Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
Toplam 13 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: TİCARİ ARAÇ HUSUSİ ARACA DÖNÜŞÜRSE

  1. #1
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    11.Haziran.2008
    Nereden
    Karabük
    Mesajlar
    132


    gelir vergi mükellefim olan bir sahıs kendi adına olan hususi minibüsü ticariye çevirerek S plakası alıyor. Bu kişi bu minibüsü demirbaş kayıtlarına aldığında gider pusulası ile mi alacak?
    bu kişi s plakasını trafikten çektiği zaman bu minibüse tekrar hususi plakasını aldığı zaman fatura sesilecekmi ? bu konularda bilginize ihtiyacım var.

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    17.Ağustos.2005
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    944
    SAYIN AYMERMİ
    hususi plakanın ticariye çevrilmesini anladımda.. S plaka nedir..

    bir arac hususi iken ticari çevrilmesi demek..

    1. ya o araç üzerinde teknik değişiklikler yapılır. trafikdeki dosyasına işlenir. ve ticari araç statüsü kazanır.. Bu araç aktife kaydolunur..

    2. Araç ruhsatında hususi dir. ama aktife kaydedersiniz ve ticari faliyetinizde kullanırsınız. masraflarını gider yazar satarkende fatura düzenlersiniz..

    ama sizin s plaka ve ticariye dönüştürmeden sonra tekrar hususiye dönüşmeden kastınız nedir anlamadım..
    sözkan

  3. #3
    Üye
    Üyelik tarihi
    25.Ağustos.2012
    Nereden
    izmir
    Mesajlar
    91
    Aracın husisi olarak alınışındaki belgeyi (noter satış sözleşmesi veya faturayı) dikkate alarak demirbaş listenize kayıt edebilirsiniz. Amortisman ayırma süreniz aracın ilk alış tarihine göre belirlenecek olup,süreniz kalmış ise amortisman ayırabilirsiniz. Doğal olarak aracın bu günden sonraki,sarf veya bakım onarım giderlerinizi de defterinize yazabilirsiniz.Bu şekilde özel mülkiyetinizdeki aracı ticari işletmenize dahil etmiş olusunuz.

    Tekrar husisiye çevirdiğiniz zaman ise ticari işletmeden çekmiş olduğunuz bir değer olduğu için kendi kendinize fatura etmeniz gerekir.

  4. #4
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2005
    Nereden
    Sakarya
    Mesajlar
    1,425
    Sn.İsmail Demirbaşçı,
    Hayırlı günler dilerim.
    Demektesiniz ki "Amortisman ayırma süreniz aracın ilk alış tarihine göre belirlenecek olup,süreniz kalmış ise amortisman ayırabilirsiniz."
    Bu çözümlememize bir soru sorarak devam etmek isterim.Benden İkinci el ticari araç alsanız nasıl davranırsınız?
    Bunun cevabı ile yukarıdaki çözümlemeniz arasında fark olacağını göreceksiniz.
    Bu sebepten Şahsi Mülkünüzden herhangi bir şeyi ATİK yaparsanız ATİK yaptığınız yıl ve değer üzerinden faydalı ömrü kadar Amortisman ayırabilirsiniz.
    Kısaca Diyelim ki faydalı ömrü 5 yıl ise Aldığınız yıldan itibaren 5 yıl % 20 amortisman ayırabilirsiniz.(Amortisman ayırma şartlarının var olduğunu kabul ediyorum)
    Benim bilgim ve görüşüm bu yönde.

  5. #5
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    25.Ağustos.2012
    Mesajlar
    6
    Tekrar husisiye çevirdiğiniz zaman ise ticari işletmeden çekmiş olduğunuz bir değer olduğu için kendi kendinize fatura etmeniz gerekir.

  6. #6
    Üye
    Üyelik tarihi
    25.Ağustos.2012
    Nereden
    izmir
    Mesajlar
    91
    Sayın yuksekkaya; söylediklerimin arkasında duruyorum, Size konu ile ilgili özelgeden alıntı yaptım, dilerseniz de özelgenin tamamına aşağıda verilen linkten ulaşabilirsiniz. Özelgeyi incelemenizi rica ediyorum. Ayrıca aymermi_78 sorularına, özelgede kapsamlı cevap vardır, incelemesini tavsiye ediyorum. Umarım faydalı olmuştur.Jennifer Anan nın da cevabımı tekrarlamasına bir anlam veremedim.
    https://www.gib.gov.tr/index.php?id=...e0&type=ozelge

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
    İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
    (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)


    Sayı:B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 68-71423/02/2012
    Konu:Aktife alınan binek araç giderlerinin hasılattan indirilip indirilmeyeceği

    Bu hüküm ve açıklamalara göre;
    1. Söz konusu aracın envantere dahil edilmesi mümkün olup, bu aracın envanter defterine kayıt edilebilmesi için gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.
    2. 2004 yılında iktisap edilen aracın 333 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'ne ekli listenin "6.1. Otomobiller ve taksiler (Jipler ve arazi taşıtları dahil)" bölümünde değerlendirilerek, faydalı ömrünün 5 yıl, amortisman oranının ise %20 olarak dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre amortisman süresinin başlangıcı aracın iktisap edildiği tarih olup, araca ait amortisman ayırma süresi dolmuş olduğundan, amortisman ayrılabilmesi mümkün bulunmamaktadır.
    3. Söz konusu araç için ödenen ÖTV ve KDV'nin maliyet bedeline eklenmesi veya gider olarak dikkate alınması ihtiyari olup aracın maliyet bedeli üzerinden envantere dâhil edilmesi gerekmektedir. Ancak, aracın maliyet bedelinin tespit edilememesi veya bilinmemesi halinde, aracın alış tarihindeki rayice göre tahmin olunacak bedel ile envantere dâhil edilmesi mümkündür.
    4. Mesleki faaliyette kullanılmak üzere alınan ve envantere dahil olan taşıtların satılması durumunda envantere kayıtlı değer ile satış bedeli arasındaki tutarın, amortisman ayrılmış ise maliyet bedelinden ayrılan amortismanlar indirildikten sonraki kalan tutar ile satış bedeli arasındaki tutarın kar veya zarar olarak tamamının serbest meslek kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
    Bilgi edinilmesini rica ederim.

    Edited by: İsmail DEMİRBAŞCI

  7. #7
    Ziyaretci


    Sayın ismail üstad
    1-işletme defteri olan işletmede envanter defteri nasıl olacak 1 sınıflar için mi yazılmış (1. Söz konusu aracın envantere dahil edilmesi mümkün olup, bu aracın envanter defterine kayıt edilebilmesi için gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.)
    2-amortisman süresi bitmiştir denmiştir 5 yıllık süre geçmiş ancak amortisman ayrılmadığı için midir ( 2. 2004 yılında iktisap edilen aracın 333 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'ne ekli listenin "6.1. Otomobiller ve taksiler (Jipler ve arazi taşıtları dahil)" bölümünde değerlendirilerek, faydalı ömrünün 5 yıl, amortisman oranının ise %20 olarak dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre amortisman süresinin başlangıcı aracın iktisap edildiği tarih olup, araca ait amortisman ayırma süresi dolmuş olduğundan, amortisman ayrılabilmesi mümkün bulunmamaktadır.)

  8. #8
    Üye
    Üyelik tarihi
    25.Ağustos.2012
    Nereden
    izmir
    Mesajlar
    91
    Sayın ALDE benim cevabımda demirbaş listesi yazıyor.Önceki cevabıma bakabilirsiniz. Son cevabımda ki açıklamalar bana ait değildir. Özelgeden alıntı yapmıştım. Özelgenin tamamı aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.

    Aktife alınan binek araç giderlerinin hasılattan indirilip indirilmeyeceği hk.


    Tarih23/02/2012
    SayıB.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 68-714
    Kapsam

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)







    Sayı

    :

    B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 68-714

    23/02/2012

    Konu

    :

    Aktife alınan binek araç giderlerinin hasılattan indirilip indirilmeyeceği





    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, mali müşavirlik hizmetinden dolayı serbest meslek kazancı mükellefi olduğunuzu, 2004 yılında aldığınız binek otomobilinizi serbest meslek faaliyetinizde kullanmak istediğinizi bundan dolayı binek otomobili için amortisman ayrılıp ayrılamayacağı, alış faturasındaki ÖTV ve KDV'nin maliyet bedeline dahil edilip edilmeyeceği, aracınızı sattığınızda satış bedelinin tamamının mı kar veya zarar olacağı, zarar çıkması halinde serbest meslek kazancınızdan indirim olarak dikkate alınıp alınamayacağı, sigorta giderlerinin taksitler halinde ödenmesi halinde taksitlerin ödendiği tarihte mi yoksa poliçe tarihinde mi gider yazılacağı, eşinin sigortalı çalıştırılması halinde serbest meslek kazancının eşe ödenen ücretin gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile mesleki sorumluluk sigorta ödemelerinin gider yazılıp yazılmayacağı hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Ücretin Tarifi" başlıklı 61 inci maddesinde; Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir." denilmiş olup aynı Kanunun "Serbest Meslek Kazancının Tarifi" başlıklı 65 inci maddesinde ise; " Her türlü serbest mesleki faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

    Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır..." hükmüne yer verilmiştir.

    Anılan Kanunu'nun "Serbest Meslek Kazancının Tespiti" başlıklı 67 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır." hükmüne yer verilmiştir.

    Anılan Kanun'un "Mesleki Giderler" başlıklı 68 inci maddesinde ise; "serbest meslek kazancının tespitinde aşağıda yazılı giderler hasılattan indirilir:

    1. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İşyeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.).

    2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatındaki iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (bu primlerin ve aidatın geri alınmamak üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla) ile 27'nci maddede yazılı giyim giderleri.

    ...

    4. Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dahil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar (amortismana tâbi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde aynı Kanunun 328 inci maddesine göre hesaplanacak zararlar dahil).

    5. Kiralanan veya envantere dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri.

    ...

    8. Serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla emekli sandıklarına ödenen giriş ve emeklilik aidatları ile mesleki teşekküllere ödenen aidatlar.

    9. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen meslek, ilan ve reklam vergileri ile iş yerleriyle ilgili ayni vergi, resim ve harçlar." gider olarak dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

    Öte yandan, mesleki mali sorumluluk sigortasının şahıs sigortası kapsamına girip girmediği yönünde Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı'ndan bilgi istenmiş ve konu ile ilgili olarak alınan 17/12/2010 tarih ve 58352 sayılı yazıda, "....Bilindiği üzere, sigortacılık mevzuatında ayrım can ve mal sigortaları şeklinde yapılmıştır. Anılan sigorta da şahsı değil şahsın sorumluluğu nedeniyle mal varlığında meydana gelecek zararları sigortalayan bir mal sigortasıdır. Dolayısıyla, bu sigorta türünün anılan maddede yer alan "şahıs sigortası" kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır." denilmiştir.

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat Edici Kâğıtlar" başlıklı 227 nci maddesinde; "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." denilmiş, anılan Kanunun 234 üncü maddesinde ise; "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin; "Vergiden muaf esnafa; Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir." hükmüne yer verilmiştir.

    Öte yandan, anılan Kanunun 269 uncu maddesinde ise; "İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir.

    Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir;

    3. Gemiler ve diğer taşıtlar;" hükmüne yer verilmiştir.

    Söz konusu Kanun'un "Gayrimenkullerde Maliyet Bedeline Giren Giderler" başlıklı 270 inci maddesinde; "Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer:

    1. Makine ve tesisattan gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;

    2. Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.

    Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedelini ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler."hükümleri yer almaktadır.

    Aynı Kanun'un 313 üncü maddesinde; "İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269'uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder." denilmiş, anılan Kanun'un 320 nci maddesinde ise; "Amortisman süresi kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1) rakamı mükellefçe uygulanan nispete bölünür. Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir.

    Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir.

    Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz." hükmüne yer verilmiştir.

    Aynı Kanun'un "Amortismana Tabi Malların Satılması" başlıklı 328 inci maddesinde ise; "Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.

    Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.

    Devir ve trampa satış hükmündedir.

    Şu kadar ki, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu karlar o yılın matrahına eklenir.

    Yukarıdaki esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur." hükümlerine yer verilmiştir.

    Yasanın Geçici 5 inci maddesinde ise; ticari, zirai veya mesleki kazançları dolayısıyla yeniden Gelir Vergisine girecek veya basit usulden gerçek usule geçecek olan mükellefler ile öteden beri faaliyete devam eden serbest meslek erbabının amortismana tabi iktisadi kıymetleri maliyet bedeli, maliyet bedeli bilinmiyorsa bizzat kendilerince alış tarihindeki rayice göre tahmin olunacak bedeli ile değerleneceği, ancak, bu kıymetlerin alış tarihleri ile mükellefiyete giriş veya gerçek usule geçiş tarihi arasındaki yıllara ait amortismanlar tutarının bu değerden düşülerek bakiyesinin amortismanına devam olunacağı ifade edilmiştir.

    Öte yandan, amortisman uygulamasına ilişkin usul ve esaslar 333, 339, 365, ve 389 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ'lerinde belirlenmiştir.

    Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesine göre Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV ye tabidir.

    Anılan Kanunun 30/b maddesinde ise faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

    Diğer taraftan, 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin "1.Binek Otomobillerinin Katma Değer Vergisi" başlıklı bölümünde, indirim konusu yapılamayan bu verginin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği açıklanmıştır.

    Bu hüküm ve açıklamalara göre;

    1. Söz konusu aracın envantere dahil edilmesi mümkün olup, bu aracın envanter defterine kayıt edilebilmesi için gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.

    2. 2004 yılında iktisap edilen aracın 333 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'ne ekli listenin "6.1. Otomobiller ve taksiler (Jipler ve arazi taşıtları dahil)" bölümünde değerlendirilerek, faydalı ömrünün 5 yıl, amortisman oranının ise %20 olarak dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre amortisman süresinin başlangıcı aracın iktisap edildiği tarih olup, araca ait amortisman ayırma süresi dolmuş olduğundan, amortisman ayrılabilmesi mümkün bulunmamaktadır.

    3. Söz konusu araç için ödenen ÖTV ve KDV'nin maliyet bedeline eklenmesi veya gider olarak dikkate alınması ihtiyari olup aracın maliyet bedeli üzerinden envantere dâhil edilmesi gerekmektedir. Ancak, aracın maliyet bedelinin tespit edilememesi veya bilinmemesi halinde, aracın alış tarihindeki rayice göre tahmin olunacak bedel ile envantere dâhil edilmesi mümkündür.

    4. Mesleki faaliyette kullanılmak üzere alınan ve envantere dahil olan taşıtların satılması durumunda envantere kayıtlı değer ile satış bedeli arasındaki tutarın, amortisman ayrılmış ise maliyet bedelinden ayrılan amortismanlar indirildikten sonraki kalan tutar ile satış bedeli arasındaki tutarın kar veya zarar olarak tamamının serbest meslek kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

    5. Envantere dahil edilen araca ilişkin olarak ödenen taşıt sigorta ve kasko sigorta giderleri ödendiği dönemin gideri olarak dikkate alınması gerekir.

    6. İşyerinde eşin ücretli olarak fiilen çalışması halinde ise eşe ödenen ücretin ücret bordrosunda gösterilerek vergilendirilmesi kaydıyla kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

    7.Mesleki sorumluluk sigortası türünün "şahıs sigortası" kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından ve mali müşavirlik hizmeti için yaptırılması hususunda kanuni zorunluluk bulunmaması nedeniyle serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak yazılması veya vergi matrahının tespitinde beyanname üzerinden indirim konusu yapmanız mümkün bulunmamaktadır.

    8. Almış olduğunuz binek otomobil için yüklenilen KDV'nin indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, söz konusu KDV gelir vergisinin tespiti bakımından doğrudan gider yazılabileceği gibi, otomobil maliyetinin bir unsuru olarak da dikkate alınabilecektir. Ayrıca, bahse konu mükellefin serbest meslek faaliyetinde kullanmak üzere aldığı binek otomobili satması halinde bu işleme KDV oranlarının tespitine ilişkin 2007/13033 sayılı Kararname uyarınca % 1 oranında KDV uygulayacaktır.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.



    EKLER :

    1- özelge talep formu
    2- İVDB görüşü (özelge talep formu devamı)
    3- KDV'nin görüşü
    4- KDV'den görüş sorma
    5- özelge taslağı
    6- Vergi Usul'ün görüşü
    7- Vergi Usul'den görüş sorma
    8- Vergi Usul örnek özelge



    (*)Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

    (**)İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

    (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

  9. #9
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2005
    Nereden
    Sakarya
    Mesajlar
    1,425
    Sn.İsmail Demirbaşcı,
    Hayırlı günler.
    Amortismana tabi tutulması gereken iktisadi kıymetin yeni olması zorunlu değildir. İşletmeler kullanılmış olan iktisadi kıymetleri maliyet bedeli üzerinden amortismana tabi tutulabilirler.
    Bu konu kesindir.Şahsi servetinde bulunan bir aracın aktife alındığı gün Amortisman ayırma süresi başlar.
    İlgili Aktife alma dolaylı olarak satış hükmündedir.Örneği genişletirsek.Şahsi mülkünden aktife alınmasa ve bu aracın satışı olsa fatura gerekmez.Fakat aynı araç aktife alındıktan sonra satılsa fatura gerektirir.Ve hatta aktife alınan araç tekrar şahsi mülke konu edilmek istenirse yine fatura gerektirir.Hal bu olduğuna göre aktife alınan ATİK için eski yeni ayrımı yapılmadan Amortisman sıfırdan başlar ve Faydalı ömrü kadar amortisman ayrılır.
    Umarım yeterlidir.
    Bende söylediklerimin arkasında duruyorum.

  10. #10
    Üye
    Üyelik tarihi
    25.Ağustos.2012
    Nereden
    izmir
    Mesajlar
    91

    Sayın yüksekkaya maksatım sizinle tartışmak değil, doğruyu belirlemek.
    "Şahsi servetinde bulunan bir aracın aktife alındığı gün Amortisman ayırma süresi başlar."ifadeniz yanlış.
    -Aktife aldığınız tarihten itibaren amortisman ayırmaya başlayabilirsiniz.Fakat süreniz aracı mülkiyetinize aldığınız tarihte başlar. Hayırlı günler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •