Sayfa 1 Toplam 18 Sayfadan 12311 ... SonuncuSonuncu
Toplam 180 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Bağımsız denetimde son durum

  1. #1
    Moderatör gokhankilicoglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mayıs.2007
    Nereden
    Ankara
    Mesajlar
    7,136
    <DIV style="TEXT-ALIGN: left">
    Bağımsız denetimde son durum
    <DIV style="TEXT-ALIGN: left" id=ctl00_ortayer_haberOzet>Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte ülkemizde ticaret hukukunun kuralları sil baştan değişti.
    <DIV style="TEXT-ALIGN: left" id=ctl00_ortayer_haberMetni>
    <DIV id=haberTextDiv>Yeni kanun; tacirleri ve şirketleri ilgilendiren birçok konuda yeni hak ve yükümlükler getirdi. Şüphesiz yeni dönemde sermaye şirketleri için baştan aşağı değişen şeylerden birisi de denetim oldu.Eski Ticaret Kanunu’nda denetim nasıldı?Bilindiği üzere Eski Ticaret Kanunu’nda sermaye şirketlerinin denetimi; şirketin üç kanuni organından biri olan denetim kurulu ve uzman bilgisine sahip olması zorunlu bulunmayan murakıplar eli yapılıyordu. Söz konusu denetimin etkili olduğunu ve sonuç doğurduğunu söylemek güçtü.





    Yeni Ticaret Kanunu’nun ilk halinde denetim nasıl tasarlanmıştı?


    6102 Sayılı Kanun ile sermaye şirketlerinin denetimi tamamen yeniden tasarlandı. Her şeyden önce sermaye şirketlerinin denetimi ve söz konusu denetimin sonuçları kanuni bir yükümlülük olarak etraflı bir şekilde düzenlendi. Yapılan düzenlemelerde; bütünsel ve sürekli bir denetim anlayışı benimsendi. Denetimin kapsamı, niteliği ve sonuçları bakımından hiçbir istisna veya koşul öngörülmeksizin, tüm sermaye şirketlerinin bağımsız denetçiler tarafından denetlenmesi öngörüldü. Ancak; küçük, orta ve büyük işletmeler açısından uyulması gereken muhasebe standartları yönünden birtakım küçük farklılaştırmalara ve esnekliklere gidildi.


    Gelen tepkiler ve 6335 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikler!


    Tüm sermaye şirketlerinin hiçbir ayrım gözetilmeksizin bağımsız denetime tabi tutulması ve bu denetimin sonuçlarına çok ciddi yaptırımlar yüklenmesi iş dünyasını, özellikle de küçük ve orta ölçekli firmaları rahatsız etti. Denetimin maliyetinin şirketlere olası olumsuz etkisi de kafaları kurcalayan bir diğer nokta idi.
    Kamuoyunda gelen bu yüksek sesli ortak tepki ve serzenişler sonrası, 6335 Sayılı Yasa ile Yeni Ticaret Kanunu’nun denetime ilişkin hükümleri yeniden düzenlendi. Denetimin kapsam, ilke, standart ve sonuçları ülkemiz gerçekleri ile daha uyumlu hale getirildi ve top Bakanlar Kurulu’na atıldı.


    Yetki Bakanlar Kurulu’nda!


    Yeni TTK’nın 397. maddesinde 6335 Sayılı Kanun’un 18. maddesi ile yapılan değişiklik sonrasında; finansal tabloları ve yıllık faaliyet raporları Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nca yayımlanan ve uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartları’na göre denetime tabi olacak şirketlerin Bakanlar Kurulu’nca belirleneceği hüküm altına alındı.


    Böylelikle tüm sermaye şirketlerinin ayrım gözetilmeksizin denetime tabi tutulmasına yönelik anlayıştan vazgeçildi. Bağımsız denetime tedrici bir şekilde geçilebilmesinin önü açıldı.


    Bakanlar Kurulu kararına göre denetime tabi tutulacaklar kimler?


    Bakanlar Kurulu kanunun kendisine verdiği yetkiyi henüz kullanmadı. Ancak kamuoyu ile paylaşılan bir taslak metin var. Taslak karara ekli (I) sayılı listede yer alan şirketlerin tamamı bu kapsamda.(II) sayılı metne göre; aşağıdaki üç ölçekten en az ikisini art arda iki hesap döneminde aşan sermaye şirketleri 1.1.2014′ten itibaren bağımsız denetime tabi olacak:


    1) Aktif büyüklüğü 150 milyon ve üstü Türk Lirası.
    2) Yıllık net satış hasılatı 200 milyon ve üstü Türk Lirası.
    3) Çalışan sayısı 500 ve üstü.


    Şirketlerin bu üç ölçekten ikisinin sınırlarını aşıp aşmadığının belirlenmesinde; şirketin aktif büyüklüğü ve yıllık net satış hasılatı bakımından yürürlükteki mevzuat uyarınca hazırladıkları önceki yıllara ait finansal tablolar (yani, 2013 sonu aktif büyüklüğü ve net satış tutarı); çalışan sayısı bakımından ise şirkette önceki yıllardaki ortalama çalışan sayısı esas alınacak.


    Bağlı ortaklığı olan şirketler hesaplamayı nasıl yapacak?


    Türkiye Muhasebe Standartları uyarınca konsolide finansal tablo hazırlama yükümlülüğü bulunan şirketler açısından; belirttiğimiz üç ölçekten ikisinin sınırlarının aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde, bilanço toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından yıllık konsolide finansal tablolar dikkate alınacak. Çalışan sayısı bakımından ise ana ortaklık ve bağlı ortaklığın çalışan sayılarının toplamı nazara alınacak.


    Peki kimler konsolide finansal tablo hazırlamak zorunda?


    Bu noktada kimlerin konsolide finansal tablo hazırlamak zorunda olduğu büyük önem taşıyor. Zira konsolide finansal tablo düzenlemek zorunda olan şirketler hesaplamada (net satış tutarı, aktif büyüklüğü ve çalışan sayısının belirlenmesinde) tek başlarına değil bağlı ortaklıkları ile birlikte dikkate alınacaklar.


    Hangi şirketlerin konsolide finansal tablo hazırlamak zorunda olduğuna ilişkin açıklamalara 10 No’lu Türkiye Finansal Raporlama Standardı’nda (TFRS 10) yer verilmiş durumda. Son derece teknik ifade ve ayrıntıları içeren söz konusu standart; bir veya daha fazla bağlı ortaklığı kontrol eden işletmenin konsolide finansal tablolar hazırlamasını zorunlu kılmakta. Getirilen bu zorunluluğun istisnalarına da aynı standartta yer verilmekte.
    TFRS 10 standardının en önemli işlevi ise; finansal tabloların konsolidasyonunun ana dayanağı olan “kontrol” kavramını tanımlaması ve finansal tabloların konsolide edilip edilmeyeceğinin belirlenmesinde kontrol ilkesinin nasıl uygulanacağını düzenlemesi.


    Bağımsız denetime tabi olanlar TMS’leri uygulayacak!


    Geride bıraktığımız cumartesi günü (17 Kasım) Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun kararı gereği; bağımsız denetime tabi olacakların, münferit ve konsolide finansal tablolarının hazırlanmasında Türkiye Muhasebe Standartlarını (TMS) uygulaması gerekmekte.
    Buna göre söz konusu şirketler, mevcut TMS’leri baz alarak hareket edecekler

    İsmail KÖKBULUT
    <DIV style="TEXT-ALIGN: left">
    <DIV style="TEXT-ALIGN: left">
    <DIV style="TEXT-ALIGN: left">https://ekonomi.bugun.com.tr/bagimsiz-denetimde-son-durum-yazisi-212483

  2. #2
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    27.Nisan.2010
    Nereden
    10
    Mesajlar
    228




    </font><h2 style=": white; margin: 0cm 0cm 0pt;">KGK TARAFINDAN HAZIRLANMAKTA OLAN


    BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNDEN TÜYOLAR:



    - SMMM ve YMM'ler Denetçi olabilecek.

    - Denetçilik sınavında MUHASEBE STANDARTLARI, FİNANSAL YÖNETİM, DENETİM VE SPK
    MEVZUATI derslerinden soru gelecek. SPK Mevzuatından kalanlar, Denetçi
    olabilecekler ama SPK ya tabi şirketleri denetleyemeyecekler... GENEL MUHASEBE
    ve GENEL HUKUK derslerinden sınava girilmeyecek. </font></span>Ayrıca YMM'ler, SPK sınavına da girmeyecekler.

    </font></span>

    - SPK lisanslama sınavlarına girip bu dersleri vermiş olanlar bir daha bu
    sınavlara girmeyecek. SMMM veya YMM olmadığı halde SPK lisansı ile Denetçi
    olanlardan yasa gereği bu ünvan eksikliklerini tamamlamaları istenecek...

    ---------------------------------------------------------------------------------------------

    SINAVSIZ DENETÇİLİK:



    Hali hazırdaki YMM ler ile, (Üniversite+SMMM Stajı + SMMM lik dönemi) toplamı
    15 yılı bulan SMMM ler 31.12.2014'e kadar başvuruları halinde KG Kurumunun
    eğitiminin ardından Sınavsız olarak DENETÇİ olacaklar..



    10-15 yıllık SMMM ler, 31/12/2015 e kadar, bir yıl Denetim stajı yapmak şartı
    ile yine sınavsız Denetçi olacaklar...



    10 yıldan az tecrübesi olanlar ise,31/12/2015'e kadar, iki yıl Denetim stajı
    yaparak sınavsız denetçi olacaklar.

    ----------------------------------------

    Kurum ve konjöktür, tek kişilik denetime izin vermekle birlikte işin aslında
    denetim şirketi olarak yapılması teşvik ediliyor gibi... Şöyle ki, yönetmelik
    gereğince, denetim yapacak grup en az 3 kişiden oluşacak ve bunların da 3 tane
    yedeği olacak. Sonuçta bu işi yapacaksanız en az 6 kişi olmanız gerek, bu da
    şirketleşme demek...

    --------



    Kurulan Denetim şirketinde Baş denetçinin en az 10 yıl tecrübeli SMMM olması
    gerekiyor. Kıdemli Denetçi için ise bu süre 6 yıl...

    ----------------------



    Bu bilgiler, 17/11/2012 -Cumartesi günü KOMESBİRDER tarafından düzenlenen
    panelde konuşmacı olan TÜRMOB yönetim kurulu üyesi Sn. Osman ARIOĞLU tarafından
    aktarılmıştır.</font></span><?: prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" /></span></h2>

    </font>
    Doğruların Yemin Etmeye İhtiyacı Yoktur.

  3. #3
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    02.Şubat.2005
    Nereden
    Turkey
    Mesajlar
    2,754
    SAYIN EL-AZİZ bu 10 veya 15 yılda üniversite ve staj dönemi süreleri dahil edilcekmi? birde 15 aralıkta spk mevzuaat sınavından kalanlarda, spk ya tabi firmaların denetimi hariç denetçi belgesi verilcekmi?

    Edited by: YELİZ CEYHUN

  4. #4
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    27.Nisan.2010
    Nereden
    10
    Mesajlar
    228

    Üniversite ve staj süreleri dahil edilecekmiş. bu yazıdan öyle anlaşılıyor. diğerini ben de bilmiyorum. anladığım kadarıyla çok sınırlı yetki ile bir denetçiliğin getirileceği.
    Doğruların Yemin Etmeye İhtiyacı Yoktur.

  5. #5
    Ziyaretci
    BU BİLGİLER DOĞRU DEĞİL

  6. #6
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    31.Aralık.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    8,348
    Aylardan beri herkes fal açıyor. yok ben sordum yönetmelik şu şekilde çıkıyormuş yok bu hafta çıkyormuş yok imzaya gitmiş hepsi fos çıktı bugüne kadar nedense. Niye kendinizi paralıyorsunuz ne zaman nasıl çıkarsa çıksın kimi niye ilgilendiriyor anlamıyorum.

  7. #7
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    20.Mayıs.2012
    Mesajlar
    575


    Niye paralıyorsunuz?<div>Sayın Dumanlı mesleğimizle ilgili konulara duyarlı olmak suç mu?</div><div>Meslek yasamızın temellerini savunmak suç mu?</div><div>(3568debağımsız denetim SMMM-YMM farkı bulunmamaktadır)</div><div>Denetimle ilgili plan yapmak SMMMlerin hakkı değil mi?</div><div>Niye çabalamayalım Niye sorgulamayalım?</div><div></div><div>Ne yapalım Sayın Dumanlı?*?*?</div>

  8. #8
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    20.Mayıs.2012
    Mesajlar
    575


    En vahim durum YMMlerin SPK dahil sınavsız yetkilendirilmeleridir.<div>YMMlere SPK dur demiş Ancak KGK dur diyememiştir</div><div>Eğer bu şekilde ise </div><div></div>

  9. #9
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    27.Nisan.2010
    Nereden
    10
    Mesajlar
    228


    sayın dumanlı birinci yazdığım yazının kaynağını zaten yazmışım. bunlar bir panelde konuşulan şeylerdir. elbette itibar edilmemesi gerekir. çünkü daha resmi olarak yayınlanmamış bir konu hakkında ne derseniz deyin yarın gerçeği ortaya çıktığında yanılabilirsiniz. yada yanılmayabilirsiniz de. bunlar önemli değil. sizin dediğinizden hareket edersek bu kadar forum bu kadar bilgi vs. o zaman hepsi gereksiz. ayrıca niye kendinizi paralıyorsunuz tabiri de hoş değil. bir konu açılmış bilgisi olan olmayan doğru veya yanlış herkes istediği gibi bişiler yazıyor. itibar edersiniz etmezsiniz. o sizin bileceğiniz birşey yazılanlarıda elbette eleştirebilirsiniz. ama bu uslup hiç hoş değil.
    Doğruların Yemin Etmeye İhtiyacı Yoktur.

  10. #10
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    14.Kasım.2011
    Mesajlar
    260
    https://www.muhasebevergi.com/makale.aspx?id=433

    Mali Müşavirler Ülkeyi Dönüştürüyor, Ülke Mali Müşavirleri ???

    Özkan Cengiz
    SMMM
    ozkan@ozkancengiz.net
    (22.11.2012)

    Tüm Makaleleri



    Bundan yaklaşık 10 sene öncesine gidiyoruz.

    Ortalama Bir Vergi Dairesi:
    10 Kişi banko Tahakkuk Memuru, 10 kişi Muhasebe Memuru, 5 Aktif Gişe, Bu kişiler her ayın 20 sinde ve 25 inde hayata küsercesine çalışıyorlar. Ayın geriye kalan günlerinde aldıkları beyannamelerin hem mevcut mükellef sicillerine, hem de merkezi otoritenin raporlarına işlenmesi ile uğraşıyorlar. Bunun yanında sürekli fazla mesai de olan devlet malzeme ofisi beyanname basıyor.En ufak bir karşıt incelemede vergi daireleri arası yüzlerce yazı, inceleme elemanlarının el yordamıyla yaptığı denetimler. Yıllık verilen “A” “B” formları. Ve onların işlendiği ayrı defter ve cetveller.

    Ortalama Bir SGK Müdürlüğü,
    Bildirimlerin veri yoğunluğu nedeniyle ayda bir alınamayan dört ayda bir alınan bildirgeler, aylık olarak verilen bildirimler bildirimlerin hem çalışan hem işveren siciline kayıtları, Her dairede onlarca memur bir o kadar geçici personel bitmeyen günler bitmeyen geceler.
    Bu iki önemli kurumun yanı sıra kimsenin adres bulamadığı keşmekeş bir ikametgah düzeni, şirketlerin kayıtlarının olmadığı bağkur işkur dosyaları, Noterlerden kayıtları bulunamayan resmi defterler vs vs

    Bugüne Geliyoruz.

    Yukarıda bahsettiğim konularda çok büyük bir elektronik dönüşüm yaşandı. Devlet milyonlarca dolar yatırım yaptı, elektronik alt yapıyı kurdu, her vergi dairesini her sgk il müdürlüğünü donattı. Her şey dört dörtlük olmasa da dört üçlük hazırlandı.

    Şimdi yeni bir proje hayata geçiyor “MERSİS”, Artık sabah 5 te sıraya giren ticaret sicil memurlukları merkezde çıkmıyor ilçede yapalım günleri, tescil için kırk dereden su getirmelerde hayatımızdan çıkıyor orada da elektronik bir alt yapı hazırlandı Orada da milyonlarca dolar yatırım yapıldı donanımlar hazırlandı.

    Bunun yanında yeni çıkan ve çıkacak tebliğlerle artık genel kurullarda elektronik ortamda yapılacak, elektronik ortamda yapılmayanlarda da devlet olmayacak.

    Yukarıda saydığım bütün dönüşüm projelerinde müthiş bir teknolojik yatırım yapıldı. Ancak tüm projeler aktı geldi bir yerde takıldı kaldı. Eğitimli insan kaynağı, Vergi Dairelerinde aylarca bilgisayarlar kapalı kutularda kaldı. SGK il müdürlükleri bilgisayarları sadece müdürlere dağıttı. Muhtarlar torunlarını çağırdı. Olmadı bir yerde takıldı kaldı.

    Sonra bir yerde kimin aklına geldiyse Mali Müşavirler geldi. Bu adamlar araştırmaya alışık araştırsınlar öğrensinler dendi. Bakın biz değil siz rahatlayacaksınız. Bizim çeşit çeşit memurumuzla uğraşacağınıza bilgisayardan yapın kendi memurunuz kendiniz olun dönemi başladı.

    Mali Müşavirler düşünenleri mahçup etmedi. Önce E-Bildirge ile E-Beyannameyi sahiplendi. Ana proje de 5 yıl olarak planlanan geçiş süreci bir yılda bitti. Bu iş güzel dendi ek raporlar ek bildirgeler kondu. Baktılar ne koysalar doluyor yapılıyor, abartıldı eskiden denetim elemanlarının yaptığı raporlar oluşturuldu. Adresi de bunlar girsin meslek kodunu da bunlar girsin. Büyük ihtimal bir yerlerde bir bürokrat herhangi bir bilgi gerekse koyalım bildirgeye oradan gelir demeye başladı.

    10 senelik dönüşümde Vergi Dairesinde, SGK’da, Ticaret Sicil Memurluklarında, Sanayi Ticaret İl Müdürlüklerinde, Muhtarlıklarda, Nüfus Müdürlüklerinde ne kadar veri girişine dair iş varsa hepsi teker teker Mali Müşavirlere aktarıldı ve kitle bana mısın? demedi ne isteniyorsa bir şekilde sisteme girdi.

    Son on yıldaki siyasi otorite bugün iş hayatında bir dönüşüm yaptığını 10 yılda Türkiye’yi e devlete dönüştürdüğünü söylüyorsa bunu 90.000 meslek mensubunun alın teri ile yaptı. Ve bugün itibariyle halen 90.000 meslek mensubunun alın teri ile bu sistemler yürümeye devam ediyor.

    Eğer bugüne kadar bu sistemlerden hiç birisi aksamadıysa, hiç birisinde büyük kaos yaşanmadıysa, hiç birisi başarısızlıkla sonuçlanmadıysa bu ne konulan cezalardan ne yapılan zorlamalardan sadece ve sadece Mali Müşavirlerin iş ahlakındandır.

    Bu süreç boyunca hiçbir bürokratın, hiçbir Bakanın, hiçbir kamu kurumunun aklına bu mali müşavirler bu işi yapabilirler mi gelmedi. Yaparlar hep yaptılar gene yaparlar dendi.

    Ve en sonunda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ufukta gözüktü. İlk fark eden gene mali müşavirler oldu. Ülkenin kanundan haberi yokken eğitimler başladı. En küçüğünden en büyüğüne TTK ile yattı. TTK ile kalktı. Bu ülkeye ticari hayatımıza karşı sorumluluğumuz var dendi.

    Bilinmeyenler öğrenildi. Bilinenler pekiştirildi. Ofisler bürolar yeniden yapılandı. Daha kanun ortada yokken hazırlıklar tamamlandı. Eğitimler arttı, yayınlar arttı, gece gündüz çalışmalar arttı. Daha önce Sermaye Piyasalarında dünyada az rastlanır bir şekilde dönüşümü sağlayan meslek mensupları meslektaşını, ülkeyi geliştirmeyi görev edindi. Yollara çıktı biz yaptık oldu sizde yaparsınız dedi tecrübelerini paylaştı.

    Gelinen noktada kanuna en hazır grup mali müşavirler oldu.

    Ancak kanunu umursamayan ticaret yapmanın, ülke ekonomisine katkıda bulunmanın kurallı ve doğru olmasını istemeyenler, kendi hazırsızlıklarını değil mali müşavirlerin hazır olmasını eleştirdi.

    Ve bugün mikrofonu eline alan bürokratlar bütün gecikmelerin ve ertelemelerin sebebi olarak TFRS dönüşümünde ve Bağımsız Denetim uygulamalarında hazır değiliz yapılanmamız lazım diyor suçu en suçsuz yere atıyorlar.

    Sanki E-Bildirgeye geçerken, sanki e-beyannameye geçerken, sanki Mernis’e, Mersis’e, Adrese Dayalı sisteme geçerken, sanki EPDK’da bağımsız denetime geçerken, SPK’da UFRS’ye geçerken, Sermaye Yeterliliği Raporlarına geçerken, BDDK’da Bilgi işlem denetimine, bağımsız denetime, banka dışı mali kurumların denetimine, UFRS’ye geçerken, Sanki madeni yağ, ötv, kdv raporlarını yapılandırırken hazır olup olmadığımızı düşünmüş gibi.

    Bu ülkede son yirmi yılda ekonomi dünyasında, iş dünyasında hangi alanda dönüşüm olduysa bu dönüşümün emekçisi Mali Müşavirler olmuştur. Başta son on yıldaki siyasi otorite olmak üzere devlet bürokrasisi, bu emeğin karşılığında en azından hak ettiği saygıyı Mali Müşavirlere göstermelidir.

    Yazının sonunu 19.11.2012 tarihinde İzmir’de konuşan TÜRMOB Başkanı Sn. Nail Sanlı’nın sözleriyle bitiriyorum.

    “Bizler mesleğimizin muhasebecilikten başladığını biliyoruz. Muhasebecilikten, kayıt tutmaktan utanmıyoruz, Çünkü iyi bir kayıt olmadan, iyi bir raporlamanın, iyi bir raporlama olmadan, iyi bir denetim olmayacağını biliyoruz. Bizler mesleğine saygısı olan kendini yetiştiren geliştiren bir meslek grubuyuz binlerce saat eğitimden geçiyoruz. Dünyaya entegre bir şekilde gelişiyoruz, öğreniyoruz, öğretiyoruz. Bugüne kadar meslektaşlarımıza verilen her türlü görevin altından layıkıyla çıktık. Bundan sonrada verilecek göreve en hazır meslek grubuyuz. Ancak dünya entegre raporlamaya geçerken, finans piyasaları basel 2, basel 3 uzlaşısına geçerken, Bazı kurumlarımız halen Türkiye’de hiçbir örneği olmayan bir süreçle, dokuz yıllık eğitim ve deneyim süreci ile elde edilen bir ruhsatın yeterliliğini tartışıyor. Muhasebe raporlama işlemlerini vergiye özel düzenliyor. Bizde haliyle soruyoruz hala başladığımız noktadaysak hala şirketlerimizin % 99,3’ü vergiye esas mali tablo düzenliyorsa, denetim işlemlerinde eski uygulamaların bile gerisindeysek bu kurulan kurumlar niye kuruldu, yapılan düzenlemeler niye yapıldı.”


Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •