Göğus bölgelerini hiçbir zaman açmak istemiyor, omuzlarını düşürerek ve öne eğilerek yürüyüp oturuyorlar. Yüzme, atletizm gibi sporlardan ve sporcu soyunma odalarından ise uzak duruyorlar.

Kısacası her türlü sosyal olgulardan kaçarak, ömür boyu yalnızlık psikolojisine giriyorlar. Bu hastalığı yaşayan çocuklar ve aileleri kötü görüntüden dolayı bu hastalığı aile yakınlarından, arkadaşlardan bile saklıyorlar ve böylelikle çok daha depresif hale geliyorlar. İkili ilişkiler kurmakta zorlanıyor, evlilik gibi sosyal olgulardan uzak duruyorlar. Hayatları boyunca yalnızlık duygusuyla yaşıyorlar.

Ayrıca deformitenin şiddetine bağlı olarak özellikle çabuk yorulma, nefes darlığı, derin nefes alamama, göğüs ağrısı ve sık solunum sistemi enfeksiyonları da görülebiliyor.

Tedavi yöntemleri

Günümüz tıp dünyasındaki modern cerrahi tedavi yöntemleri ile bu sorunla başa çıkmak mümkün. Yeni yöntemle yapılan ameliyatların başarı oranı da %95-98!
Eski yöntemle yapılan ameliyatlar çok uzun saatler sürerken ve oldukça ağır geçerken, yeni yöntemle 1 saat gibi kısa bir sürede ameliyat gerçekleşebiliyor. İyileşme dönemi ortalama 4-5 gündür. Üstelik bu ameliyatla birlikte hastalar sorunsuz bir ameliyat sonrası dönemle sağlıklarına kavuşabiliyorlar ve toplumda psikolojik olarak daha sağlıklı bir birey olarak boy göstermeye başlıyorlar.

Ameliyat sonrası

Ameliyat sonrasında hastaların ağrıları dindiriliyor, solunum egzersizleri yaptırılıyor.
Hastaların operasyon sonrası iki ay süre ile spor yapmaları ve ağır kaldırmaları yasak.
İki ay sonrasında ise göğüs kaslarını geliştirici egzersizler öneriliyor, özellikle de yüzme tavsiye ediliyor..
Temas sporlarına ise 6 ay sonra başlanabiliyor.
Operasyon sonrasında ortalama 20 yaşlara kadar hastaların takip edilmesi gerekiyor.

Sonuç olarak; göğüs çöküntüleri özellikle 6-14 yaş arasında cerrahi olarak düzeltildiğinde düşük komplikasyon, daha az hastane kalış süresi ve yüksek düzelme oranı göstermekte. Erken yaşlarda yapılan düzeltme, göğüs kafesi iskeletinin doğal gelişimini bozmuyor ve gelişmenin normal olmasını sağlıyor. Cerrahi tedavi kemikleşmenin tamamlandığı daha ileri yaşlarda gerçekleştiğinde ise ameliyat başarısı daha düşük olabilmekte ve psikolojik problemlerle mücadele biraz daha zorlaşabilmekte… www.kunduracigogsu.com