İhraç kaydıyla yapılan satışlarda götürü gider uygulaması



<TABLE cellSpacing=0 cellPadding=0><T>
<T>
<TR>
<TD vAlign=top ="date">14/11/2005 09:26:44</TD></TR></T></T></TABLE>





HUKUKA GÖRE / Dr. A. Bumin Doğrusöz


abumin@e-kolay.net





Gelir Vergisi Kanunu'nun 40. maddesinin I/1 sayılı fıkrasına 25.5.1995 tarih ve 4108 sayılı kanunla 1.1.1995 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere eklenen parantez içi hükümle "ihracat, yurtdışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurtdışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler" düzenlemesi getirilmiştir.


Bu düzenlemenin uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanlığı görüşleri, 194 ve 233 sayılı Gelir Vergisi Genel tebliğleri ile açıklanmıştır.


Bu açıklamalardan üzerinde en fazla durulan ve uygulamada duraksama yaratan konulardan birisini de, aracılı ihracatta uygulama konusu oluşturmuştur.


Maliye Bakanlığı önce 194 sayılı Genel Tebliğ'de, ihraç kaydıyla yapılan mal teslimlerinde, bu ihracat hasılatı dolayısıyla yapılacak götürü gider uygulamasının, ihracatçı ve ihracatçıya ihraç kaydıyla mal tesliminde bulunan işletmenin ihracattaki katkıları oranında yapılacağını açıklamıştır. Söz konusu genel tebliğde, götürü gider uygulamasında dikkate alınabilecek döviz olarak elde edilmiş hasılat olarak, ihraç edilmek şartı ile ihracatçıya yapılan mal teslimlerinden elde edilen hasılatın esas alınması, ihracatçıların ise elde ettikleri ihracat hasılatından ihraç kaydıyla satın aldıkları malın alış bedelini indirmeleri ve kalan tutarı üzerinden götürü gider uygulaması yapmaları esası benimsenmiştir. Ancak ihraç kaydıyla yapılan teslimden doğan hasılat dolayısıyla bu uygulamanın yapılabilmesi için söz konusu malın Katma Değer Vergisi Kanunu'nda öngörülen süre içinde ihraç edilmesi koşulu aranmıştır.


Buna karşılık 194 sayılı Genel Tebliğ'in yukarıya özetle aktardığımız ve ihraç kaydıyla ihracatçıya mal teslim edenlerin de bu uygulamadan yararlanabilmelerini öngören I/4-b bölümü, Danıştay 4. Dairesi'nin 17.3.1999 tarih ve E. 1998/594 K. 1999/1152 sayılı kararı ile Gelir Vergisi Kanunu'nun 40. maddesinin 1'inci bendinde yer alan götürü olarak hesaplanan giderleri indirme hakkının, yurtdışında yaptıkları ve belgelendirme imkanı bulamadıkları harcamalarına karşılık olmak üzere ihracatçılara verildi gerekçesi ile iptal etmiştir. Bu iptal kararının kesinleşmesi üzerine bakanlık, 233 sayılı Genel Tebliğ ile konuyu yeniden ve Danıştay kararı doğrultusunda düzenlemiştir. Bu genel tebliğde, ihracatı gerçekleştirenlerin ihracat hasılatlarının tamamını dikkate alarak götürü gider uygulamasından yararlanabilecekleri, buna karşılık ihracatçıya ihraç kaydı ile mal teslim edenlerin ise bu uygulamadan yararlanamayacakları açıklanmıştır.


Bu defa aynı konu, bir başka boyutu ile ihracatın dış ticaret sermaye şirketi üzerinden gerçekleştirilmesi sebebiyle tekrar yargı önüne gelmiştir. Bir imalatçı şirketin ihracatını bir başka AŞ üzerinden gerçekleştirdiği olayda, Danıştay'ın kurumlar vergisi ile ilgili davalarda temyiz mercii konumunda olan bir diğer dairesi de, kararını, 4. Daire ile aynı yönde oluşturmuştur.


Danıştay 3. Dairesi'nin konuya ilişkin E. 2001/1682 K.2003/5154 sayı ve 9.12.2003 tarihli içtihadı aşağıdaki şekilde oluşmuştur.


"6.1.1996 tarih ve 22515 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 95/7623 Bakanlar Kurulu kararına ekli ihracatın düzenlenmesi ve desteklenmesine ilişkin karar ve bu karara dayanılarak yayımlanan "Sektörel dış ticaret şirketi" ve "Dış ticaret sermaye şirketi" statüsü verilmesi, geri alınması ve bu şirketlerin sorumluluklarına ilişkin olarak düzenlenip yayımlanan ihracat tebliğleri ile yapılan düzenlemelerde, sektörel dış ticaret şirketleri ve dış ticaret sermaye şirketleri, kendi adlarına yaptıkları ve adlarına fatura kesilen ve kendilerine teslim edilen malların ihracatında, ihracat, kambiyo ve sair ilgili mevzuat yönünden münhasıran sorumlu oldukları belirtilmiş, imalatçı veya tedarikçi firmaların sorumlulukları ise sadece ihracata konu malın üretimi veya temini konusunda düzenlenen belgelerle sınırlı tutulmuştur.


Bu düzenlemeler karşısında, imalatçı olan davacıdan sağlanan ürünlerin ihracatına aracılık yapan şirketin gerçekleştirdiği fiili ihracat nedeniyle davacının götürü gider uygulamasından yararlandırmayarak, adlarına yapılan tahakkukta hukuka aykırılık bulunmamaktadır."


Danıştay'ın her iki dairesinin aynı yöndeki kararları, bu konudaki içtihadın artık yerleşik durum arz ettiğini göstermektedir.Edited by: Mustafa Gülşen