Sayfa 1 Toplam 4 Sayfadan 123 ... SonuncuSonuncu
Toplam 40 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: TTK,Ticari-mali kar ve kanuni haklar

  1. #1
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    04.Şubat.2005
    Nereden
    Sakarya
    Mesajlar
    1,425
    Örneğimiz Türkiye nin gerçeği:

    -Limited Şirket
    -iki ortak baba-oğul(Veya iki kardeş)
    -Amortismanı işleme koymadan KAR 400 000,-
    -Amortismanı işleme koyunca zarar 1.-(Kanunen ayırmak zorunda)
    -Kasa müsait.
    -Paraya başka bir konu ile ilgili ciddi ihtiyaç var.

    Sizce hem ülkemiz gerçeklerine hemde yeni TTK ya göre mantıklı bir cevap
    veriniz,buna firma sahibi ortakları ikna ediniz.
    İyi muhasebeci veya kötü muhasebeci olunuz.

    Buyrun.

    -Aylık ücret demeyin (Transferin üzerinde ihtiyaç)

    Madem yeni TTK üçüncü kişileri ve menfaat sahiplerine hizmet edecek.Koruyacak.

    Asıl sermayedarı da koruyun.

    Onuda ayakta tutun.

    Biz Yeni TTK ya karşı değiliz.

    Ülkemiz gerçeklerine rağmen Daha AB de uygulanmayanların çözüm diye tartışılmasına bile sıkıntı duyanlara karşıyız.

    Veya.!

    Lütfen tüm forumdaşlar dan kısa veya uzun görüş bekliyorum.

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    17.Mart.2010
    Nereden
    Osmaniye
    Yaş
    64
    Mesajlar
    322
    Yüksekkaya arkadaşım gerçekten hislerime tercüman olmuş. Ali İsmet Tekin kardeşimizde öyle<?: prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-comfficeffice" />
    Ne güzel anlatmışsınız. Gönlünüze sağlık.

    Madem yeni TTK üçüncü kişileri ve menfaat sahiplerine hizmet edecek. Koruyacak. Asıl sermayedarı da koruyun. Onu da ayakta tutun.

    Biz Yeni TTK ya karşı değiliz.

    Ülkemiz gerçeklerine rağmen Daha AB de uygulanmayanlarını çözüm diye tartışılmasına bile sıkıntı duyanlara karşıyız.

    Gerçekten, ortada Sermaye, Sermayedar olmazsa bu YTTK Kobi TFRS veya UFRS ne işe yarayacak.

    Yine Ali<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> İsmet Tekin kardeşimizde aşağıda ne güzel açıklamış.[/B]

    “İyide hani bu YTTK kobi TFRS, Bağımsız Denetçi sistemine bakar ve anlarken hep birlikte beynimizi yıkayacak ve şu vergi muhasebeciliği illetinden kurtulacaktık. Biz artık TFRS çiyiz vergi muhasebesini unuttuk diyecektik. Biz kayıtları TFRS ye uygun tutalım bağımsız denetim denetlesin ufak tefek yanlışlarınızı yakalasın da, vergi konusunu vergiciler düşünsün bize ne! İdi.

    Verginin kazançtan toplanması için, gerçek kazançtan onun gerçekçi tespiti ile toplanması yolu bu yoldur diyor, Ünal Tekinalp in yolu yani, ama biz biliyoruz ki,

    —Vergi eskisi gibi hesaplanacak
    —Yine KKE giderler olacak,
    —Kıdem tazminatı karşılığını ince ince hesaplayacağız ama matrahla alakası olmayacak,
    —Vadeli satışlar vadeli alışlar için neler neler yapacağız ama matraha yansımayacak.

    Kısacası vergi ile YTK ve TFRS nin hiç alakası yok ama ne bilsin o özelleştirmeci gazeteci. Ha birde yakın gelecekte tüm ab de kobilere bu UFRS lerin zorunlu olacağını yazıyor, <I style="mso-bidi-font-style: normal">ama biz ab ülkelerinde bunun gelecekte uygulanacağına değil şimdi pek çoğunda uygulandırıldığına inandırılmaya çalışılmakta değimli idik[/I], daha ab ülkeleri uygulamıyorlar mı?
    Peki, bu AB ülkeleri bize sadece bu konuda değil daha pek çok konuda şunu şöyle yap, bunu böyle denetle yoksa açmam kapıyı almam içeri demiyorlar mıydı? Bu nedenle çok çalışıp fasıl açtırmaya çalışmıyor muyduk, daha bunlar uygulamadan biz niye atlıyoruz o zaman bu her firmaya her alanda uygulanacak dendiğinde saçmalık görüntüsüne bürünen bu TFRS lere?”
    Teşekkürler.
    Ali Karapür.SMMM&BD Osmaniye

  3. #3
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    14.Kasım.2011
    Mesajlar
    260
    amortisman her ne kadar tahminen ve karşılık olarak hesaplanacak bir rakam sada buşirketin bir gideridir. her sene 400.000 tl para kazanan ama 2 sene sonra hurda makina parkı ile iş yapamaz hala dönüşen şirketler olmaması için amortisman uygulaması zorunludur.

    Bugün para kazanıyor olabilirsiniz ama bu parayı kazanırken başka yükümlülüklerin altına giriyorsanız (makina parkı eskimesi, kıdem tazminatı, vb) bu kazandığınız para zaten kazanılmış para değildir. sadece muhasebe tercihleri ile zararı ertelemektir.

    tüm bu yorumlarım 400.000 tlnin gerçek verilere göre hesaplanmış gerçek bir amortisman gideri olmasıdır.

    burada sermayedar açıkça korunmaktadır. sermayedara bak para kazanıyorum zannediyorsun ama kazanmıyorsun yatırımlara harcadığın parayı anca geriye topluyorsun denmektedir.

    -------

    İkinci olarak vergi konusuna gelir isek mayıs ayı içerisinde vergi konseyi vuk taslağını maliye bakanlığına aktardı maliye bakanlığının en geç eylül ayına kadar yasalaştırılması bekleniyor. şu anda vergi konseyinin çalışmaları üzerinde maliye çalışıyor. Eğer vergi konseyi tasarısına sadık kalırlar ise;

    vadeli satış ve alışlara ilişkin gelir ve giderler matraya yansayacak, amortisman ayırmak zorunlu olacak, amortisman hesabı % 20 oranında farklılıklar dışında ufrs ile aynı olacak değerleme ilkeleri açısından bir çok konuda ciddi yakınlaşma olacak. Tamamen aynı mı olacak tabiki hayır ama bugünkü gibi dağlar tepeler ovalar olmayacak

  4. #4
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    12.Ocak.2012
    Mesajlar
    268



    İşte ekonomik olaylara muhasebenin temel ilkekeri gözüyle bakmak buna denir.
    Vergi musebeciliği maalesef bazı yetenekleri köreltiyor.
    UMS bir çok ezberleri bozacak.

  5. #5
    Ziyaretci
    tfrs nin temeli gerçeği yakalamak,
    gerçek ne? en doğru durum tespiti...
    durum ?
    sattığın malın gerçek değeri,
    aldığın malın gerçek değeri,
    stoktaki malın gerçek değeri,
    giderlerinin gerçek değeri,
    demirbaşların makina parkının taşıtların taşınmazların gerçek değeri,
    belgeli tutarı yazılı borçların alacakların gerçek değeri,
    belgesi muhtemelen ödeyeceğin yasalara bağlı borçların gerçek değeri....
    Gerçek!

    Bu tür çalışmalar ancak teorinin tartışıldığı ,
    örnek olayların ele alındığı hayali ortamlarda olur,
    oralarıda akademik çevrelerdir,

    Eflatun Devlet'te lafa beyaz olan nesne ile başlar sana önce onun beyaz olduğunu söyletir ama lafın sonunda yine sana onun siyah olduğunu da söyletir,
    ama o nesne beyazdır, siyah demek zorunda kalana kendide şaşar nasıl olduda siyah dedim diye, ama tekrarlansa tartışma yine siyah demek zorunda kalacaktır,ama nesne beyazdır...........

    Gerçek yaşam farklıdır.
    Masa başında oturup hayali ortamlar yaratarak teoriler geliştirmekle gerçek yaşam örtüşmez genellikle,
    ben bilimi reddetmem, ama bilimi akademinin içine kapatanlarla da anlaşamam,
    gerçek yaşamda bilimin farkına varmadığı varamadığı belki ileride fark edebileceği ,
    sonucu etkileyen etkenler vardır,
    misal: kıdem tazminatını tahmin et bakalım her işyerindeki her işçinin,
    ne gerekir sana?
    işçinin yaşı,
    sigortaya başlama yaşı,
    cinsiyeti,
    sağlık durumu vs
    aldın bu bilgiyi baktın şu an o da acaip hale gelmiş (getirilmiş) emeklilik tablosuna ve tahmin ettin:
    şu yıl emekli olur bu işçi,
    iyide bakalım olacakmı?
    belki çalışmaya devam etmek isteyecek,
    belki daha önce bir fırsat çıkacak kendisi işten çıkacak,
    o tarihte emekli oldu ve tazminat istedi diyelim son maaşı ne olacak?
    o yıldaki kıdem tazminatı tavanı kaç olabilir,
    arada 3.dünya savaşı çıkarmı?
    bizim mortgaga krizimizin sırası gelir mi?
    iran nükleere devam edermi,
    doğal gaza çok zam yapmak zorunda kalınır buda enflasyonu azdırırmı?
    iklim,
    deprem,
    gdo lu gıdalar....
    gelde yap bakalım şu tahmini,

    şişedeki gibi durmaz bu meret derler ya,
    kağıt üzerinde hesapla olmaz bu işler gerçek yaşamda etkenler çoktur ve ne olacağını önceden öngörmek zordur.



  6. #6
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    14.Kasım.2011
    Mesajlar
    260
    İsmet Bey dediklerinizin hepsi doğrudur.

    Ancak ters açıdan bakıldığında olması muhtemel riskler olarak bu risklerin hepsinin varolduğu da doğrudur.

    Pekiyi böyle bir durumda bu riskler yokmuş gibi davranmak mı daha doğrudur. Varolan riskleri bir takım hesaplama yöntemleri ile hesaplamak kısmen bile olsa mali tabloya koymak mı doğrudur.

    Hesaplama yöntemleri tartışılabilir örneğin dediğiniz gibi bence de kıdem tazminatı hesabı tfrs lerin en tartışılan uygulamalarından biridir. Bugünkü maaşını önce ileriye götür sonra geriye getir. bence verdiği sonuçların gerçekle çok alakası kurulamayabilir. Ancak madem öyle hiç koymayalım demekte doğru değil

    dogru olan burada bu forumda yeni bir kıdemtazminatı hesaplama yöntemi ortaya konabilir. bunu tartışabilir. buradan çıkan sonuçları meslek odamızın komiteleri odamıza ve birliğimize birliğimiz ifac a ifac ias e gönderip bu standartları değiştirebilir.

    zaten mesleki kuruluşların asli görevlerinden biri budur ama bizde ne yazıkki işleyen bir mekanizma değil.

    dediğiniz gibi bir uygulamada yani gelecek ile ilgili hiç bir şeyin öngörülemediği varsayılarak yapılan uygulama zaten tahsil esaslı bir muhasebedir. tahakkuk esaslı değil.

    sattığınız malın parasını alacağınızı da öngörmek zordur alacağınız malı ödeyeceğinizde çalıştırdığınız işçinin maaşını ödeyeceğinizde garanti değildir. işçi kaçabilir.

    ileriye yönelik bir takım tahminler yapılmadan yapılan muhasebe tahsil esaslı muhasebedir ve bu tarz muhasebenin işe yaradığı tek şey yapılan işin kayıt altına alınmasıdır.



  7. #7
    Ziyaretci
    Çocuk doğduğunda, hatta ne çocuğu, daha dur evlenme teklifi yapmaya niyet ettiğinizde de, çocuk , kaç çocuk, kaç kez hastalanır , hangi okula gider, okulda başarılı olurmu, üniversiteyi kazanırmı, diploma alırmı, meslek sınavından başarı ile geçrmi, staj yapacak yer bulurmu, ruhsat alıp işyeri açarmı, açtı diyelim müşteri bulurmu, evlenmeye kalksa evi geçindirebilir mi....
    bütün bu olasılıkları iyice değerlendirmeden evlenmeye kalkmak ne kadar riskli değil mi?
    peki bu riskleri hesaba katmadan evlenmek doğru bir karar olur mu?
    Yoksa bu riskler yokmuş gibi gözü karartmakmı gerekir?

    Kıdem tazminatı için koyarsın 3-5 kenara yada edinirsin bir ufak taşınmaz, olur biter ince ince hesaplayacaksında nereye kadar?

    Bakın işin temeli şudur,
    ihtiyaç kendini hissettirir , o zaman o ihtiyacı karşılamak için düşünülüp birşeyler yapılır,
    böyle hesaplamalar ihtiyacı olmayanlara sen anlamazsın senin buna ihtiyacın var demek yanlış,
    yazarkasa yoktu önlerine sürüldü şu an kullananların, ihtiyaç anlaşıldı şimdi hepsi kullanıyor,
    cep telefonu ilk anda ne gerek vardı pek çok böyle masada çalışan için ama zamanla anlaşıldıki aslında ona ihtiyaç var, şimdi hepimizin elinde var birer telefon,
    senin bu teferruata ihtiyacın var,
    bedelinide her ay
    -ön muhasebe ekibine
    -mali müşavirine
    -bağımsız denetçine
    -işlemin olduğunda işlem denetçisine ödeyeceksin dersen tatmin edemezsin elemanı,
    ihtiyaç hissetmesi gerekir,
    -bak kredi alamazsın,
    -faizin yüksek olur
    -teşvik kullanamazsın demek yetmez,
    hissetmesi çevresinde ve kendinden önde gidenlerde görmesi gerekir.
    Ve tabi asıl soru biz neden ab nin önüne geçtik onlardan önce uygulamaya çalışıyoruz?




  8. #8
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    14.Kasım.2011
    Mesajlar
    260
    abi kafası çalışan kişilerin yönettiği hesabını bilen şirketler zaten çevresinde batan şirketleri gözlemleyebiliyor ve bu işe ihtiyacı olduğunu anlayabiliyor inan muhasebecesinden daha hevesli geçebilmek için. hatta çoğu bir takım kendine özgü sistemler ile bu hesapları yapıyor. burada yapılmak istenen yapamayanlarında yapması.

    geçen hafta bir şirketteydim küçük kendi halinde bir şirket ancak iki ortak oldukları için birbirlerini kandırmamak için kimseyi kandırmamışlar maaşlardan tut stoklara stoklardan tut karlılığa her şey düzgün yapılmış (vuk a göre) ortaklardan biri ben istiyorum bir an önce geçsin dedi. Bugün ben düzgün olmanın bir takım maliyetlerine katlanıyorum rakibim katlanmıyor haksız rekabet yaratıyor dedi. kendini bir süre sonra batırıyor ama yanında bizimde karlılığımızı alıp götürüyor dedi.hikaye esasında bu daha ötesi değil.

    -/-
    ab de sadece halka açık şirketlerezorunlu bizde niye tüm şirketlerevet doğru eleştiri. bunun olmasının sebebi çünkü ab dekitüm ülkelerdeki yerel muhasebe düzeni bu kadar vergi eksenli değil.

    Örneğin Şu anda bir şirkette çalışmalar yapıyoruz elimdeingiltere muhasebe standartlarına göre hazırlanmış mali tablolar var. Bunlara düzeltme kaydı atıp ifrs çevirip kendi raporuma konsolide edeceğim. attığımız kayıtlar oldukça kısıtlı ve mali tabloların gerçeği gösterme etkisi üzerinde değişikliğe çok fazla yol açmayan etkiler. Ancak bizimkiler artık gerçekle yakından uzaktan alakası kalmadığı için bir değişim kaçınılmaz oluyor.

    bu işin doğrusu neydi.

    Otururdu bizim muhasebe akademisyenlerimiz meslek örgütlerimiz vergisel kuralların gerçeklikten uzaklaştığı noktalarda entegre çözümler üretir ve gerçek anlamda bir TÜRK MUHASEBE STANDARDI oluşturulardı. O zaman bizde halka açık olmayan şirketlerimizde ufrs ye gerek duymazdık.

    Ancak bizim akademisyenlerimizin bizim meslek örgütlerimizin çalışmaya gönlü olmadığı için yapılmışları alıp yayınlamak kolaylarına geldi bugünkü duruma geldik.

  9. #9
    Ziyaretci
    Evet bu yoruma tek sözüm yok, aynen böyledir,
    bizden birleşik krallığa gidenler bundan 20 yıl öncesinde nakit toptan satış yaparken sanki uyuşturucu satarmış gibi titrerlerdi,
    çünkü bizde çok sonra başlayan bankadan ödeme şartı orada o zamanlar vardı,
    ikide birde işletmelerinin adı adresi değişirdi, neden dediğimizde piyasadan yüklü mal aldık ve şirketi batırdık derdi bizim uyanıklar, içlerinden birkaç kodesi boylayınca ve ingiliz bu konuya daha sıkı denetim uygulayınca o işler mazi oldu,
    bu arada o günlerde yani 20 yıl önce oradaki muhasebeci kavramına örnek olarak şunuda yazayım:
    arkadaşım,"bu muhasebeciye hem her ay bir ton para veriyoruz hemde adama 2 çift soru soracak olsak randevu alana kadar göbeğimiz çatlıyor randevuya tam zamanında gitmem gerekiyor ve adamın karşısına geçtiğimde masada saatine basıyor, çıkarken bir daha basıyor, kapıda sekreteri beyefendiyi ne kadar oyaladı isek ona göre saatbaşı ücret makbuzunu kesip elimize tutuşturuyor" diye yakınırdı,ne zaman , benim bildiğim 20-25 yıl önce!



  10. #10
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    19.Aralık.2010
    Mesajlar
    1,302

    Alıntı aliismettekin Nickli Üyeden Alıntı
    Evet bu yoruma tek sözüm yok, aynen böyledir,
    bizden birleşik krallığa gidenler bundan 20 yıl öncesinde nakit toptan satış yaparken sanki uyuşturucu satarmış gibi titrerlerdi,
    çünkü bizde çok sonra başlayan bankadan ödeme şartı orada o zamanlar vardı,
    ikide birde işletmelerinin adı adresi değişirdi, neden dediğimizde piyasadan yüklü mal aldık ve şirketi batırdık derdi bizim uyanıklar, içlerinden birkaç kodesi boylayınca ve ingiliz bu konuya daha sıkı denetim uygulayınca o işler mazi oldu,
    bu arada o günlerde yani 20 yıl önce oradaki muhasebeci kavramına örnek olarak şunuda yazayım:
    arkadaşım,"bu muhasebeciye hem her ay bir ton para veriyoruz hemde adama 2 çift soru soracak olsak randevu alana kadar göbeğimiz çatlıyor randevuya tam zamanında gitmem gerekiyor ve adamın karşısına geçtiğimde masada saatine basıyor, çıkarken bir daha basıyor, kapıda sekreteri beyefendiyi ne kadar oyaladı isek ona göre saatbaşı ücret makbuzunu kesip elimize tutuşturuyor"</font> diye yakınırdı,ne zaman , benim bildiğim 20-25 yıl önce!

    Bizim camiaya söylenecek tek söz kendi düşen ağlamaz... Başka yapacak bişey yok.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •