Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
Toplam 17 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Türkiye Ekonomisi ve Bağımsız Denetim

  1. #1

  2. #2
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2008
    Mesajlar
    230


    Sayın Özkan Cengiz bey çok yerinde tesbitlerde bulunmuş tebrik ederim.<div></div><div>Son TTK değişiklikleri ve denetime tabi şirketlerin belirlendiği bakanlar kurulu kararı taslağı ile eski TTK nın sadece kanun numarası değişmiş oldu.</div>

  3. #3
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2008
    Mesajlar
    230


    Sayın Özkan Cengiz bey çok yerinde tesbitlerde bulunmuş tebrik ederim.<div> </div><div>Son TTK değişiklikleri ve denetime tabi şirketlerin belirlendiği bakanlar kurulu kararı taslağı ile eski TTK nın sadece kanun numarası değişmiş oldu.</div>

  4. #4
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    03.Ekim.2012
    Mesajlar
    21


    Tespitler iyide herkesin malumunu yazmak bir fayda getirmiyor.Aslolan bağımsız denetim alanı smmm'lerin elinden alındı...<div>Kademeli geçiş 5 yıl sonra olur diyenler umudunu koruyanlar olduğu gibi bu iş tamamen bitmiştir diyenlerde var.</div><div>Sonuçta herkesin gözü önünde olanlar oldu...</div>

  5. #5
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    14.Kasım.2011
    Mesajlar
    260
    kamuoyu etkisi ve tepkisi önemli sırf kamuoyunda çıkarılan yaygara ile çıkmış kanun budandı kuşa döndü.

    kamu oyu etkisi ile HENÜZ ÇIKMAMIŞ bakanlar kurulu kararı genişleyebilir yeterki anlı şanlı ekonomi yazarları sahip çıksın yer versin. veya konuyu kendi açılarından işlesinler.


  6. #6
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    03.Ekim.2012
    Mesajlar
    21


    tobb destekli büyük ekonomi yazarları harici yazan olursada etkili olamıyor.Cumhurbaşkanı avrupa birliği için adımlar arttırılmalı diyor.Peki demezler mi ttk budandı. Sen neden budanan ttk 'ya imzanı atıp onayladın.Geri yollasaydın?

  7. #7
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    27.Şubat.2012
    Mesajlar
    152
    Bu olayda Kamu oyu etkisi 2 şekilde oluşur.
    1- İlgili kesimlerin kararlılığı, maddi ve siyasi gücü... tobb, ve iş dernekleri bu konunun aleyhine çalışmışlardır. sırf bu nedenlede Yeni TTK da getirilen denetim maddeleri yeni ttk da bakanlar kuruluna topu atarak etksiz hale getirilmiştir. Bakanlar kuruluda kendilerine etki eden iş hayatının isteği doğrutusunda popilist politika izleyerek çıtayı çok yukarda tutarak türkiyedeki şirketlerin yaklaşık % 1'ini kapsayacak şekilde daraltmıştır. Ve bu tutarlar 5 değil 15 sene sonra bile bu anlayışla % 50 ve üstünü kapsayacak şekilde gelişmez.
    2- Konunun tarafı olan meslek örgütlerinin ve meslektaşların baskısı. Bu şık dahada vahim. Zira Meslek birliği ile hukumet kanlı bıçaklı bir göruntu sergiliyor, Hukumete yakın meslek derneği meslekle ilgili vizyonu,ve meslekte yapılması gerekenlerle ilgili çözüm önerileri veyahut daha iyi temenilerle gücü yok. Gücü yoksalar niye dernek yönetimine geldiklerinide anlamış değilim. Meslektaşlar arasındaki görüş ayrılığını hiç saymıyorum zira bu forumda gunlerce tartışıldı. Hatta kurma fax çenler bile oldu. (Bu faxların % 99tamamen kişinin o anki durumu ile denetim yetkisini almaya yönelikti yoksa mesleğin gelişimi,geleceği ile ilgili değildi)
    3- Türkiyedeki hukumetlerin hepsi vergi konusunda hallerinden memnunlar. Vergiyi toplayamamışlar ne olucakkiötv yi, kdv yi artıtısınız. Olmadıdoğalgaza ve elektriğe zam yaparsınız olur biter.



  8. #8
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    27.Şubat.2012
    Mesajlar
    152
    yayeo hızını alamamış saçma yarış sitesi reklamı koymuş ilgili forum yöneticisi arkadaşın dikkatine

  9. #9
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    14.Eylül.2009
    Nereden
    İSTANBUL
    Mesajlar
    328

    bağımsız denetim ile ilgili bir yazı


    Selahattin Gökmen
    Vergi Başmüfettişi
    Vergi Sorunları Dergisi
    www.vergisorunlari.com.tr
    segokmen@hotmail.com


    Bağımsız Denetim Ve Denetçilik Doğmadan Öldürülecek Gibi

    Tarih: 09.10.2012

    Yeni Türk Ticaret Kanunu kapsamında şirketlerin bağımsız denetçiler vasıtasıyla bağımsız denetime tabi tutulması uygulamasına 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren başlanacaktır.

    Yeni Türk Ticaret Kanununun 397 ila 406 ıncı maddeleri arasında bağımsız denetim ve bağımsız denetçiye ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Yeni TTK denetçiliği bir meslek olarak tanımlamış olup, Kanunun geçici 2 nci ve geçici 3 üncü maddelerinde öngörülen kurum olan ve 660 sayılı KHK ile kurulmuş olan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu; denetçilik mesleğinin etik ve ilkelerinin belirlenmesi, denetçi ve denetim şirketlerinin yetkilendirilmesi ve bunların denetiminin yapılmasına ilişkin ilke ve kuralları koyma yetkisini eline almıştır.

    Gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse 660 sayılı KHK’de denetime ilişkin yapılan bu düzenlemeler ile işletmelerin kayıt ve işlemleri ile finansal tabloların uluslararası raporlama standartlarına uygun hale getirilmesi ve işletmelerin uluslararası standartlara uygun olarak bağımsız denetimlerinin yapılması, böylece işletmelerin hesap ve işlemlerinde şeffaflığın sağlanması amaçlanmıştır.

    Bağımsız denetime ilk tırpan…..

    Yeni TTK ve 660 sayılı KHK’de yer alan düzenlemeler bağımsız denetime ilişkin sayıları 80.000 civarında olan SMM’ler ile 5000 civarında olan YMM’ler nezdinde önce oldukça büyük beklenti oluşturmuştu. Sayıları 600 binden fazla olan sermaye şirketlerinin en az yarısının bağımsız denetime tabi olacağı ve bu denetimin SMM ve YMM’ler tarafından yapılacağı şeklindeki algının oluşmasıyla birlikte, meslek odaları TTK’nın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren, TÜRMOB öncülüğünde, meslek mensuplarının bağımsız denetime hazırlanmasına ilişkin eğitimlervermeye başlamışlardı.

    Ancak, önce 660 sayılı KHK, daha sonra yeni TTK’nın 397. maddesinde yapılan “398 inci madde kapsamında denetime tabi olacak şirketler Bakanlar Kurulunca belirlenir” şeklindeki değişiklik, TTK’nın meslek mensupları nezdinde başta yaratmış olduğu algıyı yıkarcasına, bağımsız denetimin sınırlanacağını göstermiştir.

    Nitekim, bağımsız denetim yapılacak şirketlerin belirleneceği Bakanlar Kurulu Kararıda hayayımlanmadan ortaya taslağı çıkan taslak Bakanlar Kurulu Kararı’nda bağımsız denetim yapılacak şirketlere ilişkin sınırlar belirtilmektedir.Söz konusu taslak Kararın doğruluğu konusunda elimizde kesin bir kanıt bulunmamakla beraber, son dönemlerde çıkarılan Karar, tebliğ ve sirküler şeklindeki düzenlemelerin çıkmadan önce tartışılması için kamuoyunun önüne çıkarıldığı ve akabinde resmiyet kazandığı hususu dikkate alındığında, ortaya sürülen taslak Bakanlar Kurulu Kararı’nın da doğru olma ihtimali oldukça yüksektir.

    Taslak Bakanlar Kurulu Kararına baktığımızda; I ve II sayılı liste şeklinde ikili bir ayrımın yapıldığını görmekteyiz. I sayılılistede;

    - Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca Sermaye Piyasası Kurulu düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden karar’da sayılanların,

    - Bankacılık Kanunu uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun
    düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden;mevduat bankaları,katılım bankaları, yatırım bankaları, kalkınma bankaları, derecelendirme kuruluşları,finansal holding şirketleri, finansal kiralama şirketleri, Faktoring şirketleri, Finansman şirketleri, Varlık yönetim şirketlerinin

    - Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu kapsamında faaliyet göstermekte olan sigorta, reasürans ile emeklilik şirketlerinin,

    - Yetkili müesseseler, İstanbul Altın Borsasında üye olarak faaliyet göstermesine izin verilen; kıymetli madenler aracı kurumları, kıymetli maden üretimi veya ticareti ile iştigal eden anonim şirketlerinin,

    - Elektrik Piyasası Kanunu, Petrol Piyasası Kanunu ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu düzenlemelerine ve denetimine tabi olarak enerji piyasasında faaliyet gösteren lisans sahibi tüzel kişiler, sertifika sahibi tüzel kişiler ile yetki belgesi sahibi şirketlerin,

    - Ulusal Karasal Radyo ve Televizyon, Uydu ve Kablolu Televizyon ile Bölgesel Karasal Radyo ve Televizyon sahibi medya hizmet sağlayıcı sermaye şirketlerin,

    - Telgraf ve Telefon Kanunu, Telsiz Kanunu, Elektronik İmza Kanunu, Evrensel Hizmet Kanunu, Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu denetimine tabi olan anonim şirketlerin,

    - Devlet, il özel idareleri, belediye ve diğer kamu tüzel kişileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar, dernekler, vakıflar, kooperatifler ve bunların üst kuruluşlarının payı ve kontrol gücü olduğu şirketlerin

    yer aldığını görmekteyiz.

    II sayılı listede ise; tek başına veya bağlı ortaklıklarıyla birlikte

    a) Aktif büyüklüğü yüzellimilyon ve üstü Türk Lirası

    b) Yıllık net satış hasılatı ikiyüzmilyon ve üstü Türk Lirası

    c) Çalışan sayısı beşyüz ve üstü

    şeklindeki üç ölçütten en az ikisini sağlayan sermaye şirketlerinin bağımsız denetime tabi olacağı öngörülmektedir.

    Bağımsız denetim yapılacak şirket sayısı yok denecek kadar az olacaktır…..

    I sayılı listedeki şirketler sayısal olarak çok fazla olmadığı gibi, söz konusu şirketlerin neredeyse tamamı mevcut SPK kapsamında bağımsız denetimi yapılan şirketlerden oluştuğundan yeni TTK ile bağımsız denetimi yapacak olan SMM ve YMM’ler açısından söz konusu şirketlerin pek bir önemi yoktur.

    SMM ve YMM’ler açısından asıl önemli olan şirketler ise II sayılı listede sınırları belirtilmiş olan şirketlerdir.

    II sayılı listeye baktığımızda; aktif büyüklük, iş hacmi ve çalışan sayısı hadlerinin oldukça yüksek belirlenmesinin öngörüldüğünü görmekteyiz. Yeni TTK ile bağımsız denetimin, özellikle SMM’ler üzerinde yarattığı, yeni bir iş olanağı yaratacağı şeklindeki beklentinin bu taslak Karar’ın II sayılı listesindeki hadler ile daha doğmadan yok edildiği görülmektedir. Taslak Karar’daki hadleri sağlayacak şirket sayısı günümüz Türkiye’sinde oldukça sınırlıdır. 80.000 i aşan meslek mensubunun olduğu bir piyasada, taslak Kararda yer alan hadlere göre belirlenecek şirket sayısı ne SMM’leri nede YMM’leri tatmin etmeyecektir.

    Peki taslak Karar’daki hadleri aşacak olan şirket sayısı kaç olacaktır. Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine göre faal mükellef olan 647.000 kurumlar mükellefini esas alsak bile, bu mükelleflerden kaç tanesi bu hadlerin üzerinde yer almaktadır?..

    Taslak Karar’ın II sayılı listesinde belirtilmiş olan hadleri Türkiye gerçekleri ile ölçmeye çalışmak için elimizde gerçekçi birkaç veri bulunmakta aslında…

    Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ihracat yapan firmalar listesi, İstanbul Sanayi Odası’nın ilk 500 ve ikinci 500 sanayi kuruluşu listeleri gibi verileri, bağımsız denetim yapılacak şirket sayısı konusunda bize birazda olsa fikir verebilecektir.

    TİM’in 2011 yılı sonu itibariyle açıklamış olduğu en çok ihracat yapan 1000 firmaya baktığımızda; söz konusu 1000 firmanın sadece 119’unun 200 milyon TL den fazla ihracat yaptıkları görülmektedir. Türkiye’nin en çok ihracat yapan 1000 firmasından sadece 119 adedinin taslak Karar’da belirtilmiş olan yıllık net satış hasılatı 200 milyon ve üstü Türk Lirası sınırını aştığı görülmektedir.

    İSO’nun internet sitesinde kamuoyuna açıklamış olduğu ilk 500 ve ikinci 500 sanayi kuruluşu listelerine baktığımız da ise; ilk 500 şirketin sadece 384’ünün taslak Karar’da belirtilmiş olan yıllık net satış hasılatı 200 milyon ve üstü Türk Lirası sınırını aştığını görmekteyiz. İkinci 500 deki şirketlerin tamamı ise 200 milyon Türk Lirasının altında net hasılat elde etmişlerdir.

    Görüldüğü üzere en çok ihracat yapan 1000 firma ile en büyük 1000 sanayi kuruluşunun ancak dörtte biri bağımsız denetim için belirlenmesi öngörülen net satış hacmi olan 200 milyon Türk Lirasını aşmaktadır. Bu iki örnek dahi göstermekte ki, belirlenmesi öngörülen bağımsız denetim hadleri eğer bu şekliyle Bakanlar Kurulu’ndan çıkarsa meslek mensupları için yaratılmış olan beklenti boşa çıkmış ve bağımsız denetim müessesesinin doğmadan ölümüne neden olunmuş olacaktır.

    TTK ilk çıktığında 600.000’in üzerinde şirket için öngörülen bağımsız denetim, söz konusu hadlere göre, bu gidişle en fazla 3000-4000 civarında şirketin bağımsız denetime tabi olacağını göstermektedir…

    İyi başladığımız bir mevzuat düzenlemesini onun talebi bunun talebi diye diye sonunda kuşa çevirdik. Galiba bu gidişle de bütün şirketleri denetim dışında bırakarak denetim sorununu kökünden çözmüş olacağız…

    Her şeyde olduğu gibi bu işte de yine “Türk gibi başlayıp Türk gibi bitirdik” galiba…

    Kaynak: www.MuhasebeTR.com
    SMMM Önder YAMAN

  10. #10
    Ziyaretci
    Denetim işi bitmedi, daha yeni başlıyor. Eğitim ve öğrenme çalışmalarını sıkı takip edip kendimizi yetiştirelim. 01.01.2013 tarihi itibariyle BDDK kredi kullanan firmalardan finansal tablo denetimi isteyecek. https://forum.mustafagulsen.com/guncel-konular-haberler/46811-asmmmo-baskani-koc-demokratik-bir-meslek-yasasi-istiyoruz.html
    Bankalar kredi kullanacaklaramali tabloları tfrs'ye çevir diyecek. Tfrsciler ortaya çıkacak. Değişim hızlı yaşanıyor. 01.01.2015 tarihinde de orta büyüklükteki firmalar (50 milyon tl ciro üzeri) denetime girecek. Kadameli olarak en geç on yıl içerisinde tüm şirketler ve büyük şahıs işletmeleri (10 milyon tl ciro üzeri) denetime girecek. Eş zamanlı olarak tfrs uygulamalarıgündeme gelecek.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •