Şükrü KIZILOT skizilot@yaklasim.com

Karısını tedavi eden doktora vergi cezası

SADECE karısını tedavi edene değil; oğlunu, annesini, babasını ve kardeşini ücretsiz tedavi eden doktora da vergi ve ceza var.


Doktor, çalıştığı özel hastanede hastalanır ve ücretsiz tedavi olursa, buna da vergi ve ceza var.Hem gelir ya da kurumlar vergisi hem de KDV’si var.Bitmedi ayrıca vergilerin gecikme faizi ve cezaları da var!..

FIKRA GİBİ

Size fıkra gibi gelen bu olay, tamamen gerçek.

Ankara Çankaya Özel Hastanesi’nin ortağı ve Genel Müdürü Dr. Asım Kayaalp’in eşi hastalanıyor. Ne yapacak, başka hastaneye götürecek hali yok ya. Kendi hastanesinde, eşini, tedavi ediyor. Birkaç yıl sonra, hastanenin defterleri inceleniyor ve ‘bu tedavi 1.000 YTL’ye (1 milyar liraya) yapılır’ diye, bu paranın kurumlar vergisi, KDV’si, faizi ve cezası isteniyor. Olay bununla bitmiyor; hastanede görevli bir doktorun oğlu, bir başka doktorun annesi de tedavi oluyor. Hastanenin iki doktoru görev sırasında rahatsızlanıyor onların tedavileri de hastanede yapılıyor. Ücret ödenmedi diye bunlar için de aynı işlem yapılıyor.

İnceleme sırasında ‘Bu bayan benim eşimdir. Bu hasta da hastanenin doktorudur’ deniliyorsa da gözönüne alınmıyor. Vergi inceleme raporu düzenleniyor.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Bu paralar, kuzu kuzu ödenecek.

Aklınızda olsun, bir doktor muayenehanesinde karısını, çocuğunu, annesini ya da babasını, para almadan tedavi etse bile, bunun vergisini ödeyecek.

‘Ne parasıymış, hiç öyle şey olur mu?’ demeyin, mevcut yasalara göre alması ya da almış gibi cebinden KDV ödemesi gerekiyor. İnanmayanlar, KDV Yasası’nın beşinci maddesine baksınlar. Hastanelerin bir de kurumlar vergisi ödemeleri gerekiyor.

Aman ha tanıdık doktor ya da hastane varsa, doktor eşiniz ya da çocuğunuz olsa bile parasını ödeyin...

Çocuğun babası

MARKETTE alışveriş yapan adam, çok çekici ama tanımadığı bir kadının kendisine gülümseyerek selam vermesiyle şaşırır ve sorar:

‘- Tanışıyor muyuz?’

Kadın:

‘- Kusura bakmayın, sizi çocuklarımdan birisinin babasıyla karıştırmış olmalıyım’ der ve uzaklaşır.

Adam dünyanın ne hallere geldiğini, bu görünüşte bir kadının çocuğunun babasını hatırlamayacak olmasının garipliğini düşünürken, birden aklına üniversite yıllarında katıldığı vahşi gurup partileri gelir.

Belki de o partilerden birinde, kendisi ve o kadın? Belki de kendisinden çocuğu olmuştur! Olamaz mı? diye düşünür peşinden koşar ve sorar:

‘Kusura bakmayın, acaba geçmiş yıllarda katıldığımız vahşi partilerden birinde, eee, şey, hani yani çok sarhoş olmuştuk da sonra da delice yapmıştık, o kız siz olabilir misiniz?’

‘Hayır!’
der kadın ve gözlerinin içine bakarak:

‘- Ben sadece ilkokul ikinci sınıftaki çocuğunuzun öğretmeniyim.’

Vergisini ödemeyene davul cezası

HİNDİSTAN’ın Andhra Pradesh Eyaleti’nde, vergilerini ödemeyenlere, ilginç bir ceza uygulaması başlatılmış.

Kent yönetimince kiralanan 20 davulcu, vergilerini ödemeyenlerin kapısında davul çalıyorlarmış. Davul gürültüsü de vergiler ödenene kadar kesilmiyormuş.

Eyalette bu yöntemle şu ana kadar vergi borçlarının yüzde 18’i toplanmış.

Ne dersiniz, bu yöntem Türkiye’de de denense nasıl bir sonuç alınır? ‘Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az’ sözünde olduğu gibi, bizde davulcunun yanına bir de zurnacı konulsa, vergisini ödemeyen yine ödemez. Hatta sokağa çıkıp, davul-zurna eşliğinde halay çekerse şaşırmayın!..

Günün sözü

Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.

Epiktetus