slm arkadaşlar işletme 2011 yılına ait elektrik su faturası falan ödemiş yani ödemeleri yeni. bunları gider olarak işliyormuyuz
slm arkadaşlar işletme 2011 yılına ait elektrik su faturası falan ödemiş yani ödemeleri yeni. bunları gider olarak işliyormuyuz
ödemeyi bu yıl yaptıysanız elbetteki işlersiniz ama gecikme zamları faizi varsa kkeg olacak
cari hesaplarda da aynı mantık yokmu adama geçen sene fatura kestiniz size bu sene ödeme yaptı kimiside yıllar sonra bile ödeme yapabiliyor siz 2011 de mahsup olarak işleyip alacaklandırdıysanız faturaları bu sene de ödemesini yapar kapatırsınız hesabı olur biter ama 2011 de ödemeyiyapıp kaydı unutsaydınız o zzaman hepsini kkeg yazardınız
Merhabalar,smmci Nickli Üyeden Alıntı
2011 yılına ait giderlerin ödeme makbuzlarını gider olarak kanımca işleyemezseniz. Bu giderlerin faturaları 2011 yılına ait, ki ödeme makbuzları fatura yerine de geçmez
İyi Çalışmalar
Hüseyin Karagöz huseyin@solarfiveconsulting.com
TELEFON, ELEKTRİK, SU VE DOĞALGAZ FATURALARININ
GİDERLEŞTİRİLMESİ VE BU FATURALARDA GÖSTERİLEN KDV’NİN İNDİRİMİ
</font></span>
<div ="Section1">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">I. GİRİŞ </font></span>[/b]
</font></span>
Türk vergi sistemi yıllardır eleştirilere hedef olmakta ve
sistemin içinde yer alan mevzuat sık sık değiştirilmektedir. Bu itibarla,
gelinen noktada vergi sisteminden arzu edilen sonuçlar henüz tam olarak
alınabilmiş değildir. Giderler ve KDV de indirim konuları halen tartışılan
konular arasında yer almaktadır. Diğer bir ifade ile; mükelleflerin vergi
matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilecek harcamalar, gider olarak
kabul edilmeyecek harcamalar, hangi tür harcama ve alımların KDV’sinin indirim
konusu yapılıp yapılamayacağı tartışması devam etmektedir. </font></span>
</font></span>
Yukarıdaki konu kapsamında; işletmelerin haberleşme ve
enerji giderlerinde önemli bir vergilendirme sorunu yaşanmaktadır. Şöyleki;
işletmelerin telefon, su, elektrik ve doğalgaz faturalarının giderleştirilmesi
ve bu faturalarda gösterilen KDV’nin indirimi yazımızın konusunu oluşturacaktır.
Öte yandan konunun giderleştirilmesi ile KDV’sinin indirimi paralellik arz
ettiğinden birlikte değerlendirilmesinde fayda görülmektedir. </font></span>
</font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">II</font></span>[/b]. </font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">TELEFON, ELEKTRİK, SU VE DOĞALGAZ
FATURALARININ GİDERLEŞTİRİLMESİ VE BU FATURALARDA GÖSTERİLEN KDV’NİN İNDİRİMİ
</font>[/b]</span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">1. Telefon, Elektrik, Su</font></span>
</font></span></span>ve Doğalgaz Faturalarının Giderleştirilmesi
</font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Telefon, elektrik, su ve doğalgaz faturaları Vergi Usul
Kanunu’nda düzenlenen "fatura ve benzeri belgeler’’ kapsamında
nitelendirilmektedir. Yukarıda belirtilen belgelerin bazılarının üzerinde ‘’VUK
hükümleri ve yönetmeliklerine tabi değildir." ibaresi bulunması, bu belgelerin
fatura ve benzeri olma niteliğini ortadan kaldırmamaktadır. Belgelerin, üzerinde
bu ibarenin bulunmasının nedeni, belgelerin basım ve kullanımındaki bazı
formalitelerin ortadan kaldırılmasıdır. </font></span>
</font></span>
Söz konusu giderler açısından en önemli özellik, bu
giderlerin tahakkuk esasına göre gayri safi kazançtan düşülmesidir. Aynı zamanda
bu giderler açısından vergilendirmede dönemsellik ilkesi esastır. Bu tür
giderlerin tahakkuk ettikleri dönemde, ilgilendirdikleri dönem gideri
yazılabilir. Birden fazla dönemi ilgilendiren giderlerin gelecek dönemler için
aktifleştirilmeleri gerekir. Bu tür giderlerde dönemsellik ilkesinin
istisnasını, giderlerin ait oldukları dönem içinde alacaklı kamu kuruluşları
tarafından tahakkuklarının bildirilmediğinde, ödendikleri yılda gider
yazılabileceği durumu oluşturmaktadır.</font></span>
</font></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(1)</font></span> </font></span>[/b]</span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
</font>[/b]</span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Telefon, elektrik, su ve doğalgaz giderlerinde, yukarıda
belirtilen dönemsellik ilkesi haricinde bunların işletmenin aktifinde kayıtlı
olmaları veya sözleşmelerinin işletme adına düzenlenmiş olmaları da ikinci bir
özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulamada yasal prosedürler nedeniyle
kira ile temin edilen işyerine ait su, elektrik, doğalgaz ve telefon
aboneliklerinin çoğunlukla mal sahibi adına olduğu ve bu tür giderlere ait
faturaların yine mal sahibi adına düzenlendiği, ancak kiralayan işletme
tarafından kullanıldığı ve bedellerinin ödendiği görülmektedir. Bize göre; bu
konuda mükellefler adına düzenlenmeyen faturalarda yer alan adresin kullanılan
işyeri ile aynı olması, hizmetten bu adreste yararlanılması, harcamanın yapılan
iş ile uyumlu olması hususları göz önünde tutularak bu tür harcamalar gider
yazılabilmelidir. </font></span>
</font></span>
Ancak,</font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> c</font>[/b]ep ve araç telefonlarına ilişkin giderlerin ticari kazancın
tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu telefonların
işletme aktifine kayıtlı olması gerekir. Bu durumda, işletmenin aktifine kayıtlı
olmayıp, işletme sahibinin şahsına kayıtlı cep telefonuna ilişkin haberleşme
ücretinin gider olarak kaydedilmesi mümkün değildir. </font></span>
</font></span>
Maliye Bakanlığı’nca 24.03.1999 tarih, 11976 sayılı özelgesi
ile, </font></span>
</font></span>
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“İşletmenin aktifine kayıtlı olan özel araç telefonları ile
( kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan taşıtlara bağlı ) cep
telefonlarına ilişkin haberleşme giderlerinin ticari kazancın elde edilmesi ve
idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine
uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması halinde ticari kazancın tespitinde
gider olarak indirilmesi mümkündür. Bu durumda, işletmenin aktifine kayıtlı
olmayıp, işletme sahibinin şahsına kayıtlı cep telefonuna ilişkin haberleşme
ücretinin gider olarak kaydedilmesi mümkün değildir.” </font></span>[/i]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Şeklinde idari görüş belirtilmiştir. </font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">2.Telefon, Elektrik, Su </font></span> </font></span></span>ve Doğalgaz Faturalarında Gösterilen KDV’nin İndirimi
</font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
KDV Kanunu’nun 29/1-a maddesinde, mükelleflerin kendilerine
yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak fatura veya benzeri
belgelerde gösterilen KDV’yi indirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Öte yandan,
Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu
Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait
kayıtların tevsikinin zorunlu olduğu belirtilmiş, 230. maddesinde ise faturada
bulunması gereken asgari bilgiler; </font></span>
</font></span>
·</font></span> </font></span>Faturanın düzenlenme tarihi, </font></span>
·</font></span> </font></span>Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi,
bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası </font></span>
·</font></span> </font></span>Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi
ve hesap numarası, </font></span>
·</font></span> </font></span>Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı,
</font></span>
·</font></span> </font></span>Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası...
</font></span>
</font></span>
Şeklinde sıralanmıştır. </font></span>
</font></span>
Buna göre, telefon, elektrik, su ve doğalgaz faturası VUK’da
düzenlenen belgeler niteliğinde olduğundan bu belgelerde gösterilen KDV’nin
indirilmesi mümkündür. Bu hükümlere göre; ticari faaliyetle ilgili olarak
yapılan elektrik, telefon, su ve doğalgaz tüketimlerine ait faturaların
kayıtlarda gösterilebilmesi ve KDV indirimi için, Vergi Usul Kanunu’nun 227 ve
230. maddelerine göre bu faturaların mükellef adına düzenlenmiş olması gerekir.
Aksi halde, mükellef adına düzenlenmeyen faturaların kayıtlarda gösterilmesi, bu
belgelerin gider belgesi olarak kabulü ve bu belgelere dayanılarak KDV indirimi
yapılması mümkün değildir. Dolayısıyla, su, elektrik, telefon ve doğalgaz
faturalarının mükellef adına düzenlenebilmesi ise, ancak bunlara ait
aboneliklerin kendi adlarına olması halinde mümkün bulunmaktadır.
</font></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(2)</font></span>[/b]</span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
</font>[/b]</span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Ancak, uygulamada yasal prosedürler nedeniyle kira ile temin
edilen işyerine ait su, elektrik, doğalgaz ve telefon aboneliklerinin mal sahibi
adına olduğu ve bu tür giderlere ait faturaların yine mal sahibi adına
düzenlendiği görülmektedir. Yukarıda da ifade edildiği üzere mükelleflerin kendi
adlarına düzenlenmeyen faturalardaki KDV’yi indirmeleri mümkün değildir. Ancak,
bunun aksi yönünde, faturada yer alan adresin işyeri ile aynı olması, hizmetten
bu adreste yararlanılması hususları göz önünde tutularak bu tür harcamaların
yukarıda belirtildiği gibi gider yazılabileceği ve dolayısıyla KDV’sinin de
indirilebileceği</font></span>
</font></span></span>şeklinde görüşlerde bulunmaktadır. </font></span>
</font></span>
Maliye Bakanlığı’nın, 26.05.1997 tarih, 21499 sayılı
Özelgesi ile, </font></span> </font></span></span> </font></span></div>
</font>
<div ="Section1">
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ticari faaliyetle ilgili olarak yapılan elektrik, telefon,
su vb. harcamalara ait gider belgelerinin VUK’un 227 ve 230. maddelerine göre
mükellef adına düzenlenmiş olması halinde kayıtlarda gösterilmesi mümkün
olduğundan, mükellef adına düzenlenmeyen ve kayıtlarda gösterilmesi mümkün
olmayan faturadaki KDV’nin indirilmesi kanunen mümkün değildir.”
</font></span>[/i]
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </font></span>[/i]
Şeklinde idari görüş bildirilmiştir. </font></span>
</font></span>
Ancak, Danıştay’ın bu konuda verilmiş iki farklı kararı
bulunmaktadır. Bu kararların özetleri ise aşağıdadır. </font></span>
</font></span>
Dn. 9.D.nin 12.05.1994 tarih, ve E.1993/2695, K.1994/2333
sayılı Kararı; </font></span>
</font></span>
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Satın alınan emtiaya ait KDV’nin indirilebilmesi için
emtiaya ait alış faturasının mükellef adına düzenlenmesi gerekmekte ise de,
KDV’nin yansıtmalı bir vergi olduğu ve VUK’un 3. maddesi hükmü dikkate
alındığında fatura başka bir şahıs adına düzenlense dahi, bu fatura veya benzeri
belgede gösterilen KDV’nin, mal veya hizmetin gerçek alıcısı tarafından indirim
konusu yapılması gerekir.’</font></span>[/i] </font></span>
</font></span>
Dn.11.D.nin 04.02.1997 tarih, ve E.1995/5250, K.1997/389
sayılı Kararı; </font></span>
</font>
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Mükelleflerin kendi adlarına düzenlenmeyen faturalardaki
KDV’yi indirmeleri mümkün değildir.” </font></span>[/i]
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </font></span>[/i]
Bu şekilde işletmede tüketilmekle birlikte abonelik
nedeniyle faturası mal sahibi adına düzenlenen elektrik, su, telefon ve doğalgaz
giderlerine ait KDV’nin, gerçekte bu giderlere katlanan mükelleflerce
indirilebilmesi, ancak adına fatura düzenlenen mal ve hizmetin gerçek alıcısı
olan mükellefe aynı tutarda fatura düzenlenmesi (masraf aktarımı) veya adına
fatura düzenlenen mal sahibinin gerçek usulde vergi mükellefi olmaması halinde
bu mal ve hizmetlerin gerçek yüklenicisi olan mükelleflerce aynı tutarda KDV’si
de ayrıca gösterilmek suretiyle mal sahibi adına gider pusulası düzenlenmesi
halinde mümkün olabilecektir. Aksi halde, bu tür işlemlerde KDV indirimi
yapılamayacaktır. </font></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(2)</font></span>[/b]</span> </font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Ancak, </font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">c</font>[/b]ep ve araç telefonlarına ilişkin faturalarda gösterilen KDV’nin
indirim konusu yapılabilmesi için, bu telefonların işletme aktifine kayıtlı
olması gerekir. Bu durumda, işletmenin aktifine kayıtlı olmayıp, işletme
sahibinin şahsına kayıtlı cep telefonuna ilişkin haberleşme ücretinin gider
olarak kaydedilmesi mümkün değildir. </font></span>
</font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">3.Telefon, Elektrik, Su ve Doğalgaz Faturalarının Geç
Ödenmesi Halinde Uygulanan Gecikme Zammının Gider Kaydı ve KDV İndirimi
</font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Bilindiği üzere, safi kazancın tespitinde indirilecek ve
indirilemeyecek giderler, GVK’nın 40 ve 41. maddelerinde sayılmıştır. Sözü
edilen 40. maddenin üç numaralı bendinde, işle ilgili olmak şartıyla
mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve
tazminatların safi kazancın tespitinde indirilecek gider olarak dikkate
alınacağı belirtilmiştir. Anılan Kanun’un 41. maddesinin beş numaralı bendinde
ise, her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin
suçlarından doğan tazminatların gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmış,
aynı bendin parantez içi hükmünde ise, akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen
tazminatların cezai mahiyette tazminat sayılmayacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
</font></span>
</font></span>
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’un “Kanunun Şümulü” başlıklı 1. maddesinde; </font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi,
resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para
cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları ve aynı
idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve
amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların
takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur”</font>[/i][/b] denilmektedir. </font></span>
</font></span>
Kurum alacaklarının zamanında ödenmemesi halinde bu
alacaklara 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesine göre gecikme zammı hesaplanacağı
ve birlikte tahsil edileceği yönünde yer alan düzenlemeler ise kurum
alacaklarında uygulanacak mali müeyyideyi belirtmektedir. Dolayısıyla, ticari
akitlerden doğan alacaklar 6183 sayılı Kanun kapsamında değildir. Elektrik, su,
telefon ve doğalgaz hizmetlerini sunan kurumların kamu kurum ve kuruluşları ile
belediyelere ait olması durumu değiştirmemekte, bu kuruluşlara ait olan
alacakların kamu alacağı niteliğinde olduğunu göstermemektedir. Çünkü,
belirtilen türden tüketimlerin yapılabilmesi ancak, ilgili kurum ile sözleşme
yapılmasına bağlıdır ve bundan doğan alacaklar da akitten doğan alacaktır. Bu
nedenle, belirtilen kurumaların alacaklarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve
tahsili söz konusu değildir. Yapılan sözleşmelerde, tüketim bedelinin süresinde
ödenmemesi halinde uygulanacak yaptırım belirlenmekte ve bunu her iki taraf da
kabul etmektedir. Dolayısıyla, bu tür ödemelerin süresinde yapılmaması halinde
ödenen gecikme zamları bir akde dayanmaktadır. </font></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(3) </font></span>[/b]</span>
</font></span>
Maliye Bakanlığı’nın 14.06.2001 tarih ve 32996 sayılı
Özelgesi ile; </font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span></span>“PTT ve TEAŞ gibi kurumların kamu kuruluşu olmasının bu
kuruluşlara ait alacakların kamu alacağı niteliğinde olduğunu göstermeyeceği, bu
kurumların alacaklarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsilinin mümkün
olmadığı, elektrik, su ve telefon faturalarının süresinde ödenmemesi nedeni ile
alınan gecikme zamlarının işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat
olarak nitelendirilmesi gerektiği ve kurum kazancının tespitinde gider olarak
yazılmasının mümkün olduğu” </font></span>[/b]
</font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span></span>“Telefon, elektrik, su, doğalgaz iletim ve dağıtım
kuruluşlarına gecikme bedeline bağlı olarak ödenen katma değer vergisinin
indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, bu indirim yapılırken
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 58. maddesi hükmünün de dikkate alınacağı
tabiidir.” </font></span>[/b]
</font></span>
Şeklinde idari görüş belirtmiştir. </font></span>
</font></span>
Bu tür ödemelerin süresinde yapılmaması</font></span>
</font></span></span>halinde ödenen gecikme zamları bir akde dayanmakta ve medeni
ve ticari akitlerden doğan alacaklar da 6183 sayılı kanun kapsamına girmemekte,
adı geçen kanun’a göre takip ve tahsili söz konusu olmamaktadır. Elektrik, su
doğalgaz bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle uygulanan gecikme zamları işle
ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat niteliğinde olmaktadır.
</font></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(4)</font></span>[/b]
</font></span></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">4.Telefon, Elektrik, Su ve Doğalgaz Faturalarının Sonraki
Yılda Gelmesi Halinde Giderleştirilmesi ve KDV indirimi: </font></span>[/b]
</font></span>
GVK’nın 40/1. bendine göre, ticari faaliyetle ilgili olarak
yapılan ve indirimi mümkün olan giderlerin, ilgili bulunduğu yılın ticari
kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Uygulamada, Aralık ayına
ait telefon, elektrik, su ve doğalgaz faturaları ancak izleyen yılın Ocak veya
Şubat aylarında mükelleflere intikal edebilmektedir. Bu durum ise, bu
faturalardaki tüketim bedellerinin hangi yılın gideri olarak dikkate alınacağı
ve KDV’lerinin indirilip İndirilemeyeceği sorununu doğurmaktadır.
</font></span>
</font></span>
Ticari kazancın tespitinde ise tahakkuk esası geçerli
bulunmaktadır. Bu esasa göre, bir giderin safi kazancın tespitinde indirim
konusu yapılabilmesi için mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmiş olması
yeterlidir. Buna göre, bir yılda tüketilen telefon, elektrik, su ve doğalgaz
hizmetlerine ilişkin bedeller o yılın 31.12 tarihi itibariyle tahakkuk etmiş
olduğundan, bu giderlere ilişkin faturalar daha sonraki bir tarihte (yılda)
düzenlenmiş olsa dahi, o yıla ilişkin olarak beyan edilecek ticari kazancın
tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, faturaların ilgili yıl
hesapları kapatıldıktan sonra düzenlenmesi halinde, ilgili yılda kazancın
tespitinde dikkate alınmayan bu faturaların, düzenlendiği dönemin ticari
kazancının tespitinde esas alınması mümkün bulunmaktadır. </font></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(2) </font></span>[/b]</span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Maliye Bakanlığı’nın 18.04.2000 tarih, ve
B.07.0.GEL.0.40/4041-47 Sayılı Özelgesi İle; </font></span>
</font>
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Yılın son aylarında tüketilen elektrik, su, haberleşme ve
doğalgaz hizmetlerine ait faturalar, izleyen yılın Ocak ve Şubat aylarında
düzenlendiğinden, bu faturalardaki KDV, faturaların defterlere kaydedildiği Ocak
veya Şubat aylarında indirim konusu yapılabilecektir” </font></span>[/i]
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </font></span>[/i]
Şeklinde idari görüş belirtmiştir. </font></span>
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </font></span>[/i]
Danıştay’ında bu konudaki bazı kararlarının özetleri
aşağıdaki gibidir. </font></span>
</font></span>
Dn.4.D.nin 24.02.1982 tarih, ve T.E.1981/1436, K.1982/242
sayılı Kararı; </font></span>
</font></span>
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Geçmiş yıllara ilişkin olarak ödenen elektrik bedeli,
ödendiği yıl hesaplarına gider yazılabilir” </font></span>[/i]
</font></span>
Dn.4.D.nin 19.12.1979 tarih, ve T.E.1978/3109, K.1979/3541
sayılı Kararı; </font></span>
</font></span>
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Elektrik ve su masraflarının ilişkin olduğu yıl değil
ödendiği yıl hesaplarına gider yazılması gerekir” </font></span>[/i]
</font></span>
Dn.4.D.nin 10.06.1971 tarih, ve T.E.1970/6367, K.1971/4784
sayılı Kararı; </font></span>
</font></span>
·</font></span> </font></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bir evvelki yılda kullanılan elektrik masraflarının bir
sonraki yılda ödenmesi sebebiyle ödendiği yılda gider yazılması doğrudur”
</font></span>[/i]
</font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">III. SONUÇ </font></span>[/b]
</font></span></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Telefon, Elektrik, Su ve Doğalgaz Faturalarındaki Tüketim
Bedeli; </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
Vergi idaresi, belirtilen türden tüketim bedellerinin
süresinde ödenmemesini, teşebbüs sahibinin şahsi kusuruna dayandırmak suretiyle
ödenen gecikme zam ve faizlerini indirilecek gider olarak dikkate almaması
görüşünü değiştirerek elektrik, telefon, su ve doğalgaz faturalarının süresinde
ödenmemesini işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminatlar olarak
nitelendirmesi ve bu nedenle kurum kazancının tespitinde gider olarak
yazılmasını mümkün olduğunu görüşünü benimsemiş bulunmaktadır.
</font></span> </font></span></span> </font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
·</font></span> </font></span>Dönemsellik ilkesine bağlı olarak ödendiği yıl ve zamanda
</font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gider</font>[/b] </font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">yazılmalıdır</font>[/b].
Cep ve araç telefonları hariç diğerlerinde işletme (mükellef) adına abonelik ve
fatura şartı aranmamalıdır. Söz konusu harcamaların geç ödenmesi halinde gecikme
zamları da (sözleşmeye dayandığından) gider olarak kabul edilmelidir.
</font></span>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </font></span>[/b]
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Telefon, Elektrik, Su ve Doğalgaz Faturalarındaki Katma
Değer Vergisi; </font></span>[/b]
</font></span>
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/1. maddesine
göre mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma
değer vergisinden; bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin
olarak kendilerine yalpan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak
düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen</font></span>
</font></span></span>katma değer vergisini indirebilirler. Öte yandan, aynı
Kanun’un 30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın
tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirim
konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. </font></span>
</font></span>
·</font></span> </font></span>Dönemsellik ilkesine bağlı olarak, ödendiği yıl ve zamanda
</font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">indirim</font>[/b]
</font><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">konusu yapılmalıdır</font>[/b]. Tümünün abonelik ve faturaların işletme (mükellef) adına olması
şartı aranmalıdır. Söz konusu harcamaların geç ödenmesi halinde gecikme
zamlarının KDV’si de (sözleşmeye dayandığından) indirim konusu yapılmalıdır.
</font></span>
</font></span>
</font></span>
Bu açıklamalara göre, elektrik, telefon, doğalgaz ve su
tüketim bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle ödenen gecikme zamlarının,
işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat olarak değerlendirilmesi
ve GV ve KV matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması ve
KDV’sinin de indirilmesi uygun olacaktır</font></span></div>
saın dolunay ödeme makbuzu tek başına yeterli değildir 2011 yılında faturanın işlenmiş olması gerekmektedir ama her ne hikmetse çöğu işletme elektrik telefon su doğalgaz internet vb faturalarını hiç takip etmez hem giderleştiremez hemd ekdv den faydalanamaz işverenlerin daha temkinli olması muhasebecilerinde gerekli uyarıları yapması gerekmektedir.
ADMALARA SÖYLÜYORUZ AMA FATURA GETİREN OLMUYOR PTT MAKBUZLARI YADA ÖZEL TAHSİLAT MERKEZLERİNİN MAKBUZLARINI GETİRİYORLAR BUNLARI İŞLEMEMELİMİYİZ. BİZ BU MAKBUZLARA DAYANARAK GİDER YAZIYORUZ. ADAMLAR FATURA FALAN GETİRMİYORLAR.ARTIK ESKİSİ GİBİ POSTA İLE FATURALAR GELMEDİĞİNDEN MÜKELLEFTE UĞRAŞMIYOR.
ŞİMDİ ELİME ULAŞTI MESELA ADAM VADAFONE FATURASI NI ADAFONE ÖDEME MERKEZİNE YATIRMIŞ ORTADA FATURA YOK SLİP VAR. SLİBİ GÖNDERMİŞ BUNU NE YAPACAĞIZ ŞİİMDİ.
Benimde hep kafamı karıştıran konulardan bir tanesi peki burada tahakkuk esesı mı tahsil esası mı geçer li ? mesela fatura tarihi 7.ay fakat son ödeme tarihi 8.ay da ve bu fatura 8.ayda ödenecek bunu 7.aya mı yoksa 8.aya mı işlemek daha uygun olur.
ne güzel işte mükellef uğraşmıyorsa siz de uğraşmayın olsun bitsin adama güzelce deyin ki alın bu ödeme makbuzlarınızı çekmecenize koyun Eğer faturaları her ay düzenlişekilde getirmezsenşz hem indirimden hemde kdv den faydalanamazsınız paranızı çöpe atmış olursunuz kanunen yasak bir şey yapamayız deyin bakın nasıl tutuşup telefonla geriye dönük bütük faturalarını müşterihizmetlerinden istiyorlr görün kuruşun hesabını yaparlar muhasebeye ödeme yapmamak için 40 takla atarlar ama böyle de abuk sabuk iş yaparlar