STRES KALKANLARINIZI OLUŞTURUN

[üye23]

Stres, hepimizin hayatında belirli düzeylerde var. Kimimiz bunun düzeyi üzerinde kontrol sahibi olabilirken kimimiz kendimizi onun kontrolüne bırakıyoruz. Kimimiz stresle baş etmeyi başarırken kimimiz onun seviyesini artırmasına istemeden destek oluyoruz. Stresin seviyesi, özel hayatımızı da çalışma hayatımızı da etkiliyor. Çalışanlar arasında yapılan bir araştırma şu verileri ortaya koyuyor: Çalışanların yüzde 33'ü baş ağrısı, soğuk algınlığı gibi kaygı ve stresle ilgili rahatsızlıklara tanık oluyor. Yüzde 27'si depresyon, uyuyamama, madde kullanımı ve aile çatışmaları gibi duygusal sorunların arttığını söylüyor. Yüzde 42'si iş arkadaşları arasında şikayet edenlerin sayısının arttığını söylüyor. Yüzde 35'i stresli müşteri sayısının da arttığını söylüyor.

Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların çok ciddi anlamda bir stres kalkanına ihtiyaçları var. Yaşamımızın kalitesini artırmak istiyorsak bu kalkanlarımızı güçlendirmek ve çeşitlendirmek için elimizden geleni yapmalıyız. "Sakin Ol Sinirlerine Hakim Ol" kitabının yazarı Bob Losyk, stresle başa çıkabilmek için bir çok öneriler sunuyor. Bunların bir kısmını sizlerle paylaşmak istedim.

- İşyerinde soluklanmaya zaman ayırın. Ayağa kalkın, hareket edin, kan akışınızı hızlandırın. Yemekhane ya da kafeteryada arkadaşlarınızla sohbet edin. Çalıştığınız mekanda yemek yiyorsanız ışığı kısmayı ve hafif bir müzik çalmayı deneyin.

- İşyeri politikalarından uzak durun. Bir konum ya da iktidar için çatışmak doğaldır ve bu insanların içindeki en kötü özellikleri açığa çıkarır. Bu tür itişmelerden mümkün olduğu kadar uzak durun. Gruplaşmaları önleyemiyorsanız, olumlu politika uygulayın, bilgelik ve saygıya dayalı özgüven sergileyin.

- Dedikodulardan uzak durun. Dedikodu olarak yayılan haberlere itibar etmeyin. Çünkü söylentiler ve yanlış bilgiler sadece stresinize stres katar. Dedikodu, üretkenliği azaltıp, sizi işinize odaklanmaktan alıkoyar.

- Değişime daha olumlu yaklaşın. Değişime karşı direnmenin yaygın ve doğal bir tutum olduğunu bilin ama değişim yaklaşıyorsa, bu kontrol edilemeyecek olan şeyle mücadeleye kalkışmayın. Bu, zaman ve enerji kaybı olur. Ne kadar çok şey bilirseniz, değişimle ve size yapacağı etkiyle o kadar iyi baş edersiniz.

- Kendi kendinizle ne konuştuğunuza dikkat edin. Düşünce süreçlerimiz strese nasıl tepki vereceğimiz konusunda belirleyicidir. Olumsuz düşüncelerinizin farkına varın. Ne zaman kendinize olumsuz bir şey söylediğinizi fark ederseniz derhal durun. Bu olumsuz düşünceyi derhal olumluya çevirin ve kendi kendinize tekrar edin.

- Artı eksi analizi yapın. Kağıdı ortadan ikiye bölün, avantajlar ile dezavantajları alt altta yazın. Eksiler artıları geçtiyse işinizi ve işyerinizi değiştirme zamanı gelmiş demektir.

- Eve getirmeyin. İşinizi de stresinizi de eve getirmeyin. Bazen bir kaç parça işi evde tamamlamak elbette olabilir ama bunu sürekli yapmak ne sizin ne de sevdikleriniz için iyidir.

- Evde dinlenmeye zaman ayırın. Kapıdan girer girmez kendinize gevşemek üzere zaman tanıyın. Bundan sonra evle ilgili konuları çok daha etkli bir şekilde ele alabilirsiniz. Uyumadan önce ikinci bir stres atma çabası gösterin.

- Televizyonu kapatın. Televizyon seyredecekseniz bir program yapın ve sizi eğitecek, eğlendirecek ve dikkatinizi hoş şeylere yöneltecek programları seçin.

- Küçücük şeyleri büyütmeyin. Pek çok kişi, olan bitenin olumsuz tarafına odaklanıp bunu adeta bir felakete dönüştürür. Zor durumları abartmayın. Enerjinizi önemsiz stres tetikçilerine harcarsanız büyükleri meydana geldiğinde bunlarla baş edecek enerjiniz kalmaz.

- İyi uyuyun. İyi bir performans gösterebilmek için her gece yedi ila sekiz saat uyumak gerektiğini araştırmalar ortaya koyuyor.

- Öfkenizi yönetmeyi öğrenin. Öfkenin olumlu bir yanı da vardır, çünkü aynı zamanda önceden önlem almaya ve kontrolü ele almaya yöneltir. Ne yazık ki bazı insanlar öfkelerini doğru şekilde dile getiremez, biriktirir. Bazıları öfke nedeniyle şiddet uygular hale gelmekten korkar. Öfke, genel sağlığınız üzerinde yıkıcı bir etki yapar, ilişkilerinize gölge gösterir. İşin püf noktası, öfkenizi doğru şekilde yönetmeyi öğrenmektir.

- Olumlu insanlarla dostluk kurun. Kimlerle arkadaşlık ettiğimiz bizim kim olduğumuzu gösterir. Hayatları bunalımlardan ibaret olan, daima yanlış seçimler yapan ve sonuçlarıyla baş edemeyen insanlar vardır. Her şeye kötü açıdan bakarlar. Kendilerine yardımcı olmak için bir şey yapmadıkları gibi çevresindekileri de kendi olumsuz düzeylerine çekerler. Böyle insanlarla arkadaşlık, hayatımızı stresli hale getirir.

- Sorunları başkalarıyla paylaşın. Böylece her şeyi yerli yerine oturtabilir, farklı bir bakış açısı kazanabilir ve o ana kadar aklımıza gelmemiş çözümlere ulaşabilirsiniz.

- Bol bol gülümseyin. Moraliniz bozulduğunda ya da stresli olduğunuzda on beş dakika süreyle gülümsemeye çalışın. Bakış açınızdaki değişikliği fark edeceksiniz.

- Sizden daha az şanssız olanlara yardım edin. Bir sivil toplum kuruluşunda, bir yardım kuruluşunda ya da çocuk kurumunda görev alın. Sizi daha güçlü ve iyi bir insan yapar.

- Küçük kibarlıklarda bulunun. Kapıyı tutun, başka bir sürücünün öne geçmesine izin verin, birisinin yükünü taşımasına yardım edin.

- Evinizi düzene sokun. Hayatımızda ilave stres yaratan unsurlardan biri de evimizdeki dağınıklıktır. Ertelemeyi bir kenara bırakıp evinizi düzenlemeye başlayın.

- Yerel geziler yapın. Şehrinizde ya da ülkenizde daha önce gitmediğiniz bir yeri ziyaret edin. Bir harita alarak görmemiş olduğunuz yerleri belirleyin.

- Hobiler sağlıklıdır, bir meditasyon biçimidir. Yıllardan beri yapmak istediğiniz bir hobiyi seçin ve bunu gerçekleştirin.

[HALUK ANGIN]

Feride hm aktarımlarınız için çok teşekkürler.