ÖYLE bir buharlaştı ki nasıl olduğuna kimsenin aklı ermedi!


Daha önce, limited şirketlerde denetçi zorunluluğu yoktu.
Anonim şirketlerde “denetçi” vardı ama okur-yazarlık mecburiyeti bile aranmıyordu. Odacı, kapıcı, amele, bulaşıkçı ve hamalın bile denetçi olduğu, şirketler vardı!
Böyle olunca, hayali ihracat, naylon fatura ve birçok yollardan yasa dışı işlemler yapılabiliyordu.


700 BİN ŞİRKETE 700 BİN DENETÇİ

Yeni TTK ile limited şirketler de dahil, tüm şirketlerin, bağımsız denetime tabi tutulmaları zorunlu kılındı. Bağımsız denetçi olabileceklerin de “serbest muhasebeci mali müşavir (SMMM)” ya da “yeminli mali müşavir (YMM)” unvanını taşıyan kişilerden olması öngörüldü (Md.400).
Sonra.. bir rüzgar esti ve son dakika golüyle, SMMM ve YMM’lerin “bağımsız denetçi” olabilecekleri ile ilgili madde değiştirildi. Tüm yetki 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile oluşturulan “Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu”na verildi.
700 bin civarındaki şirkete, 700 bin bağımsız denetçi olayından da vazgeçildi!
Daha önce anonim şirketlerde “denetçi” vardı. O da kalktı!

NE OLACAK ŞİMDİ?
Kamu Gözetimi Kurumu, dünyadaki gelişmelere paralel olarak oluşturuldu.
SPK, BDDK, Hazine Müsteşarlığı, EPDK vb. kurum ve kuruluşların bağımsız denetimiyle ilgili “çok başlı yapı” ortadan kaldırıldı bağımsız denetimde “tek başlı” yapıya geçiş sağlandı.
660 sayılı KHK “bağımsız denetim” alanında iki kurumu ön plana çıkardı.
1. Kamu Gözetimi Kurumu,
2.TÜRMOB (KHK’nin 2/a maddesinde, bağımsız denetçinin 3568 sayılı meslek yasası çerçevesinde ruhsat almış YMM veya SMMM olabileceği belirtiliyor).
Bağımsız denetim, muhasebe mesleğinden ayrı bir meslek değil, muhasebe mesleğinin “teknik bir uzmanlık” alanı. Bu nedenle gerek 660 sayılı KHK’de gerekse Kamu Gözetimi Kurumu’nun sitesindeki “Bağımsız Denetim Yönetmelik Taslağı”nda, bağımsız denetimin ancak meslek mensupları (SMMM veya YMM) tarafından yürütüleceği vurgulanmıştır.
Son duruma göre, bağımsız denetime tabi tutulacak şirketler Kamu Gözetimi Kurumu’nca belirlenecek. Ancak bu sayının başlangıçtaki gibi 700 bin civarında değil, “yumuşak bir geçişle” bunun yüzde biri civarında şirketi kapsayacağı anlaşılıyor.

ÖNEMLİ BİR AYRINTI
Uluslararası uygulamalara göz attığımızda, başta ABD olmak üzere çoğu AB ülkesinde, bu kurullar meslek örgütleriyle istişare halinde ve uyumlu çalışıyorlar. Muhasebe standardını belirleyen kurumlar ile bağımsız denetimin gözetimini yapan kurumlar farklı.
Örneğin; ABD’de muhasebe standartlarını FASB adlı “Finansal Muhasebe Standartları Kurulu” belirlerken, bundan tamamen bağımsız “Amerikan muhasebe meslek örgütü” AICPA-Amerikan Mali Müşavirler Enstitüsü, “denetim standartlarını” belirliyor. Denetim uygulamalarının gözetimi ise PCAOB adlı kamu kurumu niteliğindeki, bizdeki Kamu Gözetimi Kurumu benzeri bir kurul tarafından yürütülüyor.
Denetçi eğitimi dahil, tüm mesleki eğitimler ve denetçi sınavları ve disiplin soruşturmaları meslek örgütleri tarafından yapılıyor.
Türkiye’de ise ülke geneline yayılmış 84 meslek odaları ve sayısı 89 bini bulan deneyimli üyesiyle, TÜRMOB bu alanda büyük bir güçtür.
Sağlıklı bir bağımsız denetim, TÜRMOB ve üyesi olan SMMM ve YMM ruhsatı almış tecrübeli meslek mensuplarıyla sağlanabilir.
Bu önemli ayrıntıyı gözardı etmemek gerekiyor..


Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21231310.asp