Toplam 3 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 3 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: TTK artık bizi heyecanlandırmıyor!

  1. #1
    Ziyaretci


    Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda (TTK) yapılan son değişikliklerin şirketlerin şeffaflık ve hesap verilebilirlik özelliğini ortadan kaldırdığını iddia eden BSMMMO Başkanı Mesut Topcu, “Artık, yeni TTK’nın bizleri heyecanlandıran bir özelliği kalmamıştır. Yeni düzenlemelerle, adeta TTK’nın taşıyıcı bütün kolonları kesilmiştir” dedi.

    Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (BSMMMO) Başkanı Mesut Topcu, Bilişim Sektörü İş Adamları Derneği’nin (BİSİAD) üyelerine yönelik düzenlediği, bilgilendirme seminerine konuşmacı olarak katıldı. Uludağ Üniversitesi ULUTEK Teknoloji Geliştirme Bölgesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ve bilişim sektöründeki KOSGEB ve ULUTEK desteklerinin konuşulduğu seminerde ‘Yeni TTK ve Bilişim’ konusunda sunum yapan BSMMMO Başkanı Mesut Topcu, kanundaki yeni düzenlemelere de değindi.

    Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda 55 maddeyi içeren bir takım düzeltmeler yapıldığını hatırlatan BSMMMO Başkanı Topcu, bu değişikliğin Türkiye’de bir ilk olduğuna dikkat çekti. Bir kanun yürürlüğe girmeden hemen üzerinde değişiklik yapıldığını dile getiren Topcu, TTK'nın magazinleştirildiğini öne sürdü.

    “TAŞIYICI KOLONLAR KESİLDİ”</span>

    Konuşmasında, kanundaki bazı hususların abartıldığını da savunan Mesut Topcu, “Yeni düzenlemelerle, ticaret kanununun taşıyıcı kolonları kesildi. Çünkü şeffaflık ve hesap verilebilirlik üzerine kurulan ticaret kanununda bu özellikler ortadan kaldırıldı. Mesela internet sayfalarında şirketlerle ilgili bilgilerin yayınlanması ile ilgili yapılan değişiklik, denetimin yüksek maliyetli olduğu ile ilgili görüşler dillendiriliyordu. İnternet sayfası da denetim konusu da Bakanlar Kurulu'nun yetkisine bırakıldı. Bakanlar Kurulu da hangi şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağını belirleyecek ve muhtemelen bununla ilgili dar çerçevede düzenleme yapacak" dedi. <div></div><div>"BİR AVUÇ ŞİRKET DENETLENECEK”</span>

    Yeni TTK'da ilk başta şirketlerin uzman kişiler tarafından denetlenmesinin hedeflendiğini dile getiren Topcu, "Ama bir avuç şirket bağımsız denetime tabi olacak. Diğer şirketlerde bağımsız denetim yapılmayacak. Ama bu arada da murakıplık (denetçilik) müessesesi de kaldırıldı. Şirketler tamamen denetimin dışına çıktılar" diye konuştu. Yapılan değişikliklerden sadece adli para cezalarının idari para cezasına dönüştürülmesini olumlu bulduklarını ifade eden Topcu, "Onun dışındaki değişikliklerin büyük çoğunluğunu yerinde bulmuyoruz. </div>

  2. #2
    Moderatör hadisat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Haziran.2007
    Nereden
    Kartal/İstanbul
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15,048


    sayın başkana katılmamak elde değil ve yazık oldu kanuna ve tren kaçtı malesef,kolay gelsin.
    Hüseyin GÖCEN/Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
    '' Yaradılanı Severiz Yaradandan Ötürü''

  3. #3
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    23.Temmuz.2010
    Nereden
    Mali Müşavir
    Mesajlar
    432
    SMMM Doç. Dr. Süleyman UYAR
    Akdeniz Üniversitesi
    Alanya İşletme Fakültesi
    suyar@akdeniz.edu.tr
    www.suleymanuyar.com.tr

    Bağımsız Denetçilik Sorunu

    Tarih: 29.06.2012
    Ticaret kanunu ile getirilen düzenlemelerden birisi sermaye şirketlerinde fonksiyonel bir işlevi olmayan denetleme kurulunun kaldırılması ve bunun yerine bağımsız denetim mekanizmasının getirilmesi idi. Bu konuda yapılan düzenleme ile SMMM ve YMM olan meslek mensupları veya ortakları meslek mensubu olan bağımsız denetim şirketlerince bu işin yapılması öngörülmüştü. Daha sonra kamuoyundan gelen ciddi baskılar ile bağımsız denetim sisteminin tüm sermaye şirketleri için zorunlu olmasının çeşitli sakıncalar doğuracağı, gerek bu işi yapacak denetçi sayısının azlığı, gerekse şirketlerin bu konuya sıcak bakmaması vb. nedenlerle ertelenmesi veya kapsamının daraltılması yönünde istekler oluşmuştu. Siyasi irade bu baskılara sessiz kalmamış, TTK’nın tartışılan çeşitli maddeleri ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmış ve değişiklik teklifi meclisten geçmiştir. Cumhurbaşkanı bu haliyle kabul ederse söz konusu düzenleme yasalaşmış olacaktır.

    Söz konusu değişikliğin en önemlisi bize göre bağımsız denetim konusundaki düzenlemelerdir. Yeni TTK’da bağımsız denetimin SMMM ve YMM ruhsatına sahip meslek mensuplarınca (bireysel veya denetim şirketi olarak) yapılacağı belirtilmekteydi. Yeni değişikliğe göre kanunun yayınlandığı tarihte YMM unvanına sahip meslek mensupları ve en az 10 yıllık deneyime sahip Sanayi ve Ticaret bakanlığı denetim elemanları sınavsız olarak bağımsız denetçi olma hakkını kazandılar. Ancak bunun için Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından tanınan veya yapılacak bir eğitim programına katılma zorunluluğu getirilmiştir.

    SMMM olan meslek mensupları ise eğitim programına katılmak, sınava girmek ve başarılı olmak şartıyla bağımsız denetçi olabileceklerdir. SMMM meslek mensuplarının mesleki gelişim sürecinde girmiş oldukları staja başlama sınavı ve yeterlilik sınavları göz önünde bulundurulduğunda söz konusu grubun da sınavsız bağımsız denetçi olması yolu kabul edilebilirdi. Bağımsız denetim uygulamasının bambaşka bir çalışma alanı olduğu düşünüldüğünde belki de doğru olan istisnasız tüm gruplar için bir sınavın yapılmasıdır. Ayrıca, hali hazırda SPK, BDDK ve Hazine Müsteşarlığı gibi kurumlardan bağımsız denetim yetkisine sahip olanların durumunun ne olacağı net değildir. Eğer bir muafiyet tanınacaksa söz konusu grubun da bunlar arasında yer alması gerekirdi.

    10 yıllık deneyime sahip Sanayi ve Ticaret bakanlığı denetim elemanlarının bağımsız denetçi olarak kabul edilmesi ilginç bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağımsız denetimin özünde bağımsız davranma ve bağımsız düşünme mantığında olma vardır. Hal böyle olunca ilgili bakanlık elemanlarından 10 yılını dolduranlar kurumdan istifa ederek bağımsız denetçi olarak özel sektöre atılacaklardır. Eskiden yapılan benzer bir düzenlemede de birçok bakanlık elemanı istifa edip YMM olmuştu. Bu durum kamu kurumlarında yetişmiş elemanların kaybedebilmesi sorununu beraberinde getirebilir.

    Bağımsız denetimde diğer önemli bir sorun ise hangi şirketlerin bağımsız denetim zorunluluğuna tabi olacağı konusudur. Bağımsız denetime tabi şirketler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecektir. Bu sınırın belirli bir ciro/aktif büyüklüğü veya çalışan sayısı gibi bir kritere bağılı olarak belirleneceğini tahmin ediyoruz. Bu sınırın mümkün olduğu kadar düşük tutulmasında fayda vardır. Aksi taktirde ticaret kanununda yapılan değişiklik ve getirilmeye çalışılan şeffaflaşmaya dayalı yeni sistem anlamını yitirecektir. Örneğin bu sınırın 50 milyon TL gibi bir ciro sınırında tutulması demek; şu anda SPK tarafından denetime tabi olan şirketlere çok az sermeye şirketinin eklenmesi demektir. Kaldı ki, bu tutarda cirosu olan işletmelerin çoğu yasal zorunluluk olmasa bile kendi istekleriyle zaten isteğe bağlı denetim hizmetlerinden yararlanmaktadırlar. Çok küçük olan sermaye şirketlerinin denetim kapsamı dışında olması herkesin ortak düşüncesi olmakla beraber denetim sisteminden beklenen faydaların sağlanması için denetim sınırının bakanlar kurulu tarafından mümkün olduğu kadar düşük belirlenmesi yerinde olacaktır.

    Bağımsız denetime tabi olmanın bir sınıra bağlanması başka bir sorunu da beraberinde getirmektedir. Bilindiği gibi tüm sermaye şirketlerinde bağımsız denetim uygulamasının yapılacağı düşüncesi ile yeni TKK’da denetleme kurulları kaldırılmıştı. Sözgelimi bağımsız denetime tabi olma sınırının bakanlar kurulunca 10 milyon TL ciro olarak belirlendiğini kabul edelim. Bu durumda cirosu belirlenen bu sınırın altında kalan sermaye şirketleri bağımsız denetim kapsamında olmayacaklardır. Bu şirketler için ilginç bir durum ortaya çıkmaktadır. TTK ile denetleme kurulu da kaldırıldığına göre bağımsız denetime tabi olamayan bu şirketlerde denetim sistemi nasıl olacaktır? Mali tabloların doğru ve dürüst olduğuna dair güvenceyi kim, nasıl verecektir? Mali tabloların yönetim kurulu/müdür tarafından onaylanması doğruluğu anlamına gelecek midir? Acaba bu durum bağımsız denetim açısından değerlendirildiğinde “Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” mıdır? Söz konusu belirsizliğin netliğe kavuşturulması ve konuyla ilgili bir çalışmanın ilgili kurullar tarafından yapılıp kamuya duyurulması yerinde olacaktır. Aksi taktirde uygulamada bir kargaşanın ortaya çıkması muhtemel gözükmektedir.

    Kaynak: www.MuhasebeTR.com Edited by: siar_marmaris
    SORUNUN KENDİNDE OLDUĞUNU ANLAMAYAN İNSANLAR,
    ÇÖZÜMÜ BAŞKALARININ HUZURUNU BOZMAKTA BULUR.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •