Toplam 7 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 7 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: TASFİYE DEFTER

  1. #1
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    26.Şubat.2010
    Mesajlar
    272


    Üstadlar günaydın;
    2012 yılı ocak ayında tasfiye ye giren şirket için defterleri onaylatılması unutulmuştur.

    şimdi nasıl bir yol izlemem gereklidir,yardımcı olursanız sevinirim.

    Teşekkürler.

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    29.Temmuz.2008
    Mesajlar
    2,172
    şimdi defter tasdik ettirseniz cezalı olacak sonuçta faaliyeti olmayan bir firma olduğu için alınan faturalar olmayacağından indirim konusu hakkınızda zayi olmayacaktır 2012 ocak ayında tasfiyeye giren firmanız için 2011 aralık ayında 2012 yılı defterini normal tasdik ettirmişsinizdir o deftere dökümü yapın mümkün değil ama çalıştığınız notere bir deyin bakalım ünvanın başına T.H. ibaresi koyabalirmiymiş
    yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

  3. #3
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    26.Şubat.2010
    Mesajlar
    272


    Peki onaylatsam cezası nedir.sadece cezai yaptırımımı olur?

  4. #4
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    29.Temmuz.2008
    Mesajlar
    2,172
    T.C.
    İSTANBUL VALİLİĞİ
    İl Defterdarlığı

    Katma Değer Vergisi Gelir
    Müdürlüğü


    TARİH: 01.12.2003
    SAYI :
    KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.32.6601
    KONU : Defter ve belgelerin süresinden sonra tasdik ettirilmesi


    <H2 style="TEXT-INDENT: -70.8pt; MARGIN-LEFT: 70.8pt">……………………….</H2>
    İlgi … yazınızda, daireniz mükellefi olan ……….. Ltd. Şti. hakkında ilgi … yazılarımız ile inceleme yapılmasının talep edildiği, Vergi Denetmeni ….. tarafından düzenlenen …….. tarih ………. sayılı basit rapor düzenlendiği ve raporun sonuç bölümünde ödevlinin …….. dönem KDV iade talebi ile ilgili bilahare rapor düzenleneceğinin bildirildiği,
    Söz konusu dönemde ilgili Vergi Denetmeni ………. tarafından düzenlenen ……… tarih ……….. sayılı raporda, ilgili dönemde Gümrük Beyannameli ve Özel faturalı mal teslimleri nedeniyle indirim yoluyla gideremediği ve yabancılardan tahsil edemediği KDV’nin mükellef kuruma mahsup talebi de dikkate alınarak nakden iade edilmesi gerektiğinin belirtildiği,
    İlgi … yazımız eki ……. tarih ……… sayılı yazıda; Kanun hükümlerine göre tutulması zorunlu olan defterlerin hiç tasdik ettirilmemesi veya Kanuni süresinden sonra tasdik ettirilmesi halinde defterlerin hiç tasdik ettirilmemiş sayılacağından indirim dolayısıyla da iade kapsamında işlem yapılmaması gerektiği belirtildiğinden, yapılacak işlem hakkında Defterdarlığımız görüşü sorulmaktadır.
    Benzer bir konuyla ilgili olarak Bakanlık Makamı’ndan alınan …….. tarih ……… sayılı yazıda;
    “ Vergi Usul Kanunu bakımından;
    213 sayılı Vergi Usul Kanununun “ Tasdik Zamanı” başlıklı 221. maddesinde, “ Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:
    ……………
    3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlıyarak on gün içinde;” defterlerini tasdik ettirmeleri hükme bağlanmış bulunmaktadır.
    Öte yandan, 2000/7 Sıra No.lu V.U.K İç Genelgesinde açıklandığı üzere, mükelleflerin işe başlanılan gün işe başlama bildiriminde bulunmaları ve defter tasdik ettirmeleri halinde bu işlemler süresinde yapılmış kabul edilerek, adlarına ceza kesilmemektedir.
    Anılan Kanunun 352. maddesinin birinci derece usulsüzlükle ilgili 8 numaralı bendinde; tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması (Kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler tasdik ettirilmemiş sayılır.); birinci derece usulsüzlük fiili olarak hüküm altına alınmıştır.
    Ayrıca, aynı Kanunun 30. maddesinde de tutulması mecburi olan defterlerin tasdik ettirilmemiş olması re’sen takdir nedeni olarak belirlenmiştir.
    Bu hükümlere göre, defterlerin normal olarak yukarıdaki sürelerde tasdik ettirilmesi gerekmektedir. Bununla beraber bu sürenin sonundan itibaren bir ay içinde yapılan tasdikler de geçerli kabul edilmekte, ancak ikinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi icap etmektedir. Bu sürenin bitiminden sonra tasdik ettirilen defterler ise, hiç tasdik ettirimemiş sayılmakta ve birinci derece iki kat usulsüzlük cezası kesilerek dönem matrahının takdiri yoluna gidilmektedir.
    Bu durumda söz konusu mükellefin defterlerini yukarıda bahsedilen madde hükümlerindeki kanuni süreleri içinde tasdik ettirmediği kabul edilerek vergi Usul Kanunu’nun 352/I-8’e göre birinci derece iki kat usulsüzlük cezası kesilmesi ve dönem matrahının takdiri yoluna gidilmesi gerekmektedir.
    Katma Değer Vergisi bakımından;
    Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29.’ncu maddesinin (1) numaralı fıkrasında, mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergilerini, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesapladıkları katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça indirebilecekleri; aynı Kanunun 34.’üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasında da “ Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir.”hükmü yer almaktadır.
    İndirim, katma değer vergisi uygulamasının temel unsurlarından biridir. Mükelleflerin indirim hakkını kullanabilmeleri ise indirilecek katma değer vergisinin varlığını, fatura veya benzeri vesikalarla ispat etmelerine ve bu belgeleri yasal defterlere kaydetmelerine bağlıdır.
    Tutulması zorunlu defterlerde;
    -Tasdik işleminin hiç yaptırılmamış olması yada
    - Bir önceki takvim yılında veya hesap döneminde tasdik ettirilerek kullanılanlardan, ara tasdike gidilmeksizin bir sonraki hesap döneminde de aynı defterlere kayıt yapılması,
    Vergi Usul Kanunu’nun 30/3’ncü maddesine göre re’sen tarhiyat nedeni olmakla birlikte, usulüne göre tasdik ettirilmemiş defterlere kaydedilen belgelerin Katma Değer Vergisi Kanunu açısından yapılan incelemede veya dönem matrahının takdiri sırasında gerçek olduklarına kanaat getirilmesi ve bu verginin satıcı tarafından beyan edildiğinin tespit edilmiş olması kaydıyla bu belgelerdeki KDV’nin indirim unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.”denilmektedir.
    Bilgi edinilmesini ve konunun yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesini rica ederim.

    Defterdar a.
    Defterdar Yrd.V.
    yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

  5. #5
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    29.Temmuz.2008
    Mesajlar
    2,172
    yeni ttk ile yorum yapacak olursak bu soruyu hiç sormamış olun.
    yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

  6. #6
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    29.Temmuz.2008
    Mesajlar
    2,172
    HANGİ SUÇUN CEZASI DAHA AĞIRDIR; YASAL DEFTERLERİ TASDİK ETTİRMEMEK Mİ YOKSA İBRAZ ETMEMEK Mİ?

    Yazar:TunahanSOYLU*

    E- Yaklaşım / Temmuz 2009 / Sayı: 199



    I- GİRİŞ

    Vergilendirmeye ilişkin usul ve esaslar 213 sayılı VUK’ta düzenlenmiştir. Bu Yasa’da bir çok konuya yer verilmiş olup, Yasa’nın 3. maddesinde vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabileceği belirtilmekle beraber, yasa koyucu bazı delil vasıtalarını kendisi belirtmiştir. Bunlardan en önemlisi de yasal defterlerdir. Biz de makalemizde yasal defterlerin tasdiki ve ibrazına ilişkin konuları irdeleyeceğiz.



    II- TUTULMASI MECBURİ OLAN YASAL DEFTERLER

    Vergi Usul Kanunu’nun 172. maddesinde belirtilen; ticaret ve sanat erbabına, ticaret şirketlerine, iktisadi kamu müesseselerine, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelere, serbest meslek erbabına ve çiftçilere, aynı Kanun’un 171. maddesindeki; mükellefin vergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumunu tespit etmek, vergi ile ilgili faaliyet ve hesap neticelerini tespit etmek, vergi ile ilgili muameleleri belli etmek, mükellefin vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden kontrol etmek ve incelemek, mükellefin hesap ve kayıtlarının yardımıyla üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumlarını (emanet mahiyetindeki değerler dahil) kontrol etmek ve incelemek, maksatlarını sağlayacak şekilde defter tutmaları mecburiyeti getirilmiştir.

    Mükelleflerce tutulması zorunlu olan defterler mükellef gruplarına göre ayrılmakta olup, işletme esasına göre tutulacak defterler ve bilanço esasına göre tutulacak defterler olarak ayrılmaktadır. Yasa’nın 193. maddesinde işletme hesabı esasında “işletme defteri”nin, 182. maddesinde de bilanço esasında; “yevmiye defteri”, “defter-i kebir” ve “envanter defteri”nin tutulması gerektiği belirtilmiştir.

    Belirtmiş olduğumuz bu defterler bütün mükellefler tarafından tutulması gereken defterlerdir. Bununla birlikte I. sınıf tüccarlardan devamlı olarak imalat ile uğraşanların, yukarıda belirttiğimiz defterlerden başka ayrıca “imalat defteri” tutmaları gerekmektedir (VUK, md. 197). Yasa’nın takip eden maddelerinde de diğer özellik arz eden işlerle uğraşan mükelleflerin ilave defter tutmak zorunda oldukları belirtilmiştir.



    III- TASDİKE TABİ OLAN DEFTERLER

    Makalemizin önceki bölümünde yasa koyucunun tutulmasını mecburi kıldığı defterleri, yasa maddelerini de belirterek açıklamaya çalıştık. Yasa koyucu tutulmasını zorunlu kıldığı defterlerin tamamı için önceden noterlere tasdik ettirme mecburiyeti getirmemiş sadece bir kısmı için tasdik mecburiyeti getirmiştir.

    Tasdike tabi olan defterler de Yasa’nın 220. maddesinde;

    · Yevmiye ve envanter defterleri;

    · İşletme defteri;

    · Çiftçi işletme defteri;

    · İmalat ve İstihsal Vergisi defterleri; (Basit İstihsal Vergisi defteri dahil)

    · Nakliyat Vergisi defteri;

    · Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri;

    · Serbest meslek kazanç defteri;

    olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla tutulması mecburi olduğu halde burada sayılmayan defterlerin noterlerce tasdik edilmesi zorunlu değildir.

    Ancak, bu kanunla cevaz verilen hallerde yukarıda yazılı olanların yerine kullanılacak olan defterlerin de tasdik ettirilmesi gerekmektedir.



    IV- YASAL DEFTERLERİ TASDİK ETTİRMEMENİN MÜEYYİDELERİ

    Makalemizin önceki bölümünde açıkladığımız üzere; tutulması zorunlu olan defterlerin bir kısmının noterlere tasdik ettirilmesi mecburidir. Bu defterlerin ne zaman tasdik ettirileceği de VUK’un 221. maddesinde;

    · Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda,

    · Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda,

    · Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde,

    · Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce

    şeklinde açıklanmıştır.

    Yasal defterlerini yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde tasdik ettirmeyen mükellefler bir kısım yaptırımlarla karşılaşacaklardır.

    Bu yaptırımlardan ilki usulsüzlük cezasıdır. VUK’un 352. maddesinde usulsüzlük fiilleri belirtilmiş olup, tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması; II. derece usulsüzlük fiili olarak belirtilmekle beraber, bir ay geçtikten sonra yaptırılması ise I. derece usulsüzlük fiili olarak belirtilmiştir. Daha da önemlisi kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır. Öte yandan VUK’un 352. maddesinde “Usulsüzlük fiili re’sen takdiri gerektirirse, bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak kesilir” denilerek usulsüzlük fiillerinin re’sen takdiri de gerektirmesi halinde iki kat olarak uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle defterlerini tasdik ettirmeyen mükellefler hakkında uygulanacak I. derece usulsüzlük cezalarının iki kat olarak kesilmesi gerekmektedir.

    Örnek vermek gerekirse; öteden beri işe devam eden bir mükellefin, takip eden yıl kullanacağı yevmiye defterini en geç 31 Aralık tarihine kadar tasdik ettirmesi gerekmektedir. Bu tarihe kadar tasdik ettirmeyip 31 Ocak tarihine kadar tasdik ettirirse kendisine II. derece usulsüzlük cezası kesilecek ve defterleri tasdik edilmiş sayılacaktır. Ancak 31 Ocak’tan sonra tasdik ettirmesi durumunda ise hiç tasdik ettirmemiş sayılacak olup, hiç tasdik ettirmeyen mükelleflerin tabi olduğu cezai yaptırımlarla karşılaşacaktır.

    Tasdike tabi defterlerini yukarıda belirtilen sürelerde tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları ikinci yaptırım re’sen vergi tarhiyatına muhatap olmalarıdır. Nitekim VUK’un 30/3. maddesinde defterlerin tasdik ettirilmemiş olması re’sen takdir sebebi olarak sayılmıştır. Ancak hemen belirtmeliyiz ki; yasal süresinden itibaren bir ay içinde tasdik ettirilen defterler tasdik edilmiş sayılırken, bir aydan sonra tasdik ettirilenler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır.

    Yasal defterlerini zamanında tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları üçüncü yaptırım ise; KDV indirimlerinin reddedilmesidir. Çünkü yasal süresinden itibaren bir aydan sonra tasdik ettirilen defterler hiç tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır. Dolayısıyla tasdik edilmemiş defterlerdeki KDV indirimlerinin kabul edilmesi mümkün değildir.

    Zira Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1 numaralı bendinde, “Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi’nden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri indirebilirler” denilmiş, aynı bendin, (a) alt bendinde ise “Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi” denilerek de indirim yapma şartlarından bir tanesi belirtilmiştir.

    Yine Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 3 numaralı bendinde de, “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir” denilerek vergi indiriminin şartlarından biri daha sayılmıştır.

    Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 34. maddesinin 1 numaralı bendinde, “Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirebilirler” denilmek suretiyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için faturada gösterilmesi ve kanuni defterlere kaydedilme şartı getirilmiştir.

    Öte yandan Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 54. maddesinde, kayıt nizamı ile ilgili olarak, mükelleflerin tutulması mecburi defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan verecek şekilde düzenlemeleri ve bu kayıtlarda,

    - Vergi konusu işlemlerin mahiyeti, vergisiz tutarları, hesaplanan vergi, indirilebilir vergi miktarlarını,

    - Vergiden istisna edilen işlemlerin, indirim hakkı tanınan ve tanınmayanlara göre ayrımı ile hesaplanan indirilebilir vergi miktarını,

    - İndirim konusu yapılamayacak işlemlerin niteliği ve bu işlemlerle ilgili vergi miktarlarını,

    - Matrah ve indirim miktarlarındaki değişmelerle, ödenen, terkin edilen ve iade olunan vergileri,

    ayrıca göstermeleri mecburiyeti getirilmiştir.

    Yasal defterlerini tasdik ettirmeyen mükellefler için mevzuattaki düzenlemeler ve vergi idaresinin uygulamasına göre KDV indirimlerinin kabul edilmesi mümkün değildir. Ancak defter-i kebir ve envanter defterinin tasdik edilmemiş olması KDV indirimini olumsuz etki yapmamaktadır.

    Ancak Danıştay’ca verilen bir kararda([1]) özetle, “Defterlerde noter tasdikinin olmamasının KDV indirim hakkını ortadan kaldırmayacağı, bu defterlere kaydedilen belgelerde gösterilen KDV’nin indiriminin kabul edilmesi gerektiği” belirtilmektedir.

    Öte yandan Maliye Bakanlığı’nca verilen bir özelgede([2]) özetle, “Tasdiksiz de olsa kanuni defterlere ilgili takvim yılı içinde kaydedilen alış belgelerinde gösterilen KDV’nin ödendiğinin ve bu verginin satıcı tarafından beyan edildiğinin inceleme ile tespit edilmiş olması şartlarıyla, bu belgelerde gösterilen KDV’nin indiriminin kabul edilebileceği” belirtilmektedir.

    Yasal defterlerini zamanında tasdik ettirmeyen mükelleflerin karşılaşacakları dördüncü yaptırım ise; sahibi lehine delil olabilme özelliğini zedelemesidir. Nitekim ticari ihtilaflarda mahkemeler çoğu zaman yasal defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmaktadırlar. Tasdiki yaptırılmayan defterler mahkemelerce delil olarak kabul edilmeyeceklerdir.



    V- YASAL DEFTERLERİ İBRAZ ETMEMENİN MÜEYYİDELERİ

    Vergi mükelleflerine vergi kanunları ile birtakım sorumluluk ve haklar verilmiştir. Önemli sorumluluklarından bir tanesi de defter tutma mecburiyetidir. İşletme ile ilgili yapılan tüm mali işlemlerin yasal defterlere intikal ettirilmesi ve ilgili kişi ve kurumlara gerektiğinde ibraz edilmesi zorunludur.

    Vergi Usul Kanunu’na göre tutulması gereken yasal defterlerin ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza edilmesi ve istenildiğinde vergi inceleme elemanlarına ibraz edilmesi gerekir.

    Kimi mükellefler yasal defter ve belgelerini inceleme elemanlarına ibraz etmeyerek daha kazançlı çıkacaklarını ummaktadırlar. Halbuki durum hiç sanıldığı gibi değil.

    Vergi kanunlarımıza göre yasal defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin çok ağır müeyyideleri vardır. Bunlardan birincisi; mükelleflerin re’sen vergi tarhiyatına muhatap olmalarıdır. Nitekim VUK’un 30/3. maddesinde defterlerin vergi inceleme yetkisi olanlara ibraz edilmemesi re’sen takdir sebebi olarak sayılmıştır.

    Yasal defterlerini ibraz etmeyen mükelleflerin karşılaşacakları ikinci yaptırım ise; KDV indirimlerinin reddedilmesidir. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 34. maddesinde alış belgelerinde yer alan KDV’lerin indirim konusu yapılabilmesi için yasal defterlere kaydedilmesi şartı aranmaktadır. Yasal defterlere kaydedilmeyen KDV’ler indirim konusu yapılamaz.

    Dolayısıyla defterler incelemeye ibraz edilmediğinden indirim konusu yapılan KDV’lerin yasal defterlere kaydedilip kaydedilmediği görülmediğinden indirim konusu yapılan tüm KDV’lerin reddi söz konusu olmaktadır. Bunun sonucunda mükellefler büyük KDV tarhiyatları ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
    Yasal defterlerini ibraz etmeyen mükelleflerin karşılaşacakları üçüncü yaptırım ise; hapis cezası istemiyle yargılanmalarıdır. Nitekim Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde varlığı noter tasdik kayıtları ile veya sair suretlerle tespit edilen yasal defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasını gerektiriyor.

    Yasal defterlerini ibraz etmeyen mükelleflerin karşılaşacakları dördüncü yaptırım ise; ibraz etmeme nedeniyle VUK’un 30/3. maddesine göre yapılacak re’sen tarhiyatlar için VUK’un 341 ve 344. maddesine göre kesilecek cezalar 3 kat olarak uygulanacaktır. Halbuki mükellef defter ve belgelerini ibraz etseydi re’sen tarh edilecek vergiler için kesilecek cezalar 1 kat olarak kesilecekti.

    Yasal defterlerini ibraz etmeyen mükelleflerin karşılaşacakları beşinci yaptırım ise; VUK’ta belirtilen uzlaşma hükümlerinden faydalanamamak şeklinde olacaktır. Nitekim VUK’un ek 1. maddesi ile ek 11. maddesinde; VUK’un 359. maddesine dayanarak kesilen vergi ziyaı cezaları için gerek tarhiyat öncesi gerekse de tarhiyat sonrası uzlaşma hükümlerinden yararlanamayacakları belirtilmiştir.



    VI- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

    Yasal defterlerin tasdik ettirilmemesi ile ibraz edilmemesi fiillerini irdelediğimiz makalemizde mükelleflerin karşı karşıya kalacakları yaptırımları ortaya koymaya çalıştık. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; gerek yasal defterleri tasdik ettirmemenin gerekse de yasal defterleri ibraz etmemenin ağır müeyyideleri olmakla beraber, yasal defterleri ibraz etmemenin müeyyidelerinin daha ağır olduğu görülmektedir.

    Şöyle ki; mükellefler yasal defterleri hiç tasdik ettirmemeleri ya da ibraz etmemeleri durumunda benzer cezalara muhatap olmaktadırlar. Ancak ibraz etmeme durumunda ilave olarak hapis cezası ile cezalandırılmakta ve uzlaşma hükümlerinden yararlanamamaktadırlar.

    Netice olarak ibraz etmemenin cezası tasdik ettirmemeye göre daha ağır olmaktadır. Bu cezalandırma yönteminde ağır suça ağır ceza ilkesine uyulmadığı görülmektedir. Bize göre yasal defterleri hiç tasdik ettirmemek yasal defterleri ibraz etmemekten daha hafif bir suç olmamalıdır. Zira mükellefiyetle ilgili bir ödevi eksik yapmanın, hiç yapmamaktan daha ağır cezalandırılması adil bir cezalandırma olmayacaktır.




    --------------------------------------------------------------------------------

    (*) Vergi Denetmeni

    ([1])Dn. 1. D.’nin, 14.02.1996 tarih ve E: 1996/77, 1996/686 sayılı kararı

    ([2])MB.’nin, 20.01.1994 tarih ve 3998 sayılı özelgesi
    yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

  7. #7
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    26.Şubat.2010
    Mesajlar
    272


    Teşekkürler üstad.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •