Sürekli sağlık problemleri yaşıyorsanız, üstelik gittiğiniz tüm doktorlar size rahatsızlıklarınızın psikolojik olduğunu söylüyorsa, hastalık hastası olabilirsiniz.


İsteklerini doğrudan ifade edemeyen, ifade ettiğinde aldığı karşılık kendisine yetmeyen, daha fazla ilgi çekmek, ilgi odağı olmak isteyenlere 'somatizasyon', yani 'hastalık hastası' deniyor. Beden katlanamadığı sıkıntının, üstesinden gelemediği sorunun bir ifadesi olarak oluşturduğu yalancı hastalık belirtileriyle hem kendisine 'doktora git' mesajı verirken, hem de çevresindekilere 'benimle ilgilen, bana özen göster, beni düşün, sev, bana yardım et' mesajları iletiyor. Yani yaşanan ağrılar, sızılar, bayılmalar, kolun, bacağın veya dilin tutulması, dişlerin kenetlenmesi, kasılmalar, mide krampları, öğürmeler, bulantı- kusmalar, hareket edememe, felç benzeri haller ve dahası her çeşit hastalık belirtisinin nedeni içteki ruhsal sıkıntının beden diliyle ifadesi olabiliyor.

Erkeklerde de görülüyor
Eskiden sadece kadınlarda olduğu düşünülen ve histeri olarak adlandırılan somatizasyonun beşte bir oranında da olsa erkeklerde de görüldüğü biliniyor. Somatizasyon bozukluğu fiziksel muayene ve testler sonucunda uygun bir şekilde açıklanamayan ve fiziksel bir hastalık tanısı konmasına imkan tanımayan birçok bedensel yakınmalarla karakterizedir. Genelde çeşitli ağrılar, mide ve bağırsaklarla ilgili yakınmalar ve yalancı nörolojik (sinir sistemiyle ilgili) bulguların beraber görülmesi bu hastalık için tipik olgulardır. Somatizasyon bozukluğu, düşük eğitim ve sosyo ekonomik seviyesindeki insanlarda daha sık görülüyor. Çoğunlukla 30 yaşından önce, hatta ergenlik döneminde başlayıp yıllarca sürebiliyor. Kronikleşerek panik gibi anksiyete bozuklukları ya da depresyon gibi başta psikolojik hastalıklara, sosyal ve mesleki problemlere ve aşırı tıbbi yardım arayışına neden oluyor.

Ataklarla seyrediyor
Hastalık, belirtilerin şiddetinin arttığı, yeni yeni belirtilerin eklendiği ataklarla seyrediyor. Bu dönemler 6-9 ay arasında sürüyor. Ardından hastalıkta yeni bir atağa kadar daha hafif belirtilerle silik olarak seyreden 9-12 aylık döneme geliniyor. Ancak hastalık bu dönemde de tıbbi yardım aramaya devam ediyor. Çünkü her stresli dönemde hastalık belirtileri de alevlenebiliyor. Somatizasyonda genetik yatkınlık etkili oluyor. Yapılan çalışmalar birinci derece akrabalarda somatizasyon bozukluğu görülme oranının yüzde 10-20 olduğunu gösteriyor. Biyolojik çalışmalar ve beyin görüntüleme yöntemleri somatizasyona yatkın kişilerde beynin ön bölgesinin metabolizmasının yavaş oduğu, art arda gelen olumsuz uyaranlara alışma ve uyaranlara karşı seçicilik gösterme yeteneğinde zayıflık olduğunu gösteriyor. Bunun da bedende duyumsanan her çeşit algının bir hastalık belirtisi olarak zannedilmesine sebep olduğu düşünülüyor.

İletişim bozuklukları
Somatizasyon bozukluğu görülen kişilerde sık sık psikolojik sorunlar ve kişiler arası iletişim problemlerine rastlanıyor. Özellikle anksiyete ve depresyon bu rahatsızlığa en sık eşlik eden psikiyatrik durumlar. Hasta yaşamının büyük kısmını hastalıklı olarak geçirdiğine inanarak şikayetlerini son derece dramatik, duygusal ve abartılı anlatmayı tercih ediyor. Hatta genelde bağımlı, ben merkezci, hayranlık duyulmaya ve övülmeye ihtiyacı olan, çevresindekileri kendi isteklerine göre davranmaya zorlayan ve aksine tahammülü olmayan bir kişilik sergiliyor.

Terapi faydalı oluyor
Hastalığın tedavisini tek bir hekimin üstlenmesi tavsiye ediliyor. Öncelikle kişinin hastalığına inanması gerekiyor. Şikayetlerinin bir fiziksel hastalıktan kaynaklanmadığını, her birinin bir çeşit duyu ifadesi olduğunu bilmeli. Bireysel veya grup terapileri yüzde 50 oranında yarar sağlıyor. Bu psikoterapi seanslarında hastalara yakınmalarıyla başa çıkma yöntemleri öğretiliyor. Ayrıca altta yatan duygularını ifade etmek için alternatif yöntemler geliştirmeleri sağlanıyor. Bu hastalar genelde ilaç tedavisini düzenli sürdüremediği için psikoterapi daha etkili bir yöntem.

Edited by: Feride