Toplam 2 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 2 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Denetçiye İhtiyaç Bulunmaktadır

  1. #1
    Moderatör gokhankilicoglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mayıs.2007
    Nereden
    Ankara
    Mesajlar
    7,136
    Değerli okurlarımız, daha önceki yazılarımda Türkiye’de yaklaşık 100.000 civarında anonim şirket bulunduğu, 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle anonim şirketlerden bağımsız denetim dışında kalan şirketlerin denetiminin unutulduğunu yazmıştım.


    Nitekim, 11.04.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Gümrük Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 80’inci maddesi ile bu anonim şirketlere denetim getirilerek bu boşluk doldurulmuştur. Bu düzenleme ile Eski TTK’da yer alan “denetim kurulları” düzenlemesinin oldukça farklı olması beklenebilir. Beklenebilir dememizin nedeni aşağıda da inceleyeceğimiz üzere, yeni denetime ilişkin bütün düzenlemelerin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmış olmasıdır.


    “Gümrük Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde
    Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 80’inci maddesi ile Yeni TTK’nın 397’nci maddesine eklenen fıkralar aşağıdaki gibidir.


    “(5) Dördüncü fıkra kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları bu fıkra hükümlerine göre denetlenir. Denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Kanunun denetçinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri, bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilere de kıyasen uygulanır.


    (6) Beşinci fıkra kapsamında denetime tabi olduğu hâlde söz konusu denetimi yaptırmayanların finansal tabloları ve yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir.”


    Kanunda “dördüncü fıkra kapsamı dışında kalan anonim şirketler” denilerek bağımsız denetim kapsamı dışında kalan şirketler kastedilmektedir. Bunun anlamı, bağımsız denetim dışında kalan anonim şirketler için bu madde uyarınca denetim getirilmiş olmaktadır. Denetime ve denetçiye ilişkin olarak kanunda hiçbir belirleme yapılmamıştır. Bütün yetki Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Bakanlar Kurulu’na verilmiştir. Denetimin kapsamı ve denetçinin nitelikleri bu yönetmelikle belirlenecektir. Ancak, kanaatimce bu düzenleme uyarınca çıkarılacak olan Yönetmelik Anayasa Mahkemesi ya da Danıştay tarafından iptal edilebilecektir. Bilindiği üzere, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın yönetmeliklerin kanun gibi kural koyamayacağı yönünde kararları vardır ve bu gerekçe ile iptal edilen yönetmelikler bulunmaktadır. Denetimin kapsamı ve denetçinin nitelikleri tamamen yönetmeliğe bırakılmıştır. Hakbu ki, yukarıdaki kanun düzenlemesinde denetimin kapsamı ve denetçinin niteliklerine ilişkin belirlemeye yer verilmesi gerekirdi. Bağımsız denetçinin kimler olacağı 6102 sayılı Kanunla belirlenmişti. Aynı şekilde denetçi ve denetimin kapsamının da kanunda düzenlenmesi gerekirdi.

    Getirilen denetimin kapsamı ve denetçinin niteliklerinin nasıl olması beklenebilir?

    Bilindiği üzere bağımsız denetime tabi olan şirketlerin bağımsız denetimlerini 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren Yeminli mali Müşavirler (YMM) ya da Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) yapabilmektedir ve bağımsız denetime ilişkin düzenlemeler yönetmeliklerle yapılmıştır.

    Getirilen denetimin kapsamının bağımsız denetim kapsamına yakın bir kapsam olması beklenebilir. Aslında beklenmekten öte yapılan düzenleme bunu zorunlu da kılmaktadır. Bunu söyleme nedenimiz, yeni getirilen denetim düzenlemesi uyarınca denetim yapacak olan denetçinin sorumluluğunun bağımsız denetim yapan denetçinin sorumluluğu ile aynı olmasıdır. Bu çok ciddi bir sorumluluktur. Bağımsız denetçinin sorumluluğunu daha önceki yazılarımda ele almıştım. Kısaca burada da değinecek olursam;

    Yeni TTK'nın 554'üncü maddesi “denetçinin sorumluluğu” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, şirketin ve şirketler topluluğunun yılsonu ve konsolide finansal tablolarını, raporlarını, hesaplarını denetleyen denetçi ve özel denetçiler; kanuni görevlerin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumludur.

    Buradaki sorumluluk Yeni TTK'daki denetim türlerinden olan bağımsız denetimleri yapan denetçileri, özel denetçileri ve yeni getirilen denetim kapsamında denetim yapacak olan denetçileri kapsamaktadır. Ancak Yeni TTK 404'üncü maddede düzenlenen sorumlulukla, 554'üncü maddede yer alan sorumluluğu karıştırmamak gerekmektedir. 404'üncü madde denetçilerin sır saklama yükümünü ihlal etmeleri halinde uygulanacaktır. 554'üncü madde ise kural olarak 404'üncü maddenin kapsamına giren ihlallerde uygulanmayacaktır.

    554'üncü maddede sorumluluk kusur ilkesine bağlanmış bulunmaktadır ve kusuru da iddia eden ispatlamak durumundadır. Burada vurgulanması gereken bir diğer önemli nokta ise, şartların sağlanmış olması halinde 557'inci maddede düzenlenen teselsüle ilişkin hükümlerin denetçiler için de uygulanabileceğidir. Bu konu 554'üncü madde gerekçesinde de belirtilmiştir. Kanaatimizce bu düzenleme denetçiler açısından oldukça ağır bir düzenlemedir. 557'nci madde oldukça kapsamlı bir sorumluluk düzenlemesidir.

    Sorumluluk meselesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isteyenler önceki yazılarımdan faydalanabilirler. Ancak sorumluluk boyutuyla burada daha fazla ayrıntıya girilmeyecektir.

    Yeni getirilen düzenlemede önemle üzerinde durulması gereken bir konu ise, “söz konusu denetimi yaptırmayanların finansal tabloları ve yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmünde” olacağı düzenlemesidir. Dolaysıyla yeni düzenlemenin kapsamı da bu konuları içermelidir.

    Yeni düzenleme ile getirilen denetimi yapacak denetçinin sorumluluğu bağımsız denetçi ile eşdeğerdir. Dolayısıyla, denetimin kapsamı da bağımsız denetime yakın olacaktır. Bu durumda denetimi yapacak olan kimsenin kanunda bu yönde bir belirleme olmamasına rağmen meslek mensubu yani YMM veya SMMM olması beklenebilir. Çünkü, sorumluluk bağımsız denetçi ile aynıdır.

    Bağımsız denetim kendine özgü kuralları olan ciddi bir denetimdir ve bağımsız denetimi yapan denetçinin sorumluluğunun fazla olması beklenebilir. Ancak yeni getirilen denetimi yapacak olan denetçinin sorumluluğu bağımsız denetçiye eşdeğer olduğuna göre, denetimin kapsamı da bağımsız denetime benzer olmalıdır ve denetimi yapacak denetçinin de meslek mensubu olması yerinde bir düzenleme olacaktır. Meslek mensubu olmayan kişilerin denetçi olmasının önü açılması halinde bu kişilerin finans, denetim gibi konularda oldukça deneyimli olması gerekir. Aksi halde sorumluluk oldukça ciddidir. Haliyle, Eski TTK’daki denetim kurullarının uzman olmayan kişilerden oluştuğu yönündeki eleştiri de aslında bu düzenleme ile giderilmiş olmaktadır. Yönetmelikle yapılacak düzenleme ile uzman olmayan kişilerin denetçi olmasının önünün açılması halinde bu durum denetçi bakımından ciddi sonuçlar doğurabilecektir.

    Türkiye’de yaklaşık 100.000 civarında anonim şirket bulunmaktadır ve Yeni TTK ile bu sayı biraz daha artış göstermiş olabilir. Her bir anonim şirket için bir denetçi atanacak olsa bile 100.000 civarında denetçiye ihtiyaç olacaktır. Akıllara bir kişi birden fazla şirketin denetçisi olamaz mı sorusu gelebilir. Ancak, denetçinin sorumluluğu çok ciddi olduğu için, denetçilerin birden fazla şirkete denetçi olması halinde denetimi yeterince sağlıklı yapamayabilir ki, bu da büyük risk demektir.

    Şimdi herkesin aklında şu soru bulunmaktadır. 2013 yılı için genel kurullar Mart ayı sonuna kadar yapıldı. Dolayısıyla, bağımsız denetim dışında kalan anonim şirketler 2013 yılı için denetçi seçecekler midir?

    Buna ilişkin kanunda bir belirleme yapılmamıştır. Çıkacak yönetmelikte konunun açıklığa kavuşturulması zaruridir. Kanaatimce, 2013 yılı için de denetçi belirlemesi yapılacaktır. Genel kurlarını yapan anonim şirketler bunun için tekrar yani olağanüstü bir genel kurul yapabilir, ya da 2013 yılının denetçisini geçici olarak yönetim kurulları belirleyebilir. Ancak, 2013 yılı için denetimin olmaması kanunla yapılan düzenlemenin ruhuna aykırı olacaktır.

    BÜYÜK ÇAPLI LİMİTED ŞİRKETLER ATLANMIŞTIR!



    Yeni düzenleme limited şirketlere yönelik bir denetim getirmemektedir. Ancak vurgulayalım ki, büyük çaplı iş yapan limited şirketler bulunmakta iken küçük çaplı iş yapan anonim şirketler de bulunmaktadır. Sadece anonim şirket diye bir şirkete denetim getirilirken, sadece limited şirket diye bir şirketi denetim dışında bırakmak yanlış bir uygulama olacaktır. Kanaatimce, belli kriterlerin üzerindeki limited şirketler bakımından da denetim getirilmeli idi. Sanırım, belli kriterleri aşan (ciro, aktif büyüklük, çalışan sayısı gibi) ancak bağımsız denetim kriterlerinin altında kalan limited şirketlerin denetimi atlanmış oldu. Nitekim, 6762 sayılı Eski TTK uyarınca limited şirketlerde 20'nin üzerinde ortak bulunması halinde bir veya birden fazla murakıp bulundurma zorunluluğu bulunmakta idi. Ortaklık sayısını kriter olarak algılamak yanlış bir uygulamadır. Ciro, aktif büyüklük ve çalışan sayısı gibi kriterleri dikkate almak çok daha yerindedir.

    Bu durumda, bağımsız denetim dışında kalan anonim şirketlerin limited şirketlere dönüşmesi gündeme gelebilecektir. Yönetmelikle limited şirketlere yönelik olarak denetim getirilmesi de söz konusu olamayacaktır. Çünkü, kanun anonim şirketler bakımından denetim getirmiş olup, bunun yönetmelikle genişletilmesi hukuken mümkün olamayacaktır.


    Kaynak: https://www.thelira.com/yazar/31/ekrem-oncu/2310/yaklasik-100000-denetciye-ihtiyac-bulunmaktadir_

  2. #2
    Müdavim Üye
    Üyelik tarihi
    24.Nisan.2009
    Mesajlar
    2,307
    Ben hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum. Kanun değişikliğiyle ltd. ler sistem dışına atıldı. A.Ş lere gelirsek yine sınırlamayla eskisinde olduğu gibi düşük rakamlarda tutulur. Ayrıca bu kadar kişi denetleyecekse büro işi dışında bu işe talip olabilecek kaç kişi bulunabilir. Aslında bunca zamanki değişikliklerle ne yapılmaya çalışıldığını pek anlamış değilim. Eğer ki 3000-5000 firmada kalacaksa ki bu firmalar zaten denetleniyor. Bu kadar çabaya ne gerek var. KGK neden oluşturuldu. KGK oluşturulup bedava lisans dağıtıldı ise bu lisansların standarda uygunluğu ne derecedir. Aslına bakarsak fiziki denetim sisteminin Ülkemizde bu kadar firma için uygulanabilirliği mümkün değil. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu denetçileri seçecekse KGK' nın denetçileri seçme açısından rolü nedir?


    Bir 10 daha sabretmek lazım. Ondan sonra e-fatura e-defter sürecinde biz de rahat edeceğiz firmalar da. Sistem tarafından denetim olur biter. Fiziki bir evrağın olmadığı durumda insana olan ihtiyaç sayısı sistemin doğruluğu denetleyecek insan sayısından öte gidemez. Örneğin internetten aldığımız ürünlerde 1 tl'lik ürüne bile fatura kesilebiliyorsa.Bu kadar evrağın fiziki denetimi ne kadar doğrudur.


    İnsanın En Büyük Hatası Şudur; Kendini Olduğundan Büyük Görmek Ya Da Kendine Hak Ettiğinden Az Değer Vermek. (Goethe)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •