Sayfa 1 Toplam 4 Sayfadan 123 ... SonuncuSonuncu
Toplam 33 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: TFRS BİZE ÇOK BÜYÜK GELİR

  1. #1
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    16.Haziran.2008
    Mesajlar
    322

    Alo maliye sitesinden bi yazı okudum sizinle paylaşma istedim.



    YENİ TTK’YA GÖRE TİCARİ DEFTER TUTULABİLİR Mİ?


    Hilmi TAKAZ
    Yeminli Mali Müşavir
    hilmitakaz@aktanymm.com

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">I - Giriş[/B]

    Önümüzdeki Temmuz ayında yürürlüğe girecek Yeni Türk Ticaret Kanununa <B style="mso-bidi-font-weight: normal">(1)[/B] tabi gerçek ve tüzel kişilerin, 01.01.2013 tarihinden itibaren ticari defterlerini tutarken, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartlarına, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara, aynen uymak zorunda olduklarını hükme bağlamıştır (Madde 88). 2 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan 660 Sayılı Kanunun Hükmünde Kararnameyle <B style="mso-bidi-font-weight: normal">(2)[/B] ise Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu lağvedilerek işlevleri “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumuna” (KGMDSK) devredilmiştir. Kararnamede, Yeni TTK mad. 88’e paralel olarak Kanuni Defterlerin yeni oluşturulacak Kurulca yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun tutulması ve finansal tabloların bu standartlara göre düzenlenmesi şart koşulmuş, "yeni yayımlanacak standart ve düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut düzenlemelerin uygulanmasına devam edileceği” belirtilmiştir. Lağvedilen TMSK’nın yayımladığı standartlar, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından yayımlanan Uluslararası Muhasebe Standartları (IAS) ile Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının (IFRS) birebir tercümesiydi. Hem KHK mad. 9 hem de Yeni TTK madde.88, Ulusal Standartların böyle hazırlanacağını söylemektedir.

    TMSK, bugüne kadar 39 Muhasebe, 11 Finansal Raporlama standardını tercüme ederek yayımlamıştır. Tercüme edilen IAS/IFRS’ler ilke bazlıdır, gri noktası çoktur, dili ağırdır, okuyarak çözümlenmesinde hakikaten ciddi müşkülat vardır. Özneldir, sıkça IASB’nin yorumlarına ihtiyaç duyulur. Tercüme süreci de sıkıntılı olmuştur. Bu zorluğu muhasebe camiamız 2004 yılında IAS 29’a uygun olarak VUK’a yerleştirilen Enflasyon Muhasebesinin uygulaması sırasında yaşamıştır. Yeni TTK ile önümüze konulan standartların birçoğu IAS 29’a rahmet okutacak niteliktedir. Bu nedenledir ki, IASB, KOBİ’ler için temeli “Tam Set” diye adlandırılan IAS/IFRS’ler olan, daha dar kapsamlı ve daha anlaşılabilir standartlar yayımlamıştır. TMSK, bunu da Türkçe’ye “KOBİ Türkiye Finansal Raporlama Standartları” adıyla tercüme etmiştir. Dili daha sade olmakla birlikte IAS/IFRS orjinli olduğundan benzer anlama/uygulama zorlukları içermektedir. Hemen şunu ifade etmekte yarar görmekteyim: IASB’ce yayımlanan standartlar esasen, her muhasebe işleminin bire bir kayda alınmasını (defter tutulması) değil; finansal raporların öngörülen standartlara uygun olarak hazırlanmasını öngörmektedir. Nitekim bu kapsamda artık yeni IAS’ler yayımlanmamakta, mevcutlar da zaman içinde IFRS’ye dönüştürülmektedir.

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">II- KOBİ TFRS’lere Göre Muhasebe Defteri Tutulup Tutulamayacağı[/B]

    Aşağıda, Yeni TTK’nın öngördüğü biçimde, KOBİ TFRS’lere göre muhasebe defteri tutulup tutulamayacağını birkaç örnekle tartışmaya çalışacağım.

    KOBİ’ler için en önemli kalem herhalde stoklardır. Standarda göre “Stoklar, maliyet değeri ile tahmini satış fiyatından, tamamlanma maliyetleri ve satışa ilişkin maliyetler düşüldükten sonraki değerin düşük olanı üzerinden değerlenir.” Kolay gibi gözüküyor; ama değil! Mesela, bir mal alışının kaydı yapılırken; maliyet bedeli içinde vade farkı, iskonto ve kur farkı gibi finansman yükü olup olmadığı araştırılacak, varsa ayrıştırılarak faiz gideri olarak muhasebeleştirilecektir. Bu şekilde belirlenen finansman giderleri dönemsellik esası dikkate alınarak gider yazılacaktır. Belki bir kalem mal için bu yapılabilir, ya yüz kalem ya bin kalem mal için? Erken ödeme iskontoları gibi çeşitlemelere ve imalat prosedürüne hiç girmiyorum. Benzer güçlük, hasılat kaydında da var. Vadeli satılan her malın fiyatı, mal bedeli ve vade farkı olarak ayrıştırılmalı, vade farkı, yine dönemsellik ilkesi dikkate alınarak, faiz geliri adıyla muhasebeleştirilirken, mal bedeli, hasılat olarak kayda alınacaktır. Elbette ki günün sonunda kar/zarar değişmeyecektir. Amaç, hasılatın ne kadarının esas faaliyet geliri, ne kadarının finansman geliri olduğunu göstermek/raporlamaktır. Herhalde böyle bir sunum üç beş milyon cirosu olan bir KOBİ için olmazsa olmaz değildir; ama azımsanmayacak bir iş yüküdür. Aynı sonucun -standarda aykırı olmasına rağmen- bilanço tarihinde alacak ve borç reeskontu yapılarak da alınabileceğine işaret etmek isterim.

    Bir başka örnek; söz gelimi yeni satın aldığınız üç motorlu bir makinenin kendisine ve sabit parçalarına yirmi yıl ekonomik ömür biçiyor, motorlarını ise iki senede bir değiştirmeniz gerekeceğini tahmin ediyorsanız, makinenin kendisi ve sabit parçalarını ayrı, motorları ayrı takip edecek, motorları iki yılda, makineyi yirmi yılda amorti edeceksiniz. Eğer makine aşırı çalışmaya tabi tutulursa amortisman sürelerini yeniden gözden geçireceksiniz. Sipariş duraklaması nedeniyle makinenizi daha az çalıştırıyorsanız bu kez amortisman süresini uzatacaksınız. Ya da başlangıçta tahmin ettiğiniz kalıntı değer -mesela hurda demir fiyatlarına paralel olarak- değişti ise kalan sürede ayrılacak amortismanı yeniden hesaplayacaksınız. Ve bunları her bilanço döneminde hatta üçüncü kişilere (mesela Bankalara) her mali tablo verdiğinizde, her sabit kıymet için tekrar tekrar yapacaksınız. Pazarlama personelinizi takip edeceksiniz, aracını hor kullanıyorsa bu araç için tahmin ettiğiniz amortisman süresini gözden geçirecek, belki de kısaltacaksınız. Bunları ve benzerlerini harfiyen yerine getirmelisiniz, çünkü standartların birinin bile hatalı uygulanması, finansal tabloların doğru hazırlanmadığını gösterir. Hatanın ölçüsü yoktur, finansal tablolar, standartlara, uygundur ya da değildir. Ne var ki Yeni TTK, standartlara uyulmaması halinde üç yüz güne kadar para cezası öngörmüştür.

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">III-Sonuç[/B]

    Yukarıdakiler aklıma gelen ilk örnekler olup, çoğaltılabilir. İlke bazlı hazırlanmış standartlara göre muhasebe defteri tutulması mümkün değildir, Dünya’da da bir kaç önemsiz istisna dışında bilinen örneği yoktur. Ülkemizde olduğu gibi birçok ülkede (misal İngiltere, Fransa, Almanya) sadece halka açık şirketler, kamuya açıkladıkları finansal tablolarını IAS/IFRS’ye uygun hazırlamaktadır. Ama hiç birinde muhasebe kayıtları bire bir IAS/IFRS’ye göre tutulmamakta; her ülke kendi kural bazlı ulusal standartlarını kullanmaktadır. Ülkemizde de halka açık şirketler muhasebe kayıtlarını vergi kanunları ve TTK’ya uygun olarak tutmakta, halka açıkladıkları finansal tablolarını ise IAS/IFRS’ye göre hazırlamaktadırlar (XI/29’seri numaralı SPK Tebliği). 660 Sayılı Kararname hazırlanırken bu zorluk görülmüş olmalı ki, KGMDSK’a, değişik işletme büyüklükleri, sektörler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar için uluslararası muhasebe standartlarından farklı düzenleme yapma yetkisi verilmiştir. Umarız ki, Kurul bu yetkisini kullanırken SPK XI/29’a benzer bir düzenleme yaparak, defter tutulması sırasında kullanılacak muhasebe standartları ile Finansal Raporlama hazırlanırken kullanılacak Finansal Raporlama Standartlarını ayrıştırır. İMKB’de işlem gören şirketler, Banka, Sigorta ve Reasürans Şirketleri, Emeklilik Şirketleri, Faktoring ve Finansal Kiralama Şirketleri, Enerji piyasasında faaliyet gösteren Şirketler gibiler için finansal tabloların UMS/UFRS’ye uygun hazırlanması öngörülebilir, fakat ne bunlar ne de bunlar dışındakiler için, her bir muhasebe işleminin anılan standartlara göre kayıtlara alınması zorunlu tutulmaz. Aksi halde hem işletmeleri, hem meslek mensuplarını, hem de Yeni TTK’da yer bulan denetçileri büyük bir kaos beklemektedir.

    Elbette ki mevcut muhasebe sistemimizin yenilenmesi, AB kriterlerine ve IFRS’ye yakınlaştırması ihtiyaçtır. Fakat bu yapılırken, uluslararası uygulama örnekleri göz ardı edilmemeli, bir bilinmezin içine girilmemelidir.

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    16.Haziran.2008
    Mesajlar
    322
    Arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum.,
    Gerçekten çok önemli bir konu.
    Kimse eve bile gidemez bundan sonra....

  3. #3
    Ziyaretci
    gayet güzel açıklanmış uygulamanın olanaksız olduğu,
    zaten burada herkese olsun hemen olsun aynen olsun diyenlerin çoğunun bu gerçeklerden haberdar olmadıklarını,olsalar bu kadar hevesli olmazlar, olamazlardı diye düşünüyorum,

    Sn Takaz çok güzel örnekler vermiş,
    bende bunların eğitiminin ilk günü ilk hocanın ilk cümlesine itiraz etmiştim:
    "bu güne kadar kurallara göre muhasebe uyguladınız, bu kuralları artık tamamen unutacaksınız, artık ilke bazlı muhasebe yapılacak! "
    ilke bazlı yapılacak ve sürekli denetime tabi tutulacak,
    olacak şeymi bu, kural yok ama denetim var!
    kural olmayan yerde denetim nasıl olacak uygulamacının ve denetimcinin ilkeleri tam örtüşümüyorsa ne olacak?
    Evet daha alfabenin a sındayız.

    Ve yine Sn Takaz da parmak basmış "hiçbir ülkede bu derece yaygın olarak uygulanmıyor", uygulanan ülkelerdeki kadar bizde zaten uygulanıyor!

    Bende bir örnek ekleyip susayım:
    Pekçok işletmenin emtea deposu var, bu deponun giderleri var,
    depo sürekli izlenecek, ne kadar alan boş, ne kadar alanı bu yıl içinde satılacak, imalatta kullanılacak, sarf edilecek mal kaplıyor ayrı ayrı tespit edilecek sürekli takip edilerek,
    ve tabi eğer var ise bir sonraki yıla kadar bekleyecek mallar var ise onlarda özelliklerine göre ayrı ayrı ne kadar alanı kaplıyorlar, izlenecek ,
    ve bu verilere göre sürekli orantı yapılacak, bu yolla tespit edilen orantılara göre depo giderleri, imalata, genel giderlere, stok mallara, gelecek yıl giderlerine, boş kalan alanlar giderlerine paylaştırılacak,
    bir defalık değil sürekli izlenerek düzeltme yapılacak!
    varmı böyle bir uygulama?
    Kıdem tazminatları ayrı bir güzellik.



  4. #4
    Üye
    Üyelik tarihi
    10.Haziran.2009
    Nereden
    BALIKESİR
    Mesajlar
    59
    sayın alismettekin verdiğiniz güzel bir örnektir. gerçek bir işletme sahibi, yönetici, maliyetlerini doğru görüp ona göre fiyatlama yapıp kar zararını görmek istiyorsa doğrusu işlemlerin böyle bir mantıkla yapılması gerekmektedir. eğer maliyet muhasebesi sistemi var ise bunu bu şekilde yada buna yakın uyguluyordur. Derseniz sanırım forumdaşların önemli bir kısmı serbest meslek yani bağımsız sürdüren meslek mensubu ve böyle işletmelerin defterlerini tutmamaktadır. Şurası bir gerçektir, yaptığımız muhasebe beyanname muhasebeciliğinden başka bir şey değildir. İşletme sahipleri yaptığımız mali tabloları sadece kredilendirme ve vergi dairesine bildirim için kullanmaktadır. Ve bu tablolar işletmenin gerçek faaliyet sonuçlarına ve gelecek planlarına dair bir şey sunmamaktadır. görüşüm o dur ki bu yüzden TFRS bize çok büyük gelir. Yoksa İşletme sahipleri yöneticileri bu tabloları gerçekten kullanacak olsalar eminim işletmeler hemayakları daha sağlam yere basanişletmeler olacak hemde ekonomide sağlam katma değer yaratacak işletmeler haline gelecekler.

  5. #5
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    27.Haziran.2009
    Nereden
    SİVAS
    Mesajlar
    103
    10/05/2012 tarihli resmi gazetede yayınlanan 6300 sayılı kanunla 660 sayılı K.H.K. de değişikler yapıldı kuruma UFRS ye ek düzenleme yetkisi verildi madde "9 uncu madde uyarınca belirlenen standartlardan farklı düzenlemeler yapmaya , bağımsız denetimin kapsamını ve içeriğini belirlemeye yetkilidir.Bu düzenlemeler ilgili standartın cüz'ü addolunur"Yani dünya da tek raporlama diline geçiş sürecinde biz sizin standartları daha da iyileştiririz diyoruz veya biz bazı konuları es geçeceğiz diyoruz. Kısacası zaten kağıt üzerinde kalacak gibi bu konular...

  6. #6
    Moderatör hadisat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Haziran.2007
    Nereden
    Kartal/İstanbul
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15,044
    sayın aliismettekin aşağıya ekleyeceğim yukardaki yazınızın bu kısmı bence çok anlaşılır değildir ve en azından ben burda ben ve bir kaç arkadaş bu dediğinizi kabul etmiyoruz ne demek farkında olmamak eğer öyle olsa idi benim bu bölümde yukardakilere verilen cevaplarım olmazdı ve ben sayın YMM nin memeleketi düşündüğünü sanmıyorum ve aksine bazı burdaki arkadaşalr gibi kendilerini ve ben varya işte o beni düşündüklerini düşünüyorum ve hala aynı terane bize uymaz ne demek uymaz bal gibi uyar ve zaten kanunen kamu gözetim kurumunda yetki var ve anlaşılması sıkıntılı olan yerleri daha anlaşılır hale getirirler ve olur biter ve buda zor değildir,aşağıdaki yazıya tek kelime ile gülüyorum.

    ''zaten burada herkese olsun hemen olsun aynen olsun diyenlerin çoğunun bu gerçeklerden haberdar olmadıklarını,olsalar bu kadar hevesli olmazlar, olamazlardı diye düşünüyorum,''

    Hüseyin GÖCEN/Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
    '' Yaradılanı Severiz Yaradandan Ötürü''

  7. #7
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    17.Mart.2010
    Nereden
    Osmaniye
    Yaş
    64
    Mesajlar
    322
    Ben bu işi başaracağımıza inanıyorum. Zaten inanmasak ta 2013 yılı gümbür gümdür geliyor. Biz bu işi öğrenerek seve seve yapmazsak veya bu deveyi gütmezsek, bu işten elimizi çekmemiz gerekecek.
    <?: prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    Bu işin bu kadar zor olacağına da inanmıyorum. Çünkü bu işe hayat standardından kaçarak şirketleşen veya benim deyimimle cırlavuk şirketlerin uygulamasının isteneceği hiç zannetmiyorum.

    Ciroları milyonları bulan, gerekli altyapısı oluşmuş, yeterli personeli bulunan ve en önemlisi kurumsallaşmış işletmelerden bu istenecektir. Elinde yeterli uzmanlaşmış personeli bulunan bu işletmelerle bu işin altından pekâlâ kalkabiliriz.

    <B style="mso-bidi-font-weight: normal">Örneğin;[/B]
    1. <LI style="TEXT-ALIGN: justify; MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" =Ms&#111;normal>Stoklar: Satın alınan malların peşin, veresiye, taksitli, çekli veya senetli veya içeriği her neyse, bunu belgelese, bütün bunları içerecek şekilde düzenlense veya üzerine nasıl olduğu hakkında not düşülürse, İmalata giren-çıkan mamul ve yarı mamuller ve dönemlerle ilgili bilgiler tarafımıza verilse; </LI>
      <LI style="TEXT-ALIGN: justify; MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" =Ms&#111;normal>Satışlarımızda yine aynen malın değeri vade farkı veya faizi nakliye bedelleri belirten belgeler düzenlense; Örneğin: 500 Torba un, 6 ay vadeli nakliye bedeli şu diye bir belge düzenlense;</LI>
      <LI style="TEXT-ALIGN: justify; MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" =Ms&#111;normal>Demirbaşlar hakkında daha az varsayımda bulunarak. Amortismanı da buna göre ayırsak. Nihayetinde bu bir varsayım;</LI>
      <LI style="TEXT-ALIGN: justify; MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" =Ms&#111;normal>Hem kurallı Hem ilkeli muhasebe yaparaktan, Hiçbir ülkeyi kafamıza takmadan;</LI>
      <LI style="TEXT-ALIGN: justify; MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" =Ms&#111;normal>20–30 yıl sonra önümüze çıkabilecek kıdem Tazminatı faturasını görüp önlem almak için.</LI>
      <LI style="TEXT-ALIGN: justify; MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" =Ms&#111;normal>Kullanılmamış, Ödenmemiş yıllık izin, fazla mesai tutarlarının yarın karşımıza çıkacağını bilerek (Çalışanlara sağlanan faydalar)</LI>
      <LI style="TEXT-ALIGN: justify; MARGIN: 0cm 0cm 0pt; mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt" =Ms&#111;normal>İlerde başımıza gelebilecek yükümlülükleri şimdiden kayıt altına alarak önlem alarak, </LI>

    Bu işi yapabiliriz diye düşünüyorum.
    Ha bu işi ne kadar yapabiliriz. Kaç defter tutabiliriz? Karşılığını alabilir miyiz? Şimdiden başımızı önümüze alıp düşünüp, hatta düşünmeden hemen şimdiden çalışmaya başlamalıyız. Bu işi yine biz yapacağız. Dışardan biri gelipte kapımızın önünü süpürecek değil. Gelen Gaymak yemeye gelir.

    Tabi bana göre. Halamın bıyığı olsa amcam mı olurdu? Yoksa çok mu iyimserim? Ya da aklımdan zorum mu var? Hepimize kolay gelsin.
    Ali Karapür.SMMM&BD Osmaniye

  8. #8
    Ziyaretci
    Oradaki ifadem çok açık anlamamak için başka bir dilde yaşıyor olmak gerek.
    Bu sistemin hemen herkese aynen uygulanmasını isteyenleri bu kez 2 ye ayırayım,
    ilkinde sadece bu mesleği yapanları dikkate aldığım için bu grubun içinde sadece bu arakadaşlar demiştim ,
    evet aslında olumlu bakanlar 2 grup,
    1-okulda hoca (Sn Tekinalp yada Sn Özkan gibi) hiç bu işi yapmamış yapması da söz konusu olmayanlar onlara hocam ama şu dediğinizde o beni ilgilendirmez bunu yapacaksınız nasıl yapacağınız sizin derdiniz derler, diyorlar,
    2. grup ise kendi içinde 2 ye ayrılıyor,
    2a-halen bu işi yapan denetim şirketlerinde çalışmakta olup işin bir bölümü hakkında veri toplayıp o bölüm için raporlama yapan ve topluca bu uygulamayı yapmayı böyle olacak sananlar
    2b-bu konunun nasıl uygulanacağı hakkında hiç düşünmeden nasıl olsa uygulanır diyerek istekli olanlar.
    Ha tabi bunların dışında farklı yaklaşımlarla konuya olumlu bakanlar vardır mutlaka tek ve tük ama onlar içinde istisnadırlar kaideyi bozamazlar demek mümkün.



  9. #9
    Ziyaretci
    Tabi Sn Karapür yapılacaktır ama zamana yayılarak , sistemin içinde olacak olanlar ikna edilerek,
    ve evet Sn Aksüslü , en önemli olan sizin tespitiniz, işin sahibinin buna istekli olmasını sağlamak gerekir en başta, bu sağlandıktan sonra sistemler kurulur, programlar değişir, işten rutine girer olur biter.



  10. #10
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    18.Haziran.2007
    Nereden
    İSTANBUL
    Mesajlar
    381


    Öncelikle yazıyı paylaştığınız için teşekkür ederim.Şimdi bu yazıyı yazan arkadaşımızın dediklerine gelmeden önce aşağıda ki sorulara cevaplar almamız gerektiğini düşünüyorum;<div></div><div>1-Kobi TFRS ve denetim alanına tabi firmalar nelerdir ? Ve ayrıca bunun iksitadi kısmını düşündüğmüzde bu uygulamalar hangi sebeplerden ötürü gelmektedir? Gelecek olan standartların birincil amacı kesinlikle ve kesinlikle YERSİZ BİR ŞEKİLDE ŞİRKET KURAN AMA İŞ HACMİ OLARAK BU SINIFTA OLMAMASI GEREKEN FİRMALARIN ŞAHIS İŞLETMELERİNE DÖNEREK zaten geriye kalacak olan ki kalacak olan firmalar bu uygulamaları takip ettirebilecek maddi ve yeterli işgücüne sahip firmalardır..</div><div></div><div>2-Şimdi bu noktada geride kalacak olan firmalara bu standartların uygulanması aşamasında ne gibi sorunlar yaşanacaktır.Yazar arkadaşımız ilkesel yaklaşım kesinlikle uygulanamaz demiş ancak ben bu cümleye karşıyım.Uygulama konusunda zaten muhasebe bürolarında bu işlemin yapılabilirlik olasılığı ne yazık ki çok düşüktür.Bu bakımdan firmalar içinde bu işi yaptırılabilecek kişilere istihdam yaratılmak zorunluluğu ortaya çıkacaktır hele ki bu yeni istihdam alanında teşviklerle bu olay işveren üzerine yükü bir nebze bile olsa azaltılacak olsa bahsi geçen firmaların bir çoğu bu uygulamaları yapmak isteyecektir.</div><div></div><div>Birde yapılabilirliği konusunda Sn.aliismettekin dediği örnekten yola çıkarak ilkesel yaklaşımda söylemiş olduğunuz depolarla ilgili şu an çalıştığım firmada zaten uyguluyoruz ve uygulanabilirliği konusunda yeterli personel ile (yeterliden kastım eleman sayısı değil işi yapma becerileridir) % 5'lik bir sapma içerisinde kalınabileceğinin garantisini neredeyse verebilirim... </div>
    Her özgürlüğün içinde bir tutsaklık gizlidir...

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •